Dokuz sene geçmiş gerçekten de. Çocuklarla altını üstüne getirmiştik adanın. En başta Mesta olmak üzere köyleri beni büyülemişti.
Yine aynı oteli tuttuk. Ana yoldan biraz sapa, merkeze yirmi dakika uzaklıkta bir koydaydı otelimiz. Ne yazık ki köşedeki balık restoranı kapanmış. Oysa çok eğlenceli bir adam vardı orada. Sabah gördüğünde akşama şu balık var kaçırmayın diye sesleniyordu arkamızdan.
Kafeler ve barlar da mevsim sebebiyle kapanmış. Deniz kıyısındaki küçücük sokağın kenarındaki otellere ait bu küçük yerler tatlı bir hava katıyordu.
Ama gün doğumu tam oteldeki balkonumuzun karşısına denk düşmüş. Günler kısaldığı için geçen sefer geldiğimde göremiyordum balkondan.
Otelin önüne şezlong ve şemsiyeler konulmuş, duşu, soyunma kabini. Bir günü orada tembellik ederek geçirdik . Birlikte gittiğimiz arkadaşlarımızın çok dolaşmak istememesi işime geldi doğrusu.
Her sabah gün doğumu videosu çektim. Her sabah denize girerek güne başladım.
İlk gün Sakız müzesi ile üç köy gezdik. İkinci gün mağara gezip iki değişik koyda denize girdik. Üçüncü gün yattık gün boyu.
O arada Can bir günü açlık başına vurunca bizi deli etmekle geçirdi. Sonraki günlerde de nezle oldu. Neyse bu kısımları unutup gideceğim nasılsa. Bana sadece güzel ve huzurlu anlar kalacak...



























Ay hem de çocuksuz! 🥰 Maşallah size 🧿 darısı başımıza 🍀
YanıtlaSilBir bakıyorsun o günler de geliveriyor :)
SilBabamın memleketi ama hiç gidemedim. İnşallah kısmet olur.
YanıtlaSilÇok seveceğine eminim Derya.
Sil