Çarşamba günü Türk Yıldızları ile geçti. Can eski uçağını görünce mutlu oldu. Çocuklara uzun uzun anlattı. Bence gezinin en güzel yanı baba ve oğullarının bu sohbetleriydi.
- Nisan 26, 2025
- 2 Yorum
Çarşamba günü Türk Yıldızları ile geçti. Can eski uçağını görünce mutlu oldu. Çocuklara uzun uzun anlattı. Bence gezinin en güzel yanı baba ve oğullarının bu sohbetleriydi.
Öyle enerjisiz kalktım ki yine. Takas günleri vardı bugün, kitap, kıyafet götürürm diye düşünüyordum. Ama kendimi hiçbir yere sürükleyesim gelmedi.
Sabah yürüyüş, kahvaltı, mutfak toparlama ve süpürmek işlerinin sonrasında tamam dedim. Artık bir şey yapmayacağım. Zaten altı buçukta hortlamışım çok lazımmış gibi. Gidip uzandım biraz. Kırk dakika falan uyudum mu bilmiyorum. Ardından bir saat yatakta öyle boş boş yattım. Tavanı seyredip içeriden gelen Bilgehan ile arkadaşının seslerini dinledim. Kitap elime aldım bıraktım. Deftere uzandım elimi geri çektim. Karnım ağrımasa daha ne kadar dururdum orada bilmiyorum. Can yüzün bembeyaz dedi. İçimden tüm enerjim çekilmiş , patates çuvalı gibi durmak istiyorum dedim. Can ilaç alalı bir haftayı geçtiği için artık gıpraşmaya başladı, bir şey yapmalıyız modunda gidecek yer arıyoruz. Ama bende ters tepiyor bu yapmalıyız, gitmeliyiz, görmeliyiz hissi. Ya da gerçekten hastayım, bilmiyorum.
Pan diye patlamadan geçireydim şu günü iyiydi. Allahım neyse ki bir şey yapmak zorunda değilim...
Bayramdan beri ses vermediğimi fark ettim .
Bayramdan sonra arkadaşlarımızla Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi 'ne sakura görmeye gittik ama sakuralar bayram yağmurlarıyla akıp gitmiş, kamelya ve lale görebildik :)
Bir hafta önce kahvaltıya gelen yeğenlere çay demlemeyi unutmuştum, neyse bu sefer o işi atlamadım :)
Hep musmutlu değildi günler tabi. Hatta çok üzüldüğümüz kayıp yaşadık.
Bir varmış bir yokmuş hayat... Felekten günlerimizi çalmaktan başka bir şey gelmiyor elimizden.
Hem baksanıza, gençler ne kadar güzel... İçime umud serpiştiriyor onların güzelliği...
Öyle tatlı bir kitap okudum ki hemen yazmak istedim.
Brandon Sanders / Zümrüt Denizli Tress
#Öte yandan bunun aynı anda hem göründükleri gibi olan hem de olmayan kimselerle ilgili bir masal olduğunu anlamalısınız. Bir çelişkiler hikayesi. Diğer bir deyişle insanlarla ilgili bir hikaye.
#Tüm bunların yerine kafası allak bullak bir halde alışverişine devam ederek o tanıdık eylemi, ansızın unufak olmuş hayatına az biraz normallik katmakta kullandı.
#Diğer bütün seçenekleri değerlendirmiştir, sevdiği adam kurtarmak için adadan ayrılmak kulağa delilik gibi gelebilir ama diğer her seçenek imkânsız kabul edilmişse delilik -bu durumda- mantıklı olabilir,"
#Kaygının duygularla beslenen bir leş yiyici olduğu, bir savaş meydanına dadanan kargalar misali daha iyi hislere dadandığı söylenebilir.
#Sürekli başkalarının hislerini paylaşan birinin hayatta hiç yüzü gülmeyecekmiş gibi gözükebilir. Tek bir kimsenin acısı yeterli değil midir? Tress gibi biri neden iki veya daha fazla kişi için üzülmelidir ki? Lakin en mutlu insanların hissetmeyi en iyi öğrenen insanlar olduğunu keşfetmişliğim var. Bu iş tecrübe gerektirir ,bilmem farkında mısınız .Çaba da . Ve (ileriki yaşlarda) iki,üç veya bin kişinin hislerini paylaşanlar.... eh, öylelerinin her daim başkalarından bir adım önde oldukları ortaya çıkar.
#Hayatın en büyük trajedilerinden biri de göklerde uçmak, resim yapmak, şarkı söylemek veya gemi kullanmak için yaratılmış onca kişinin olduğunu ama bunlardan çoğunun yeteneğini keşfetme fırsatı yakalamadığını bilmektir.
#İnsanoğlu ne zaman bir sevinç ağını keşfetse dünyaya güzellik girer. Biz insanlar madde yaratamaz, onu sadece şekillendirebiliriz. Yaşam bile yaratamayız; elimizden ancak onu yeşertmek gelir. Fakat ışık yaratabiliriz nokta ve ışık yaratmanın yöntemlerinden biri de budur. Hayatta bir amaç keşfetmenin coşkusu.
#Her an fark edileceğinden emindi. Fakat insanlar nadiren sizi sandığınız kadar gözler; onlar kendilerinin gözlendiğinden endişelenmekle meşguldür.
#Cesaret, akıllılık, kahramanlık peşinde koşarız . Ve o tür erdemlerin kıtlığını çekmeyiz. Efsaneler onlarla dolup taşar. Ama verdiği peşin hükümleri gözden geçirmeye razı biri soru işareti oturup hayatını yeniden değerlendirebilen bir kahraman? Eh, işte o sahiden de ışıl ışıl parlayan bir pırlantadır, dostum.
#Çoğu kimse hiç yaşamaz, Tress, çünkü kalan yıllarını kaybetmekten korkarlar ... Ve o yıllar da yaşamayarak geçer.
#Daha önce okuduklarını bu sefer inceledi. Daha önce yan yana dizdiklerini bu sefer düzenledi. Ve daha önce kabullendiklerini bu sefer sınadı.
#Adasından ayrılmamış olsaydı Tress'in kendisi hakkında asla öğrenemeyeceği başka neler mevcuttu? Daha da beteri, onun gibi kaç kişi kendi varlıklarını tamamen keşfetmelerini sağlayacak deneyime kavuşamadan cahilce yaşayıp gidiyordu?
#Kültürün ne kadar önemli olduğundan bahsederiz ama kültür nedir? Devlet, lisan veya o tür bir ıvır zıvır değildir. Hayır, kültür hoşlandığımız şeylerdir.
#Dünyanın tamamı böyle yaygın bir şey hakkında yanlış hüküm vermiş olabilir miydi? O tür bir ihtimal Tress'e düşük gelse de tahmini doğruydu ve o kadar şaşırtıcı değildi. İnsanlar hayatlarındaki yaygın şeyler hakkında devamlı yanlış hükümler verir.
#Cesaret bize uçurtmalar gibi göklere çıkaran bir rüzgarsa, korku da fazla uzaklaşmamızı uzaklaşmamamızı sağlayan sicimdir.
#Bir kişi belli başlı korkularla varsayımlardan vazgeçerse önüne yepyeni bir dünya serilir.
Bu kitap dışında bir de Perg Efsaneleri'ni bitirdim. O da çok güzel bir seriydi.
18 kitap bitti yaş günümden beri. 55 e nasıl ulaşırım bilmiyorum ama olsun :D
Bu fotoğraftan sonra Bilgehan'la ben mutfağa gittik kahvaltı etmek için, geri kalan zamanda da maskeliydik.
İkinci gün hepten coşmuştu burnum. Hiç halim yoktu. Akşama Aynur'la Kürşad sahile gidip gün batımı izleyeceğiz gelir misiniz dediklerinde zorla çıktım. Ama açık hava iyi geldi herhalde , benim burnun akması ve tıkanması durdu. Gün batımı da izleyemedik kapalı havadan ama olsun :)
Üçüncü gün sabahı bir baktım halim var, burnum tıkanmıyor , kendime gelmişim. Çok şükür diye diye dolandım evde. Kuzenim geldi eşiyle. Annem de geldi. Onlarla oturduk.
Bayram bu şekilde geçti bizde. Aileme kaçtım biraz. Dışarıda fırtınalar koparken aile sığınağına kaçabilmek bile lüks ülkemizde.
Yalnız ıslak mendil bile almadan yaşamayı başarmakta sorun yoktu da en çok sevdiğim gruplardan birinin konserini boykot etmek biraz içime oturdu doğrusu. Hahaha. Bu ülkede daha neler göreceğiz acaba ?
Bugün tek kuruş para harcamama günü. Yalnız öyle bir hakkımız bile yokmuş heee, daha neler öğreneceğiz acaba ?
Nasıl ama yaaa.
Daha dün gibi kucağıma ilk aldığım gün.
Dolu dolu, sağlıkla, huzurla, mutlulukla, bolluk bereketle , neşeyle, hevesle, merakla, coşkuya yaşa oğluşum.
Seni seviyorum .
Dün , bir haftadır beklediğimiz pet sonucu çıktı. İlaçlar işe yaramış. Yolumuz uzun ama sizinle paylaşmak istedim.