­
­

Matematik

Uzun zamandır kendime rimel almayı düşünüyordum. Aldım aslında marketten birşeyler ama biri yapışık geldi birinin bir sürme fırçası var, kirpiden yapmışlar. Eski rimelim Lancome'du . Aaa dedim Paris'e gidiyorum, dutyfree den bakayım. Ay aklımı seviim. Normalde hiç çalışmaz böyle şeylere :D Gitmeden girip sitesine benim istediğim rimellere baktım 2200 - 2400 arasıymış. Gözüm çok hassas benim, beş yılda bir rimel alınca paraya kıyıyorum. Euroya çevirdim. 45 50 euro arası ediyor.

Dün dönerken, tabii ki önce alış veriş yapmaya üşendim. Kozmetik kasası da bir kuyruk. Amaaan boş versem dedim . Sonra uçağa daha bir saat varken, gelmişsin buraya bak işte Handan diye iteledim kendimi. Lancome da saklanmış, göremedim önce. Neyse rimellerin başına geldim. Benim istediğim 27 Euro. 27 ! Neredeyse yarısı. Tabii ki kasa kuyruğundan on beş dakika bekleyip bin küsür lira kazanmak mantıklı geldi bir anda. Bakmasam gitmeden fiyatına hayatta anlamam zira hiç haberim olmaz .

Uçaktan indiğimde bizim dutyfree den geçerken hiç üşenmeyip gidip aynı rimeli buldum, fiyatı yazmıyordu, özellikle sorup öğrendim 36 Euro.

Diyecek başka bir sözüm yok hakim bey...

Sadece Yürüdüm































Alıp başımı yürüdüm, seyrettim, tadını çıkarttım. Kendimle başbaşa kalmamışım ne zamandır....

Yarın Sabah Yola Çıkıyorum

Can'a dedim ki, sırf beni yalnız bırakmamak için gelmeyi düşünüyorsan gelmene gerek yok. Ben tek başıma işlerimi hallederim. Zaten her gittiğimiz yerde her şeyi ben ayarlıyorum onlar değil.

Bilgehan'a dedim ki kusura bakma seninle gitmek istemiyorum. Seninle ayrıca bir gezi plânlamayı düşünüyorum ama buna değil. Bu benim eğlencem. Senin keyfini yapamam, ikimiz de mutsuz oluruz .

Metehan'a bir şey diyemedim. Yeşil pasaportu yok. Ha demeye gelemiyor. Onunla bir yerlere gitmeyi seviyorum, aynı şeylerden hoşlanıyoruz zira.

İki harika genç kızla gidecektim. Aylardır para biriktirdikler, pasaport çıkarttılar, bilet aldılar, otel ayarladılar. Ama Fransa bize başvurusu bile almadı. Diğer ülkeler de vermediler vize. Onlarsız içim buruk. Neyse Japonya'ya gittiler şu an. En azından evde durup üzülmelerindense ilk yurt dışı gezilerini yapıyorlar. Umarım Stray Kids konserine de gidebilirler sene içinde. 

Yani tek başımayım.

Orada Metehan'ın liseden arkadaşı var şu an, onunla buluşacağım bir ara. 

Konser kapısında da birileriyle karşılaşma ihtimalim var.

Biliyor musunuz. Hayatımda ilk defa yalnız tatile gideceğim. İlk defa . Yalnız yola çıktım ama gittiğim yerlerde hep birileri oldu. Hiç tek başıma vakit geçirmedim. Çok heyecanlıyım :D 

Çantamı hazırladım. Kıyafet seçmek için uğraştım. Acayip kilo aldığım ve her ne hikmetse şiştiğim için çok çirkinim. 

Kuaföre gidip bari bakımlı olayım dedim. Manikürcü kız fıtık ameliyatı olmuş. Saçlarımın ucundan aldırayım dedim, saat beşte kuaför kapanmıştı kapısından döndüm. Yani elde var sıfır :D Handan Bacı modundan devam edeceğim mecburen.

Şimdi gidip bir oje süreyim bari. 

Yarın Paris'ten sesleneceğim :)


Gökçetepe Tabiat Parkı















 Uzun zamandan sonra ailece karavan kampına çıktık. İki gece Saroz Körfezi kıyısında çam ormanlarının içindeydik. Pazar günü gittiğimiz zaman ortam niraz mülteci kampını andırıyordu ama neyse o gece çoğu kişi gidince biraz daha sakinledi ortam. Yine kalabalıktı ama en azından biz güzel yayılmıştık.

Kampların en güzel tarafı gündüz ne kadar sıçak olursa olsun geceleri uyku tulumuna gömülüp de yatacak kadar serinlemesi. 

Pek video çekmedim. Fotoğraf da bu kadar. Bol bol tembellik yaptım. O kadar :) Deniz ve tembellik iyi geldi.

Ortaya Karışık

En son kampımızı anlatayım diye bloğu açtım, bu fotoğrafları yükleyip yayımlamadığımı gördüm. Buradan başlayalım o zaman.


Akşamları kendime balkon keyfi hediye ediyorum.


Annemle sabah kahvaltısı kaçamağı. Mahalledeki Kirpi'nin bahçesi çok güzel.


Memleket halleri ve yangınlar iyice içimi yakınca kendimi yapboza verdim.


Havanın kırklara ulaştığı bir gün anneme yürümeyelim, sen bana gel dedim. Yapbozun başından kalkmadı saatlerce. 


Aynı gün akşam arkadaşımın bahçesinde çay keyfi yaptık.



Can'la Fenerbahçe 'ye gideriken. Neyse ayna karşısında düzgün gülümsemeye başladı :D




Bizimle gelen fotoğrafçı arkadaşımız olunca bol bol fotoğrafımızı çekti.


Doktordan dönerken koru keyfi. En sonunda kolestrol ilacına başladım. Gittiğim ikinci doktor da kesin başlamalısın deyince. Yediklerinle yaptıklarınla ilgisi olmaz, bu genetiktir, çocukların da baktırsınlar diye de ekledi.


Bilgehan'ın doğumgününden.

 
Diğeri bitince buna başladım. Sarılar ve mavileri nasıl bitirdim ben de bilmiyorum. Beni çok oyaladı.


Yaz içeceği reyhan şerbeti. 



The Hu konserine giderken. Can onların Yuve Yuve Yu larına bayılıyordu. Gitmezsek olmaz dedim.



Üzerimdekinin benzeri M&S da varmış. Bir kadının üzerinde görmüştüm instagramda. Can'ın ablasına yolladım fotoğrafını, bana ördü :) Şal gibi dümdüz örüp bir kenarını yaka bırakıp dikiyorsun. Bugün mevcut bir şalımın kenarını dikerek aynısının yazlığını yapmaya niyetliyim.

Şimdi siz bunu okurken ben diğer yazımı yazayım :)