- Nisan 18, 2025
- 11 Yorum
Bayramdan beri ses vermediğimi fark ettim .
Bayramdan sonra arkadaşlarımızla Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi 'ne sakura görmeye gittik ama sakuralar bayram yağmurlarıyla akıp gitmiş, kamelya ve lale görebildik :)
Hafta sonu da arkadaşlarımız kahvaltıya geldiler.
Bir hafta önce kahvaltıya gelen yeğenlere çay demlemeyi unutmuştum, neyse bu sefer o işi atlamadım :)
Hep musmutlu değildi günler tabi. Hatta çok üzüldüğümüz kayıp yaşadık.
Bir varmış bir yokmuş hayat... Felekten günlerimizi çalmaktan başka bir şey gelmiyor elimizden.
Hem baksanıza, gençler ne kadar güzel... İçime umud serpiştiriyor onların güzelliği...
- Nisan 16, 2025
- 7 Yorum
Öyle tatlı bir kitap okudum ki hemen yazmak istedim.
Brandon Sanders / Zümrüt Denizli Tress
#Öte yandan bunun aynı anda hem göründükleri gibi olan hem de olmayan kimselerle ilgili bir masal olduğunu anlamalısınız. Bir çelişkiler hikayesi. Diğer bir deyişle insanlarla ilgili bir hikaye.
#Tüm bunların yerine kafası allak bullak bir halde alışverişine devam ederek o tanıdık eylemi, ansızın unufak olmuş hayatına az biraz normallik katmakta kullandı.
#Diğer bütün seçenekleri değerlendirmiştir, sevdiği adam kurtarmak için adadan ayrılmak kulağa delilik gibi gelebilir ama diğer her seçenek imkânsız kabul edilmişse delilik -bu durumda- mantıklı olabilir,"
#Kaygının duygularla beslenen bir leş yiyici olduğu, bir savaş meydanına dadanan kargalar misali daha iyi hislere dadandığı söylenebilir.
#Sürekli başkalarının hislerini paylaşan birinin hayatta hiç yüzü gülmeyecekmiş gibi gözükebilir. Tek bir kimsenin acısı yeterli değil midir? Tress gibi biri neden iki veya daha fazla kişi için üzülmelidir ki? Lakin en mutlu insanların hissetmeyi en iyi öğrenen insanlar olduğunu keşfetmişliğim var. Bu iş tecrübe gerektirir ,bilmem farkında mısınız .Çaba da . Ve (ileriki yaşlarda) iki,üç veya bin kişinin hislerini paylaşanlar.... eh, öylelerinin her daim başkalarından bir adım önde oldukları ortaya çıkar.
#Hayatın en büyük trajedilerinden biri de göklerde uçmak, resim yapmak, şarkı söylemek veya gemi kullanmak için yaratılmış onca kişinin olduğunu ama bunlardan çoğunun yeteneğini keşfetme fırsatı yakalamadığını bilmektir.
#İnsanoğlu ne zaman bir sevinç ağını keşfetse dünyaya güzellik girer. Biz insanlar madde yaratamaz, onu sadece şekillendirebiliriz. Yaşam bile yaratamayız; elimizden ancak onu yeşertmek gelir. Fakat ışık yaratabiliriz nokta ve ışık yaratmanın yöntemlerinden biri de budur. Hayatta bir amaç keşfetmenin coşkusu.
#Her an fark edileceğinden emindi. Fakat insanlar nadiren sizi sandığınız kadar gözler; onlar kendilerinin gözlendiğinden endişelenmekle meşguldür.
#Cesaret, akıllılık, kahramanlık peşinde koşarız . Ve o tür erdemlerin kıtlığını çekmeyiz. Efsaneler onlarla dolup taşar. Ama verdiği peşin hükümleri gözden geçirmeye razı biri soru işareti oturup hayatını yeniden değerlendirebilen bir kahraman? Eh, işte o sahiden de ışıl ışıl parlayan bir pırlantadır, dostum.
#Çoğu kimse hiç yaşamaz, Tress, çünkü kalan yıllarını kaybetmekten korkarlar ... Ve o yıllar da yaşamayarak geçer.
#Daha önce okuduklarını bu sefer inceledi. Daha önce yan yana dizdiklerini bu sefer düzenledi. Ve daha önce kabullendiklerini bu sefer sınadı.
#Adasından ayrılmamış olsaydı Tress'in kendisi hakkında asla öğrenemeyeceği başka neler mevcuttu? Daha da beteri, onun gibi kaç kişi kendi varlıklarını tamamen keşfetmelerini sağlayacak deneyime kavuşamadan cahilce yaşayıp gidiyordu?
#Kültürün ne kadar önemli olduğundan bahsederiz ama kültür nedir? Devlet, lisan veya o tür bir ıvır zıvır değildir. Hayır, kültür hoşlandığımız şeylerdir.
#Dünyanın tamamı böyle yaygın bir şey hakkında yanlış hüküm vermiş olabilir miydi? O tür bir ihtimal Tress'e düşük gelse de tahmini doğruydu ve o kadar şaşırtıcı değildi. İnsanlar hayatlarındaki yaygın şeyler hakkında devamlı yanlış hükümler verir.
#Cesaret bize uçurtmalar gibi göklere çıkaran bir rüzgarsa, korku da fazla uzaklaşmamızı uzaklaşmamamızı sağlayan sicimdir.
#Bir kişi belli başlı korkularla varsayımlardan vazgeçerse önüne yepyeni bir dünya serilir.
Bu kitap dışında bir de Perg Efsaneleri'ni bitirdim. O da çok güzel bir seriydi.
18 kitap bitti yaş günümden beri. 55 e nasıl ulaşırım bilmiyorum ama olsun :D
- Nisan 08, 2025
- 2 Yorum
Bayrama nezle olup girince buraya yazı yazmayı bile unutmuşum.
Bu fotoğraftan sonra Bilgehan'la ben mutfağa gittik kahvaltı etmek için, geri kalan zamanda da maskeliydik.
İkinci gün hepten coşmuştu burnum. Hiç halim yoktu. Akşama Aynur'la Kürşad sahile gidip gün batımı izleyeceğiz gelir misiniz dediklerinde zorla çıktım. Ama açık hava iyi geldi herhalde , benim burnun akması ve tıkanması durdu. Gün batımı da izleyemedik kapalı havadan ama olsun :)
Üçüncü gün sabahı bir baktım halim var, burnum tıkanmıyor , kendime gelmişim. Çok şükür diye diye dolandım evde. Kuzenim geldi eşiyle. Annem de geldi. Onlarla oturduk.
Bayram bu şekilde geçti bizde. Aileme kaçtım biraz. Dışarıda fırtınalar koparken aile sığınağına kaçabilmek bile lüks ülkemizde.
Yalnız ıslak mendil bile almadan yaşamayı başarmakta sorun yoktu da en çok sevdiğim gruplardan birinin konserini boykot etmek biraz içime oturdu doğrusu. Hahaha. Bu ülkede daha neler göreceğiz acaba ?
Bugün tek kuruş para harcamama günü. Yalnız öyle bir hakkımız bile yokmuş heee, daha neler öğreneceğiz acaba ?
- Nisan 02, 2025
- 5 Yorum
26 yaşında...
Nasıl ama yaaa.
Daha dün gibi kucağıma ilk aldığım gün.
Dolu dolu, sağlıkla, huzurla, mutlulukla, bolluk bereketle , neşeyle, hevesle, merakla, coşkuya yaşa oğluşum.
Seni seviyorum .
- Mart 25, 2025
- 8 Yorum
Dün , bir haftadır beklediğimiz pet sonucu çıktı. İlaçlar işe yaramış. Yolumuz uzun ama sizinle paylaşmak istedim.
- Mart 22, 2025
- 23 Yorum
- Mart 20, 2025
- 3 Yorum
Şermin Yaşar / Söyleme Bilmesinler
Şeemin Yaşar'ın hikâyelerini seviyorum. İlk romanını da seveceğime emindim. Beni yanıltmadı. Harika bir aile hikâyesi.
#Özgür olsun çocuklar, canları nasıl istiyorsa öyle yaşasınlar. Birimizin kasveti hepimize bulaşıyor böyle. Neşe bulaşıcıdır falan diyorlar. Yalan. Neşe kolonya gibi bir sey. Dökünüyorsun O an ferahlıyorsun .Sonra uçup gidiyor burnundan, elinden, üzerinden. Kasvet öyle değil ama, zamk gibi, bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor.
#Ölecek kadar acı çekiyor, gene de çocuklarından korkuyor. Çocukluğunda anne babadan kork, gençliğinde karndan kocandan kork, yașlılığında çoluk çocuğundan kork Korkusuz gün yüzü yok insana.
#Herkes kendini anlatır, Karşısındakini dinliyormuş yapar, ama aslında kendi söyleyeceği için sırasını bekler.
#Kıyametin çok gürültülü olacağını sanıyoruz ya kim bilir belki de sessizdir. Sessizlik gürültüden çok daha ağır bir sey.
#Etkisiz hale mi getirilecekler, Evet, tanım yeterince açık sanıyorum, Şüphesiz açık efendim, ben yalnızca şaşkınlığımı ifade etmek istemiştim ,Neden şaşırdığınızı anlayamadım, Bu alçakların istediklerini yerine getirdiğimiz görünümü vermeden bu işten sıyırmamızın tek yolu bu, Gerçekte teslim olmamıza rağmen, Önemli olan görünümü kurtarmak, cepheden bakıldığında olayı kötü durmaması, perde arkasında olup bitenler bizim sorumluluğumuzda olmayacak...
#Viyolonsellere melodilerini, seslerini yükseltmeden duyurmalarını istedi, bu istem bir çeşit müzik bilmecesiydi ve müzisyenler bu bilinmezi çözmüş görünüyorlardı, sanat böyle bir şeydi işte, sıradan insanlar için imkansız görünen olgular, sanatçılar için hiç de öyle değildi.
#Çünkü hepinizin ayrı bir ölümü var, onu doğduğunuz andan itibaren gizli bir yerinizde taşıyorsunuz, o sana aittir ve sen de ona aitsindir,
#Bence iyi bir fikir efendim, Tabii öyle ama ,böyle olmasının tek nedeni bundan daha iyi bir fikir üretemememiz.
#Gördüğünüz gibi kısa zamanda bitti, Bu resmi bildirileri hazırlamak fazla hayal gücü gerektirmiyor, neredeyse kendi kendilerine yazıldıkları bile söylenebilir,
#Oysa ki dünyayı anlayamadılar ve ne yaparlarsa yapsınlar anlayamayacaklar, çünkü yaşamlarındaki her şey geçici, eğreti ve çaresiz bir şekilde yok olup gidiyor
#Bu 58 saniyelik bölümde ölümü etkileyen yön ise, en sıradanından en olağan dışı olanına dek tüm yaşamların her birinin ritmik ve melodik olarak içerdiği bir çeşit atlamayı, bu bölümde duyar gibi olmasıydı, parçanın trajik bir şekilde kısa olması, çaresiz bir şekilde yoğun olması, bir de havada ya da yer herhangi bir yerde asılı gibi kalan o son akoru, adeta söylememiş bir şeyler kaldığı hissini uyandırıyordu.
#Ölüm ikilemde kalmış durumda, gördüğü tutumun kendini beğenmişlik mi , alçakgönüllülük mü olduğuna karar veremiyor
#Ümitlerin kaderi, biri yok olduğunda diğerinin ortaya çıkmasıdır, işte bu yüzden bunca hayal kırıklığına rağmen dünyadan silinip gitmemişlerdir.
#Ölüm ona acıdı, zavallıcık, ne yazık ki yaptığı yanlışı düzeltecek zamanı olmayacak, hiç kimsenin yeterli zamanı olmaz zaten, tam istediklerine ulaşacak gibi olurlar ama başaramazlar.
#Kahvede kimse kadınlardan söz etmiyordu, çünkü kaç yaşında olursa olsun, kendilerini eş olarak seçmiş kadına kaç çocuk vermiş olursa olsun oradakilerin hepsi bir anlamda hâlâ bekârdı.
#Duygular bence tek kelimeyle ifade edilemez. "Mutluluk," "Neşe," ya da "Pişmanlık", buna inanmam. Dillerin patriyarkal olduğunun en büyük kanıtı belki de onların duyguları aşırı derecede basitleştirmeleridir. Ben daha çok melez hissi cümleleri tercih ederim: " Felakete götüren mutluluk," ya da : " başkalarının hayallerinin peşinde sürüklenmenin getirdiği hayal kırıklığı." "Yaşlardan aile bireylerini izlemenin yarattığı ölümlü haşır neşir olma hali"nin "orta yaşlarda oluşan aynalardan nefret etme sendromuyla"nasıl da alakalı olduğunu gösterebilmek isterim.
#Hayatım izah edebilmek için asla doğru kelimelerim olmadı Ve şimdi kendi hikayeme anlatmaya başladım şu anlarda buna şiddetle ihtiyacım var.
#Bebekken ve hatta küçük bir kızken tuhaf ,sıra dışı bir güzelliğim vardı. Tek tek bakıldığında hiçbir yerim doğru değildi, ama bir araya geldiklerinde çok çekici bir bütün oluşuyordu.
#Karşımızdaki adam, bizim gözümüzde kanlı canını bedenine rağmen sanki yavaş yavaş görünmezleşiyordu; hindiyi dilimleyen, bayramları filme çeken ama aslında orada olmayan bir robota dönüşüyordu babam.
#Kendini üstün ve aşağı görmek, hem de aynı anda.
#Yaşamanın geleceğe değil geçmişe , çocukluğa ve ondan öncesine , ölüme taşıdığını kavrayacak kadar yaşlanmamıştım henüz.
#Korkmadım değil, ama korkmama gerek yoktu. Kimse beni fark etmedi. İşte aldığım en önemli destek, yardım da buydu, kimse kimseyi fark etmiyordu.
#Davranışlarımla değerlerim arasında bir uyum olmazsa, arada bir boşluk, bir gerginlik kaynağı oluşur. Bu boşluk huzursuzluk, rahatsızlık yaratır. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak bu boşluğu kapatmak isteriz. Şiddetli davranışımızın bedelini ödeyerek o boşluğu kapamak, huzura kavuşmak isteriz.
#Rüyaların, beynin kısa ve uzun dönemli hafıza kayıtlarının bir yan ürünü olduğuna inanıyordu. Görsel ve duyusal veriler birbirine karışıyor, kısa hikayeler ortaya çıkıyordu - ama bunların bir maymunun parçalayıp tekrar bir araya getirdiği eski fotoğraflardan, aşk mektupları ya da kağıt parçalarından pek bir farkı yoktu.
#İnsanın kendini bilmesi, kişilik değiştirme gücü vermiyordu ona .
#Bu küflü, sonsuz çürüyüşün göbeğinde duran kâğıt parçası hayat belirtisi gösteren ve içi yaşamla dolup taşıveren bir şey gibiydi.
#Öğrenmesi gereken o kadar çok şey vardı ki hâlâ. İlk olarak bunu iyileştirerek başlayabilirdi işe.
#Derin bilginin o müthiş önemini kavramıştı. Derin bilgi, olağanüstü bir şekilde genişlemek, gözler önüne binlerce yön sergilemek demekti.
#Birdenbire öfke ile hışım arasındaki farkın ne olduğunu anlayıvermişti - öfke etkisini bırakır ancak hışım insanın onurunu lekeler.
#Öğrenmem gereken daha o kadar çok şey, yığınla şey var ki ,diye düşündü. Bunun ayrımına varmış olmanın nedenli kıymetli olduğunu bilmiyordu.
#Her entelektüelin dünyasını ikiye bölen o sınır çizgisinde duruyordu. Çizgi, belli belirsiz, gölgeler içinde, karşı tarafa şuursuzca geçinen bir huduttur. Ancak daha sonraları, insan kendi küçük dünyasını mercek altına almayı öğrendiğinde, işte o zaman çizginin nedenini belirgin bir biçimde çizilmiş olduğu kafasına dank eder.
#Öylesine dürüstçe ,lafı dolandırmadan, öylesine zarif bir şekilde aşkını ilan etmişti ki, canını acıtmıyordu ama bir tatlılık hissi, incelikli bir haz veriyordu, tıpkı tatlı kokular yayan bir şeyin geçip gidişi gibi.
#Onlar her zaman açık bir kapı bırakır diye bekletmeden cevapladı Hiver. Hayatın bir anlamının olması da bundandır. Yeterince gayret gösterirseniz her şeyi başarabilirsiniz.
#Basit bir insan gibi düşünüyorsun. Bunun için seni suçlamayacağım. Güç deyince aklına sadece şiddet geliyor. Ama güç, istediğin şeye ulaşmanı sağlayan bir yetenektir. Ve diyardaki en büyük güçte masumiyetler.
#Gerçek, ki o kez dayanamayacak kadar ağır bir yük olabilir. Fanilerin her şeyi bilmiyor olması, Kadim Güçler'in şefkatinden ileri geliyor olmalı.
- Mart 18, 2025
- 3 Yorum
- Mart 08, 2025
- 4 Yorum
Ramazanın başından beri sanırım uykusuzluk beni vurdu. Sabah sahurda kalktıktan sonra öğlenleri uyudum hep ama yine de yeterli uykumu alamamış olmalıyım ki sinirim tepemdeydi. Oruçluyken sinirli olmak Can'a özgü bişeydir oysa. Hepimiz akşam ezanına kadar uyanmasın diye parmak uçlarımıza basıp dolaşırız evde. Açken o o değil anacım. Benim güler yüzlü sakin kocam gidip yerine tam bir sinir küpü geliyor . Neyse , konu o değil. Beni açlık vurmaz öyle de uykusuzken deliriyorum. Tabi hormonlarım da gıpraşıyor.
Bu sabah beşte uyandım. Bir şeyler atıştırdım. Çayımı, kahvemi, suyumu içtim. Sonra Bilgehan'a kahvaltı hazırladım. Yedi buçukta onu yolcu ettim. Baktım kılımı kıpırdatasım yok. Annemi aradım ben yatmaya geri dönüyorum dedim.
Saat on buçuk gibi uyandım. Ama hâlâ kılımı kıpırdatasım yoktu. Kitabımı okudum biraz. O arada Metehan arkadaşıyla buluşmaya gidiyordu. Planları değişince biraz vakti kalmış. Pazara ben gideyim istersen dedi.
Kul banalınca Hızır yetişirmiş sözünü yaşadım resmen .
O pazara gidip geldi. Ben balkona güneş vururken çıkıp kitabımı okumaya devam ettim. Bir tek çay demledim. Sonra mutfağa girmedim.
Can uyandı. Bir baktım mutfakta bulaşık makinası boşaltıp bulaşıkları yıkadı. Hayatta yaptığı iş değildir. Gerçekten Allah bana acımış olmalı :D
Sonradan diyor ki, kesin özel bir gündü ben unuttum diye düşünmüş beni öyle pijamayla kıpraşmıyor görünce :D Hahahaha.
İnatla akşama kadar pijamamı üzerimden çıkarmadım. İftara dışarıdan sipariş verdik. Yedikten sonra da hiçbir şeye dokunmadan çayımı alıp çıktım.
Kitabımı bitirdim. Yenisine başladım.
Çok iyi geldi.
- Mart 06, 2025
- 4 Yorum