1

Mart 16, 2015

O evden çıktıktan sonra perdeleri ve tülleri açıp dışarıdaki beyaz pırıltının eve dolmasını izledi. Müzik açmadı sessizliği dinlemek istedi biraz. Kuzinenin içine bir iki odun daha attı. Alevlerin dansına baktı büyülenerek. Kendisine bir fincan çay koydu. Nihayet biraz daha yenilebilecek kıvamda pişirebildiği ekmeğin üzerine yağ ve yazdan kalan çilek reçelini sürdü. Pencerenin önündeki keyif koltuğuna oturarak kar tanelerinin sihirli dünyasına daldı. Dışarıdaki minik ayak izlerini görünce hemen fırladı yerinden. Ekmeğin kalanını ufalayarak pervaza koydu. Kapının önündeki tası suyla doldurarak kahvaltıdan kalan sosislerden attı ağaçların dibine doğru. Bu ormanlık yerde hiç tanımadığı misafirleri olduğunu biliyordu.


Köşesine yeniden dönmeden çayını tazeledi. Yaşamın, çılgın koşuşturmasına bir ara verip nefes almak için insanlara zaman tanıdığı o anlardan birisini yaşıyordu. Aslında kış mevsimi böyle anlar içindi sanki.. Kış, sonbaharın büyülü romantizmi ile ilkbaharın mucizevi yeniden doğuşu arası küçük bir kendine dönüş molası, diye geçirdi aklından. O bu düşüncelerle kar tanelerini izlerken kapı açıldığında yerinden zıpladı heyecanla.

- Kusura bakma, korkuttum mu seni? Dışarda tur attım, yukarı çıkmadan sıcak bir şeyler içeyim dedim, çok soğuk.

-Ah tabi ... Ne istersin, bitki çayı yapayım mı? 

- Yok yok fazla beklemeyeyim, çayından alayım ben de. Keyif anını böldüm ama.

-Ne demek, kalkacaktım zaten , işe koyulma vaktidir. 

Çayla geri döndüğünde onu kendisine bakarken buldu.

-Burada sıkılmaman çok ilginç geliyor bana. Eşim bile dayanamamıştı fazla. Hasta oldu hem fiziken hem ruhen...

- Herkes farklı şeyleri seviyor sanırım, benim için burada olmak piyangodan para çıkması gibi . O sabah seninle markette karşılaşmasaydım şu an ne halde olurdum bilmiyorum...

Bu kısa konuşmanın ardından her zamanki sessizliklerine gömüldüler. Çayını içen adam gitmeliyim diyerek çıktı. Kadın bulaşıkları yıkamak için güğümdeki sıcak suyu kaba dökerken ilk karşılaştıkları zamana döndü...

Benzer yazılarım

1 Yorum