Sanki Hücre Hapsi Almışız Modundan Çıkabilir miyiz Lütfen

Nisan ayının son günü de gelmiş.


Pandemiye rağmen bizim için pek cıvıl cıvıl bir ay olmuş. 


Kapanma başladı. Şöyle bir bakınca, benim hayatımda Bilgiç'in okula gitmemesi dışında değişen pek bir şey olmayacak. 



Haydi siz de derin nefes alın. Evinizin en sevdiğiniz köşesine kurulun. Beklemeyin her şeyin bitmesini. Pandemi değil yaşamamızı engelleyen. Her nefesin farkına varmamız, ruhumuza yolculuk yapmamız, sürekli yakınmaktansa kendimize iyi geleni bulmamız gerekiyor. 


Bu kapanışı bir fırsat olarak düşünün. Evde duran şanslı kesimdeyseniz şükredin. Kuşları izleyin, güneşli bir pencere önünde gözlerinizi kapatıp sıcağın tadını çıkartın, ailenizle vakit geçirin. Ne yaparsanız yapın,  zaman geçsin diye beklemeyin. Geçsin dediğiniz sizin hayatınız, bıkkınlıkla bitsin dediğiniz günler sizin günleriniz. 




Günaydın.. 


Fotoğraflara sakladığım cıvıl cıvıl şarkılarınızı almadan gitmeyin sakın :)

Tam Zamanında Bir Kaçamak Yapmışız

Biliyorsunuz en son kamp hayallerim, gelen misafir, düğün, soradan çıkan uçuş, sınav vs gibi her yönden baltalandığından suya düşmüştü.

Ramazanda kamp yapmaya pek sıcak bakmasam da evde otur otur nereye kadar, iftarda mangal yaparız moduna geçmem fazla sürmedi :D

İyi ki de sürmemiş, biz dün gece ateş başında çay keyfi yaparken Bilgiç arkadaşlarından kapanma haberlerini almış. Az kaldıktan yine gidemeyecekmişiz :)


Şu harika manzaralardan mahrum olacakmışız az kalsın.


Tam yemek yerken Metos'un fark ettiği ay doğumunu kaçıracakmışız.


Tepelerin ardından yükselmesini mutlulukla izledik.


Ateş başından ayrılamadık saatlerce. 


Bir minik inci topladık heybemize :)

Daha ayrıntılı,  bol fotoğraflı videolu yazı sonraya kalsın. Ben sıcağı sıcağına bunları paylaşayım dedim.

Bir günlük kaçamak çok iyi geldi. Sanki bir hafta tatil yapmış gibiyiz. Evimizde fotoğraflara bakıp mutlulukla gülümsüyoruz.


Nostaljik Pazartesi

Bugünün nostaljisi beş sene öncesinden. Beş sene olmuş mu yav. 

Yunan adaları Can ile benim yaz tatili anlayışımızın tam merkezinde duruyorlar. Sakin, temiz, harika yemekler, bedava deniz ve gezecek bir sürü köy :)

Sakız Adası 'nı bir hafta gezmiştik. Midilli öyle büyüktü ki karavanla yeniden gitsek hayallerindeyiz. 

Neyse sizi dağın tepesindeki terk edilmiş köye götürüyorum bu sabah. Ayağınıza rahat bişeyler giyin  keçi gibi tırmanacağız :)


Anavatos

Dinlenerek geçen bir günden sonra görmek istediğim üç yeri daha koydum listeye. 

Bu sefer nasılsa elimdeki kitapçığın haritasına bakmayı akıl ettim rotayı çizmeden önce. Yoksa kısa yol diye yine bir patikalarda saplanıp kalacaktık :)


Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece..

Bir saatin sonunda Anavatos'a varıyoruz.

Girişindeki kısım haricinde terk edilmiş bir köy burası.


Güneydeki köyler kadar eski değilmiş.450 m. yüksekliğinde üç tarafı uçurum köyün ismi "Aşılmaz, geçilmez" anlamındaymış.


Girişte arabamızı bırakıp yürümeye başlıyoruz .


Sokak hep yokuş hem merdiven. Dizi ağrıyan Handan keçi gibi gitmekte yine de :D


Bir rivayete göre 1822'de isyandan sonra burada saklanan ada sakinleri en sonunda Osmanlı'nın buraya da geldiğini görünce kendilerini uçurumdan atmışlar..


Daha sonra bir depremle evler hasar görünce köy boşaltılmış.





Dağ , bayır, kalıntı, taş.. Tam bizimkilerlik.


Het bir köşenin kim bilir nasıl bir öyküsü var.







Makinadan derinlik çok belli olmuyor ama ayağımın altı uçurum.





Bu hüzünlü, kendi başına kalmış evlerden ayrılırken girişteki kafede içecek molası veriyoruz.




Haydi haydi kalkın artık, manastır kapanmadan oraya da varalım :)

Dün Akşam Konsere Gittik


Kulaklarımızın pası gitti, öyle iyi geldi ki..


Bu gittiğim kaçıncı Metallica konseri bilmiyorum. İlkine gittiğimde 23 yaşımdaydım. Biletini almak için altın bileziğimi satmıştım. İkincisine gittiğimde safra kesesi ameliyatından çıkalı bir hafta olmuştu  karnımı korumaya çalışıyordum sahada :) Birinde konserin dışından izlemiştik. Birini izlemek için ben festivale İstanbul'a gelirken Can oğlanlarla tatile gitmişti.  


Bu da özel vip konser oldu :D


Bizim Evin 23 Nisan Halleri :)

Yıllarca her bayramda muhakkak bir kutlama yapan bünye biz bayrama gidemezsek bayram bize gelir diyecektir elbet.

Bilgiç'in başından çıktı tabi bunlar. "Şiir kitabımız neredeydi, oradan şiir okuyalım bari, bayram kutlanmadan olur mu?"  dedi oğlum. Haklıydı çocuk. Taa benim ilkokul zamanımdan kalma, sayfa sayfa ayrılmış kitabı bulduk, geçtik masanın başına.

Şiir okuma hallerini yayımlama izni alamasım ama bloğa koymasam olmazdı. Hızlandırılmış bir kesit :)



Dünya Günü'nde Bizim Sokaklarda Bayram Vardı


Bugün çok güzel, güneşli bir bahar havası vardı yine İstanbul'da.



Ayrıca mahallede onlarca anaokulunda bayram kutlanıyordu, bir yandan yeni çıkmış eriklere, kaldırım taşları arasından başını uzatmış minelere, filizlenen yapraklara hayran hayran bakarken bir yandan geken marş sesleri ve çocuk cıvıltıları ile mutlu olduk.



Nihayet kış havasından sıyrıldığımızı hissettim. 



Işıl ışıl doğa içimi ısıttı. Dünya çok güzel değil mi? 



Bayram havası..



Herkese, her şeye inat bayram havası..



Ve eve dönerken önünden geçtiğim bir okulun kapısında çocukların fotoğraflarınu çekiyorlardı. Ben de boşken bir poz alabilir miyim diye sordum. İsterseniz sizi de çekeyim dedi öğretmen. Ayyy, ağzım kulaklarıma varmış olabilir. 

Canım Atam. Sana binlerce teşekkürler.


 

İki Gündür Güneş Bizimle

Dün koruya gittik, kısacık bir tur bile öyle iyi geldi ki. Umarım gözünü para hırsı bürümüş bilimum kendini bilmezin orayı ele geçirme plânlarına karşı koyabiliriz.

E hadi siz mola vereceğiniz yeri seçin, bakalım hangi şarkı çıkacak. (Bilmeyenler için meali : istediğiniz fotoğrafa tıklayıp şarkı dinleyin :)