Pazar günü Bilgiç'e erken bir doğumgünü kutlaması yapmaya karar verdik. Temmuz ortasında yeterince arkadaş toplayamadığımızdan doğumgünleri ağabeyininki gibi kalabalık geçemiyordu hiç. Buraya kadar iyi hoş da, henüz kimsenin bu kararımızdan haberi yok. Ayrıca, beyefendi "Arabalar" filminin partisini istiyor. Dün gece geç vakitlere kadar geçen haftalarda marketten topladığım kutuları kapladık Can'la. Ama daha bunların üzerine resim çizilerek arabaya benzetilmeleri lâzım. Bilgehan'a oğlum birer direksyon yaparız onunla dolaşırsınız demiştim , gel gelelim o bebek oyuncağıymış, araba gibi araba istiyormuş. Hayır korkum şu ki bu beyefendi benim karton kutuları da beğenmeyecek :)
Şimdi iki gün sonra parti verecek birisi olarak dün neler yaptığıma bir bakalım :
Üç gün boyunca aralıksız yapılan ütülerden sonra çamaşır odası boşalınca, "Aa hazır burası boş , ben şu battaniyeleri falan yıkayayım" diye dolabıma bir el attım. Eee, bilimum bohça, havlu, zamazingo da peşinden geldi. Akşam evde koridor da dahil olmak üzere her yer dağınıktı ki bu dağınıklık hali hâlâ devam etmekte. Yani gelen misafirleri dolabımda karşılamam lâzım , zira en düzenli yer orası şu anda.
Rüzgârdan ev tozutmuş durumda. Tabi bütün kapılar pencereler açılırsa, bahçe içindeki bir ev ne kadar tozsuz durabilir?
Tatlı , pasta börek anlamam, gelenlere makarna partisi yapacağım. Evde makarna bile kalmadı. Alışverişe çıkmak gerek.
Bir pasta siparişi vermeli. Gitmeden Reyhan'ın güzel pastalarından yemek istiyorum. (Zaten kilo verdiğim de yok tartıyı paralayacağım yakında, bari ağız tadıyla bir şey yiyeyim)
Ha, çağırmayı düşündüğüm 10-12 aile var. yaklaşık 15 tane de çocuk. Bu sabah hava serin ve bulutlu. Pazar günü açmazsa bahçeye doğru yayılırız düşüncem de kalmayacak :)
HA ha ha, yahu ben hâlâ niye burada duruyorum. Öğleden sonra da gezmeye gideceğim, kalkıp işlere koyulmam lâzım:)
Ay anlatırken yoruldum.
Haydi ben gidiyorum artık. Hepinize günaydın. Gülümseyen bir güne açılsın sabahınız. Unutmayın, bugün "Yaşasın Cuma" .