Gülümse :)

Çay keyfi,
       kitap keyfi,
            puzzle keyfi,
                çocukları öpme , koklama keyfi,
                      sevdiklerine sarılma keyfi,
                           ağaç gölgesi keyfi,
                                çiçek kokusu keyfi,
                                      yağmur sesi keyfi,
                                          deniz dalgası keyfi....
                                              kar keyfi,
                                              
Hımmm... Kahvaltı keyfine gidiyorum şimdi ben :D

Herkese günaydın.

Önümüzdeki tüm güzelliklerin tadını çıkarttığımız güzel bir güne açılsın sabahımız...

Arada Hatırlatmak Lâzım :)

Evet belki istediğin herşeyi yapamıyor olabilirsin ama yapabildiğin şeylere vakit ayırıp tadını çıkartmamak da senin suçun anacım.

İşte bu kadar.

Dost acı söyler netekim :D

Şimdi birisine özel bişi dedim zannedip de üstüne alınmayan olur ;yok canım, hepimize hepimize...

..............

Müziği biraz daha eğlenceli hale getireyim dedim. Dinlerken de 1996 yılına gittim bir anda.

Bakırköy Şubesi teftişi. Anneannemin aramızdan ayrılışı. Zu nun nikâhına son anda yetişmem. Şubedeki işlerimi erkenden bitirip iki hafta izin istemem. Herkesin şaşkın bakışları altında izni almam. (İzin dönüşü teftiş kurulunun en stres yaratan hatununun yanına verilmem başka tabi:) Kürşad'ın üniversite sınavı. Pendikte bir çaybahçesinde onun çıkmasını beklememiz. Side tatili... Gezdiğimiz çoklarca yer. Alanya'da arabamızdan çalınan eşyalarımızla birlikte giden fotğraf makinamız ve makaralarca film. Odamızdaki fare :)

Notaların arasına gizlenmiş de bir anda karşıma çıkmışlar. Sanki dün gibi herşey.

Zaman sanki yokmuş gibi gelir bazen. Bir kokuyla, bir şarkıyla bulursun kendini başka bir anda ... Ve sanki oradasındır hâlâ. Bir sabah, çocukların içerde kahvaltısını yaparken geçmiş olduğun bilgisayar başından Side'de ".ok gibi yandım" diye söylenen kardeşinin yanına ulaşır gülümsersin.

Herkese günaydın...

Yıllar sonrasında dönüp baktığımızda hâlâ bizi gülümsetebilen harika bir haftasonuna açılsın sabahımız....

R.E.D.


Aksiyonu kıvamında, espriler güzel, oyunculara hiç söz yok. Keyifli vakit geçirmek için birebir.

Bu arada Bruce Willis'i severim ama bu filmde kahramanım John Malkovich :)

´


Akşamüstüydü... Sevdiklerimizle sevdiğimiz bir yerdeydik... Yemekler yenilmiş, çaylar içilmiş, bir ağırlık çökmüştü üzerimize... Derin bir nefes aldım o anı içime çekmek istercesine. Sonra da fotoğraf makinamın düğmesine bastım, asla gördüğüm kadar güzel olamayacağını bildiğim bir hatırayı almak için yanıma.

"Bir harf için kırk yıl köle olunuyorsa

29 kere kırk yıl kölesiyiz öğretmenin...."

Bütün öğretmenlerimizin "Öğretmenler Günü" kutlu olsun.

Sis

Sis, bambaşka bir ruh haline sürüklüyor insanı...

"Belki hepimiz özünde değersiz olan şeylere aşırı değer biçiyoruz"
Bones dizisinden...

Diziyi seyrederken bu sözü duyunca hoşuma gitti. Oradan da aklıma şu şiir geldi :


Yakut, mine, zümrüt bana birdir kayalarla.
Bir gül dikeninden kanayan el neme yetmez?
Kaşâne, sedir, sırma, ışık onların olsun
Bir köhne kitap, bir sarı kandil neme yetmez.?
......

Bir çölde biten dal gibi ıssızsa bu gönlüm,
Dost âleminin ettiği kem söz neme yetmez?
Vardır anacak bir gün olup ismimi elbet
Bir servinin altında dolan göz neme yetmez?

                                        Şükufe Nihal

********

Sevdiklerimizle birlikte geçen cıvıl cıvıl bir bayram oldu.

Yorulmadım mı? Hem de nasıl.

Ama yorulmayınca güzel birşeyler oluyor mu ki hayatta?

~~~~~~~~~~~~~~~

Sabahın ilk saatleri, sessizlik...

Birazdan uyandıracağım oğluşlarımı. Giyinecekler, kuşanacaklar , bayram harçlıkları hayaliyle ne oyuncaklar alacaklarını tartışacaklar :) Anneannemize gideceğiz ilk önce. Sonra da dedemize. Küçük ellerini açıp dua edecekler, babamın onları gördüğünü düşünüp mutlu olacağım.

Artık aramızda olmayanların bir sızısı düşecek yüreğimize. El öpmeye gittiklerimiz azaldıkça büyüdüğümüzü mü daha çok hissediyoruz ne? Hâlâ sahip olduklarımıza daha sıkı sıkı sarılacağız, diğerlerinin de yanımızda olduklarını düşünerek avunacağız.

Bugün bayram... Sevdiklerinizle bir araya gelmeye çalışın kocaman sofralarda :) Telefondan mesaj çekmeyin, hiç olmazsa seslerini duyun uzaktaysanız da.

En tatlı şekerler sizlerin ve sevdiklerinizin olsun :)

İyi bayramlar...

´

Hem yaşasın cuma hem de ardından uzuuun bir tatil. Çifte kavrulmuş :)

Herkese günaydın.

Görebildiğimiz, duyabildiğimiz, hissedebildiğimiz bir güne açılsın sabahımız...

(Ay pek felsefikim bu sabah:)

OYUN

Eskiden çok oyun oynardık burada. İstop bile oynamışlığımız vardır :) (Bakınız şuraya )

Yok, bugün o kadar yormayacağım sizi.

Oyunun konusu şu:

Başını kaldır ve bak etrafa, gördüğün ilk güzel şeyi paylaş bizimle...

Kafasını kaldırıp birşey göremeyenleri pencereye alalım :) Camı açıp derin nefes alarak güzel bir şey seçsinler dışarıdan bizimle paylaşacak.

Hadi, bekliyorum bak.

Mustafa Kemal'den Mektup


Öldü sanmayın beni
Biliyorum gelemem o yerlere bir daha
Mustafa Kemal olarak
19 mayıslar
Bensiz geçecek hep….
Fakat bilin ki
Kalbinizdeyim sıcak duygularınızla
Elinizdeyim verimli işler içinde
Başınızdayım düşünceler boyunca
Toprağı işleyen motorun sesindeyim
Gökleri yırtan kanat gürültüsündeyim
Beni öldü sanmayın
Nerde hamleniz varsa
Bıraktığım yerden ötelere
Nerde üstünse başarınız
Milletimin yüzünü güldüren
Bilin ki orda ben varım
Sizleri toprağımdan
Sizler kadar duyarım


Oğuz Kâzım ATOK


O kadar sıradan bir o kadar da eşsiz, insan dediğin...

Balkon Keyfi



Asla bencil değilimdir, bu güzel keyfe ortak olmak isteyen gelsin :D

Günler inanılmaz bir hızla geçiyor.

Kitap Fuarında

Bir kitapçı dükkanım olsun, küçük, şirin. Elimin altında kitaplar. Bir yandan okuyayım, bir yandan gelenlere önereyim . Kitap kulübü kurayım okunmuş kitaplardan. Paylaşalım okuduklarımızı.

Bütün kütüphanesindeki kitapları yanıma yığmış bir gün babam. Raflarda kalan son kitapta da gözüm kalmış :) Bugün de aynı öyleydim, hangi kitaba el atacağımı şaşırdım. Ağzım kulaklarımda dolaştım.

Başka bir yerde olsam, o kalabalık ve gürültüye hayatta dayanamaz kendimi dışarı atardım ama orada umursamadım bile. Gözüm sadece kitaplardaydı çünkü :)


Fotoğraf: Kitaplar ve kitap kurtlarım :D

Dün

Özenerek yaptım ya. Mantar kızartması soğudu. Yemekler tuzsuz ama salata tuzlu oldu. Neyse ki asıl sipariş mısırlı pizza tam fırından çıktığında geldiler de sofraya oturuldu.

Yıllardır göremediğimiz eniştem geldi öncelikle. Sonra "kayısılı veya şeftali de olabilir" dimesi bakkalda aramama sebep olan tatlı cadı. Sonra Emünem ve Barbunyam. Ve annem. (Yakınız diyoruz ama en son doğum günümde gelmişti:)


Kalabalık sofraları seviyorum.

Haftasonu

Pazartesi yeniden :)

Uzun süredir göremediğimiz arkadaşlarımızı gördüğümüz keyifli bir hafta sonu geçirdik. Selma, Başak, en kısa sürede yine buluşalım arkadaşlar :)

Bu arada canımın içi bir arkadaşım da evlendi bu haftasonu. Ne yazık ki gidemedim yanına. Sürekli rüyama giriyor o yüzden. Çünkü ben evlenirken elinde saç spreyiyle gelen oydu , hazırlanırken heyecanımı paylaşan. Günsu , canım, tam yakınlaşıyoruz diye sevinirken, şimdi de sen uzaklaşıyorsun . Umarım çok mutlu olursunuz. Kocaman öpüyorum seni.

Bloğuma bayrak asarken Metehan da heveslendi yazmaya. Ona da bir blog açtık haftasonu: Mete99 Yılanlar ve canavarlardan korkmayanlar buyursun, hevesle okunmayı bekliyor :)

Bizim yakada son haberler bunlar. Bugün perde siparişi de verebilirsek eve yerleştik sayılır.

Herkese günaydın. Tatlı sürprizlerle dolu bir haftaya açılsın sabahımız...