- Aralık 31, 2008
- 12 Yorum
Benim küçük oğluşum da (jıııj harfini de öğrenerek) okur yazar oldu artık :)
- Aralık 31, 2008
- 0 Yorum
Dün gece yılbaşı kartı hazırladık çocuklarla. Kağıt Vs dergisinin içinden çıkan kartları kendi zevkimize göre yaptık. Bir anneanneye, bir dayı ile Aynur Abla'ya, bir tanesi de kendi ağacımızın altına konulmak üzere :)
Yine dün gece penceremize ışığımızı astık ve kar yağdı :)Şu anda da yağmaya başladı. Metehan'ı pencerenin önünden ayıramıyoruz :)
- Aralık 30, 2008
- 2 Yorum
Çaylarımızı, abur cuburlarımızı, kuruyemişlerimizi aldık, güzel bir müzik kanalı açtık, hep beraber keyifle ağacımızı süsledik. Üzerine rengârenk şemsiye çikolatalardan da almıştık ama Bilgiç ben dayanamam yılbaşına kadar, yerim dediği için onları son gün ortaya çıkartacağız artık :)Bir de renkli fon kağıtlarına dileklerimizi yazıp asacağız. Aslında onu burada da yapabilirim. Herkes yeni yıl dileğini yazsın. Ağacımıza asalım.
- Aralık 29, 2008
- 4 Yorum
Yılbaşına çok az kaldı :)
Bu akşam çocuklarla ağacımızı süsleyeceğiz.
Nedense içimi sıcacık yapar her yeniyıl zamanı. Evimde, sevdiklerimle geçirmek, tombala oynamak, hediye çekilişi yapmak, güzel film seyretmek en güzel yeniyıl kutlaması benim için.
Herkese günaydın. Bugün yaşasın Cuma. Nefis bir güne açılsın sabahınız :)
Bu akşam çocuklarla ağacımızı süsleyeceğiz.
Nedense içimi sıcacık yapar her yeniyıl zamanı. Evimde, sevdiklerimle geçirmek, tombala oynamak, hediye çekilişi yapmak, güzel film seyretmek en güzel yeniyıl kutlaması benim için.
Herkese günaydın. Bugün yaşasın Cuma. Nefis bir güne açılsın sabahınız :)
- Aralık 26, 2008
- 4 Yorum
Filmlerden devam edeyim.
Bu filmi de yeni seyrettim. 18 kısa filmden oluşuyor. Çoğunu beğendiğimi söyleyebilirim. Paris'i gezmesi de cabası :)
- Aralık 25, 2008
- 3 Yorum
Bir kaç defa rastlayıp seyretmemiştim. Geçen gün yine rastladım, başını kaçırmışım ama kalanını izledim. Norah Jones'da oyunculuk olarak özel birşey yoktu ama yan hikâyelerdeki Rachel Weisz ve Natalie Portman çok güzeldi. Hoşuma gitti.
My Blueberry Nights Trailer
Yükleyen wallyz75
My Blueberry Nights Trailer
Yükleyen wallyz75
- Aralık 24, 2008
- 5 Yorum
Nihayet istediğim gibi bir cep telefonu buldum. Gerçi ben hiç özelliği olmasın istiyordum ama hiç özelliği olmayıp da istediğim kadar ince olan bir tanesine rastlamadığım için sonunda bunda karar kıldım. Zira benim için cep telefonun iki özelliği var bir sesi iyi olsun iki cebimde potluk yapmasın ki son telefonum takoz olarak kullanılacak büyüklükteydi :) Olsun ben onu seviyordum . Bozulmasaydı yenisini almazdım :) (Aslında Can aylardır bulduğu her cep telefonunu bunu alalım mı diye gözüme sokmasaydı sanırım onu tamir ettirir yine almazdım ya neyse.) Yalnız bu telefonda herkese ayrı zil sesi atayamıyorsun ona üzüldüm biraz. Şu anda oğluşlarımın sesini yükledim "Anneee biri arıyor " diye bağırıyorlar :)
- Aralık 23, 2008
- 8 Yorum
Kuru fasulye pilavı yiyen Metos "Anne ne zaman ne istediğimi çok iyi biliyorsun. Bugün bana çok yardımcı oldun. İyi ki senin gibi bir annem" var diyerekten annesinin yüreğinin yağlarını eritti. Zaten ondan önce halimi hissetmiş gibi bana sihirli öpücük vermişti.
Tamam annesinin kızı olmanın yanında oğluşların annesi de olabilirim.
Bu arada yemekler yapıldı, ödevler bitirildi, buzlukta börek bulunup altın bulmuş gibi sevinildi, okul kıyafetleri ütülendi, oğluşlar okula gönderildi. Şimdi bir fincan çay alıp ve ilaç alıp tv nin karşısında tembellik yapıp ardından uyuklama zamanıdır.
Tamam annesinin kızı olmanın yanında oğluşların annesi de olabilirim.
Bu arada yemekler yapıldı, ödevler bitirildi, buzlukta börek bulunup altın bulmuş gibi sevinildi, okul kıyafetleri ütülendi, oğluşlar okula gönderildi. Şimdi bir fincan çay alıp ve ilaç alıp tv nin karşısında tembellik yapıp ardından uyuklama zamanıdır.
- Aralık 22, 2008
- 4 Yorum
Böyle bir moddayım bu sabah...
Hastayım biraz. Midem ağrıyor. Burnum tıkalı. Sabah sadece yatmayı istiyordum. Kahvaltı hazırlamam, yemek yapmam, beslenme çantası için börek pişirmem, Metehan'ın ödevleri için bilgisayardan fotoğraf çıkartmam, okul kıyafetlerini ütülemem falan lazım olduğundan uyumak sadece bir hayal olarak kaldı.
Keşke hiçbirşey yapmadan öylesine yatma özgürlüğüm olsa. Düşünmesem. Sadece yatsam.
Keşke sadece annemin kızı olsam biraz.
Hastayım biraz. Midem ağrıyor. Burnum tıkalı. Sabah sadece yatmayı istiyordum. Kahvaltı hazırlamam, yemek yapmam, beslenme çantası için börek pişirmem, Metehan'ın ödevleri için bilgisayardan fotoğraf çıkartmam, okul kıyafetlerini ütülemem falan lazım olduğundan uyumak sadece bir hayal olarak kaldı.
Keşke hiçbirşey yapmadan öylesine yatma özgürlüğüm olsa. Düşünmesem. Sadece yatsam.
Keşke sadece annemin kızı olsam biraz.
- Aralık 22, 2008
- 2 Yorum
Ağlamak
Unutmak kadar kolaydır inan
Sevin ağlayabiliyorsan
Sevin ağlıyorsan
Gül ağlayabiliyorum diye
Gül ağlıyorum ağlıyorum diye
Sana birşey yapamam
Ağlayamıyorsan
ÖZDEMİR ASAF
Unutmak kadar kolaydır inan
Sevin ağlayabiliyorsan
Sevin ağlıyorsan
Gül ağlayabiliyorum diye
Gül ağlıyorum ağlıyorum diye
Sana birşey yapamam
Ağlayamıyorsan
ÖZDEMİR ASAF
- Aralık 19, 2008
- 7 Yorum
- Aralık 18, 2008
- 5 Yorum
Canım arkadaşım.
İyi ki doğdun.
Herşeyin gönlünce olduğu, sevdiklerinle birlikte nice uzuuuun, güzel yıllar diliyorum sana.
Seni çok özledim.
İyi ki doğdun.
Herşeyin gönlünce olduğu, sevdiklerinle birlikte nice uzuuuun, güzel yıllar diliyorum sana.
Seni çok özledim.
- Aralık 16, 2008
- 2 Yorum
Efendim herkesin geçmiş bayramı kutlu olsun :) Hımm teorik olarak imkânsız bir lâf ama napalım artık. Geçmiş bayramınız kutlu olmuştur umarım da denilmez şimdi.
Uzun zaman olmuş yazmayalı. Bu süre boyunca yaptıklarımı özetlersek :
*Bu çiçekleri görünce Can görse kesin bana alırdı diyerek aldım :)
*Madagaskar 2 ye gittik. Öööö.. Hangi yaş gurubuna hitaben yapmışlardı bilmem. İçindeki aşk meşk ilişkileri hedef kitleyle ne alakaydı şimdi? Hiç beğenmedim.
İşte ilk aşamada aklıma gelenler bunlar. Bi ikinci aşama da olmayacak zaten :)
Herkese günaydın.
Uzun zaman olmuş yazmayalı. Bu süre boyunca yaptıklarımı özetlersek :
*Bu çiçekleri görünce Can görse kesin bana alırdı diyerek aldım :)
*Bu Any'nin bana hediye ettiği bir mumluktu oğluşlar kırana kadar. Bugün üstün zekamla onu takı şeysi yaptım. Şeysi işte, askısı falan :)
*Ben de vitrinime örtü serecek miydim? Daha neler yapacağım bakalım.
*Nihayet istediğim koltuk örtülerimi aldım. İlk defa açık renk koltuklarım oluyor :) Odam aydınlandı, hatta o kadar aydınlandı ki gözümü alıyor, henüz alışamadım :)
*Madagaskar 2 ye gittik. Öööö.. Hangi yaş gurubuna hitaben yapmışlardı bilmem. İçindeki aşk meşk ilişkileri hedef kitleyle ne alakaydı şimdi? Hiç beğenmedim.
İşte ilk aşamada aklıma gelenler bunlar. Bi ikinci aşama da olmayacak zaten :)
Herkese günaydın.
- Aralık 15, 2008
- 7 Yorum
Eeee, her gün gez toz olmaz ya. Dün saçımı başımı toparlattım. Dipten çıkan 3 parmak beyaz saçlarım saklanamaz olmuştu artık. Ayrıca çok da koyu bir kahveye boyamıştım en son yanlışlıkla, onu düzelttiler. Arkadaşlara söz verdiğim gibi denize nazır çay da içtim falan.
Bugün, temizlikçilik yapmaktayım :)
Ho ho ho, hayat ne komik.
Yaşasın Cumaaaaaaaa.... Sonra cumartesiiii... Pazarrrr.. Pazartesiiii... Salı..... Çarşambaa... Daha sayayım mı :)
Oooooo. Daha ne olsun...
Bugün, temizlikçilik yapmaktayım :)
Ho ho ho, hayat ne komik.
Yaşasın Cumaaaaaaaa.... Sonra cumartesiiii... Pazarrrr.. Pazartesiiii... Salı..... Çarşambaa... Daha sayayım mı :)
Oooooo. Daha ne olsun...
- Aralık 05, 2008
- 4 Yorum
Dün akşam çocuklarla sinema akşamı yaptık. Mısır patlattık, ışıkları kapattık ve Kungfu Panda'yı seyrettik :)
Po: Huh?
Mr. Ping: You heard me. Nothing! There is no secret ingredient. (Beni duydun, hiçbirşey. İçinde gizli birşey yok)
Po: Wait, wait... it's just plain old noodle soup? You don't add some kind of special sauce or something? (Dur, dur. Yani o bildiğimiz çorba mı? İçine özel birşey katmıyor musun?)
Mr. Ping: Don't have to. To make something special you just have to believe it's special. (Katmama gerek yok ki. Bir şeyi özel yapan, onun özel olduğuna inanmandır.)
Po: There is no secret ingredient...
Mr. Ping: The secret ingredient is... nothing! (Gizli , ay ben tercümeden ne anlarım ki neydi bunun türkçesi, eee, madde diyeyim ben buna, gizli madde... hiçbirşey)
Po: Huh?
Mr. Ping: You heard me. Nothing! There is no secret ingredient. (Beni duydun, hiçbirşey. İçinde gizli birşey yok)
Po: Wait, wait... it's just plain old noodle soup? You don't add some kind of special sauce or something? (Dur, dur. Yani o bildiğimiz çorba mı? İçine özel birşey katmıyor musun?)
Mr. Ping: Don't have to. To make something special you just have to believe it's special. (Katmama gerek yok ki. Bir şeyi özel yapan, onun özel olduğuna inanmandır.)
Po: There is no secret ingredient...
- Aralık 04, 2008
- 5 Yorum
Şimdi bu güzel, güneşli, bahardan kalma, harika günde dışarı çıkıp içime derin derin çekeceğim havayı.
Yaşamak dediğin başka ne olabilir ki zaten?
Derken aklıma çok sevdiğim bu şiir geldi:
HAYAT
Hayat kısadır,
Biraz hayal,
Biraz aşk
Ve sonra Allahaısmarladık.
Hayat boştur.
Biraz kin,
Biraz ümit
Ve sonra Allahaısmarladık.
Velaine
Yaşamak dediğin başka ne olabilir ki zaten?
Derken aklıma çok sevdiğim bu şiir geldi:
HAYAT
Hayat kısadır,
Biraz hayal,
Biraz aşk
Ve sonra Allahaısmarladık.
Hayat boştur.
Biraz kin,
Biraz ümit
Ve sonra Allahaısmarladık.
Velaine
- Aralık 03, 2008
- 6 Yorum
Ben de seni özledim.
Denizi, Beşiktaş vapurunun üst arka açığını, paçalarımızdan fışkıran karları, Ortaköy'de yağmurdan sırılsıklam mayolarımız ve plaj havlularımızla oturmamızı özledim.
Her defasında kocaman çantanın içinde kaybolan vapur kartını, civalı baharı, Maçka mezarlığı manzarasını, turuncu masaları, masadan bağımsız oynadığımız masa tenislerini özledim.
Kapatamadığımız telefonları, çalışmaya çalıştığımız saatleri, boğuştuğumuz ödevleri, kaldığımız dersleri özledim.
İstiklâl Caddesi'ni, açıkta satılan fındıklı çikolataları, Bebek sahillerini, Ayazağa'da kaybolmaları, Kral'daki nefis yengenleri özledim.
Sendeki beni, bendeki seni özledim.
Bizdeki gençliği, umudu, heyecanı özledim.
Ben de seni özledim Any.
Hem de çok.
Denizi, Beşiktaş vapurunun üst arka açığını, paçalarımızdan fışkıran karları, Ortaköy'de yağmurdan sırılsıklam mayolarımız ve plaj havlularımızla oturmamızı özledim.
Her defasında kocaman çantanın içinde kaybolan vapur kartını, civalı baharı, Maçka mezarlığı manzarasını, turuncu masaları, masadan bağımsız oynadığımız masa tenislerini özledim.
Kapatamadığımız telefonları, çalışmaya çalıştığımız saatleri, boğuştuğumuz ödevleri, kaldığımız dersleri özledim.
İstiklâl Caddesi'ni, açıkta satılan fındıklı çikolataları, Bebek sahillerini, Ayazağa'da kaybolmaları, Kral'daki nefis yengenleri özledim.
Sendeki beni, bendeki seni özledim.
Bizdeki gençliği, umudu, heyecanı özledim.
Ben de seni özledim Any.
Hem de çok.
- Aralık 02, 2008
- 9 Yorum
Eveet sonradan katılan arkadaşların hediyeleri de aşağıda :)
Herkese günaydın.
Uzuun zamandır beklediğiniz şeylerin olduğu harika bir güne açılsın sabahınız...
Herkese günaydın.
Uzuun zamandır beklediğiniz şeylerin olduğu harika bir güne açılsın sabahınız...
- Aralık 02, 2008
- 0 Yorum