Bu sabah evde dördüncü misafirimi ağırladım. Gelen herkes evimizi çok sevdi. Ne güzel bir duygu insanın sıfırdan uğraşıp yaptığı evi sevdiklerinin de sevmesi.
Can diyor ki bizi üzmemek için mi öyle diyorlar acaba? Öyle bir şey düşünmüyorum ben , herkesin gözlerindeki ışıltıyı görüyorum. Ama bu ışıltı evden de geliyor olabilir bizim gözlerimizden de. Zira ben öyle mutluyum ki etrafıma bakarken ,iş yaparken , düzenlerken; o da sinmiş olabilir evin havasına.
Ve ağaçların büyüsü de bambaşka tabi... Bence insanlar ağaçlardan uzaklaşıp da rezidansların bilmem kaçıncı katlarına doğru karınca yuvalarına çekildikçe depresyonları arttı da farkında değiller.
Hiç mi kötü tarafı yok bu evin. Tabii ki var. Duvarlar yamuk, koyduğumuz dolaplar abuk subuk durabiliyor, sıvaları saçma sapan, arka odalar yandaki apartmana bakıyor, Bilgehan'ın odası balkonun yan duvarına bakıyor, küçük tuvalete girip kapıyı kapatabilmek için kıvraklık gerekiyor :D, minik gümüş rengi böcekler her yerde.
Hiç mi gürültü yok. E o da bolca var. Yakındaki okulun zili, üst kattaki bebeğin yerde yuvarlayıp durduğu bilimum şey (Sırf merakımdan çıkıp bakıcam bigün, ne yuvarlayıp duruyor diye :D ), geminin motor dairesindeymiş hissini veren ısıtıcının apartman boşluğundan gelen sesi. Ama o sesler beni rahatsız etmiyor. Okul zili "Ziller çalacak "şiirine götürüyor beni, bebek akşam erken yatıyor, ona söylenen şarkılar türküler gülümsetiyor, ısıtıcı İzmir'deki evimizi hatırlatıyor. Yaşanmışlık sesleri iyi geliyor.
Ve bir seneden sonra nihayet yerleşiyorum hissi de çok güzel. Bir senedir ev ara, ha gideceğim modunda dur, eşya topla, yapacaklarını ertele derken , meselâ dün saçlarımı kesirip üç seneden sonra manikür pedikür yaptırmaya gitmek, evde sakince ütü yapıp yemek hazırlamak falan ne iyi geldi.
Allah herkese içinde huzur ve mutluluk bulduğu ev nasip etsin . İster yeşillikler içinde , ister en merkezde kalabalıklar arasında, ister en üst katta bulutlarla birlikte ister en alt katta kedilerle iç içe, nasıl mutlu oluyorlarsa öyle bir ev nasip etsin. Meselâ ben pandemide çıldırmadıysam evimi çok sevdiğim içindir, diğer evde olsaydım herhalde patlardım.
Şu anda Can site yönetimi ile tanışmaya gitti. Karavanımızı istemiyorlar burada, ona ne yapacağımızı düşünüyoruz. Oysa karavanı koyduk diye arabamızı sitede park etmiyoruz bile başkalarını hakkına saygısızlık olmasın diye .
Ben televizyonda Dünya Kupası maçı izliyorum. İlk gençliğimin ailemle birlikte kupa izlediğim sıcacık günlerine götürüyor beni.
Bir tarafta asılacakları asıp, düzenlemelerimizi yapmaya çalışıyoruz.
İkea'dan aldığımız dolabı monte etmeye başladık. Metehan'ın odasına yerleştirince dağınıklığımızın son kalan kısmı da bitecek diye umud ederek .
Yılbaşı hediyelerimi hazırlamaya başladım. Haftaya kartlarımızı yaparız.
2022 yaşadığım en rahatsız edici ama aynı zamanda en heyecanlı ve enerji dolu yıl olmuş olabilir. Geçen sene bu zamanlarda internette görüp camının manzarasına bayıldığım evdeyim. İnanılır gibi değil.
Şu anda karavan burada kalır mı kalmaz mı diye gerilmiyorum , vardır bir hayır her şeyde. Derin bir nefes alıp Allah'a havale ediyorum her şeyi. Benim için en güzeli olacak. Biliyorum.
- Kasım 30, 2022
- 29 Yorum