2017'ye Doğru Hayaller Dilekler Hedefler

Sevgili Simurg beni mimlemiş, eh benim gibi her sene başında liste oluşturup duran birisine pek aşina bu konu, hemen yapayım dedim.

SORU 1. Kimse mükemmel değildir ama yine de eksikleri düzeltmek mümkün. Huylu huyundan geçmez mi dersin? Yoksa şu huyumu değiştirsem hiç fena olmaz mı? Nedir o huyun? 2017 için kendinde değiştirmek istediklerin neler?

Sürekli birşeyler yeme huyumdan vazgeçebilsem çok sevineceğim. 2017 de daha hafif  ve sağlıklı olmak istiyorum. Lütfen lütfen lütfen oburluğu bırakiim yaaa.


SORU 2. Meşhur Alaaddin'in Sihirli Lambası oldu ya kucağına düştü. Ve tabi ki 3 dilek hakkı verdi. Dikkatli düşün, klavyenden çıkan her cümleyi gerçeğe dönüştürebilir. Ne dilerdin?

Derdim ki sevgili Cincim, ben kendi hayatımı idare ediyorum bir şekilde çok şükür, sen elimin yetmediği yerlere yetiş. İnsanlara akıl-fikir, sevgi ve hoşgörü veriver lütfen. Gerisi hallolur.



SORU 3. Şimdi gerçek hayata dönüyoruz, evin, çocukların, kendin, kedin.. için yeni yılda neler yapmak var aklında? Şimdiden düşünelim ki, yeni yıl kapıda hazırlıksız yakalanmayalım :)

Eheheh neler neler yok ki :) Dünya üzerindeki görmediğim yerlere gitmek ve erkeklerimi de homur homur peşimden sürüklemek istiyorum :)



SORU 4. Piyangodan büyük ikramiye çıksa hepimiz dünyayı gezeriz değil mi? Sen neler yapmak isterdin? Bir de şöyle düşün, o istediklerin için çok para şart mı? Belki de değildir.

Önce bir ev alırdım sanırım. Bilgehan'a çatı katını Can'a garajı verirdim ki Metehan'la ben evde kafamızı dinleyelim anacım.

Son model bir karavan alırdım. Gezip tozup yazardık.

Bir de kitapçı dükkânı açardım. Para kazanmak için değil sadece keyfim için. Hatta kıyı köşe bir yerde olsun. İnsanlar gelsin,otursun, kitap okusun. Kışın bu soğuklarında sokakta üşüyenler atsınlar kendilerini. Bir köşesinde her daim çay,kahve ve çorba olsun. Arada çocuklarla aktiviteler yapalım. Düşünürken bile mest oldum.😇



SORU 5. Para para para. Para harcamadan da gerçekleştirebileceğin hayallerin vardır elbet. Haydi onları da paylaş, bekliyoruz.

Yazı yazmak . Roman falan beceremem ama belki kısa yazılarımdan birşeyler çıkardı. Hani cümlenin sonuna noktayı koyduğumda o çok mutlu olduğum yazılarımdan.

Sportif olmak. Çıkıp sokağa koşmak hergün meselâ.

Ne güzel olurdu.



Eveet benden bu kadar, Şebnem, Kerime, Küçük Mucizelerim, Elif, Zehra, Esmanur siz de yazın bakalım hayallerinizi :)

Mükemmel Bir An

Ütü yapıldı ( dünkü değil ha, bugün yeniden :) yerleştirildi. Ev süpürüldü, toz alındı.

Foofighters cd si çalıyor , çayım yanımda, evim sıcak.

Az sonra büyük oğluşum gelir komik olaylarını anlatmaya başlar.

Hava yağmurlu, kar soğuğunu çekiyorum arada içime pencere açıp. Masada yapbozum yanımda kitabım.

Mutfağa girip koşturmaya devam etmeden önce durup bir karşı evin penceresinden kendime bakıyorum.

Çok şükür.


Sokakların Düşündürdükleri...



Farklı dokular, yöreler, insanlar hiç değişmesin.


Rengârenk karman çorman bir uyum içinde yaşayalım.


Tutuverelim iki ucundan hep, bir el verelim karşımızdakine.


Ve dünyanın küçük mucizelerine açalım penceremizi.


Elimizde çok bir şey olmazsa olmasın, süslü saksılar değil çiçekler sonuçta assolist.


İş mi yapıyoruz, onu bile keyifle yapalım.


Ucundan bucağından dokunup da idare ederek değil, şöyle ortasına kurulup maystro havasında.


Geçmişimizi unutmayalım geleceğimize odaklansak da günümüzün tadını çıkartalım.


Renkli bir dokunuş bırakalım dünyaya insanlara.


Özümüzü unutmayalım,kimsenin de unutmasını istemeyelim.


Karşılıklı oturup sohbet ettiğimizde hepimizin aynı olduğu çıkmıyor mu ortaya?


Kocaman kocaman şeylere gözümüzü dikerken basit zevklerimizi kaybetmeyelim.


Ah o kadar kolay ki gülümsetmek bir insanı.


Sadece minik bir gülümsemeyle.


Grileşmeyelim, renk renk, çeşit çeşit zenginleşelim hep.


Dışarıyla aramıza çektiğimiz duvarlar bile sade duvar olmasın kapı olsun bir hayattan diğerine.


Severek karşılayalım hayatın sunduklarını.


Kimi yeni kimi eski. Hepsinde başka bir güzellik.


Bir köşe başında oturup kaldığımızda yeniden kalkacağımızdan şüphemiz olmasın.


Havalara uçtuğumuzda yere ineceğimizi bildiğimiz gibi.


Ah, dünya üzerinde her şey bir varmış bir yokmuş.


Saltanatımız bir minik nokta kocaman tarih boyunca.


İster yaşarız dünyayı kucaklayarak doya doya.


Ya da bir şişenin içine hapsederek herşeyi sakladığımızı sanırız.