Öyle hemen başlayıp hemen bitireyim kitaplarından değildi. Zira içinde ana karakterin dışında onunla bağlantılı öyle çok insan hikâyesi vardı ki , ağır ağır, düşüne düşüne okunabiliyordu. Kimi gün bir sayfa okuyabildim. Sonra sabah dinç kafayla daha rahat okuyabildiğim keşfettim.
Kahramanımızın Londra'ya dönmesi ile başlıyor kitap. Daha ilk cümlelerden hayatında çok önemli bir olay atlatmış olduğunu anlıyoruz. Onu tepe taklak edip hayatını sorgulatmış. Biz de hayatımızı sorgulamaya başlıyoruz her sayfada. Bayılırım böyle kitaplara :)
Bu hayat felsefelerinin yanında bir de kahramanımızın çevirmenlik mesleği var ki o da çok irdelenmiş kitapta. Sırf bu yüzden Metehan'ın da okuması gerektiğini düşünüyorum. Eğer çıtır çerez şeyleri okumaktan fırsat bulup da eline alabilse eminim sever. (Mesaj alındı mı yavrııım )
Sadece en sonu beni biraz sıktı. Roman çevirmekten yazmaya geçişin sancılarını göstemek açısından mantıklıdır belki ama benim için konular bitmişti , kararını verdiği anda sonlanması daha iyi olurdu gibi hissettim.
Ehehehe, yazan yazar yazamayan eleştirmen olur cümlesini hissettim kendimde ama neyse.
Eveet, diğeri elimde aylarca süründükten ve ondan sonra elime aldıklarım da bir türlü ilerleyemedikten sonra ben en iyisi bildiğim ve sevdiğim bir yazarın kitabını bulayım dedim. Çıt Yok ve Sincap 'la tanıştığım İsmail Güzelsoy'un Kıpırdamıyoruz'unu elime aldım.
Almamla da bitirmiş olabilirim.
Kitabım bir de Çıt Yok ile yolları kesişmesin mi ? Başka keyifli oldu böylesi.
Kıyamet söylentilerinin arasında herkesin mahşer korkusu ile dolaştığı zamanda Settar'ın kendi hayatının sırlarını öğrendiği bir yolculuk. Yine hikâyenin içine ışınlıyor bizi yazar. Settar ile ilmek ilmek öğreniyoruz her şeyi. Hikâyeler hikâyelere karışıyor. Kitap elden bırakılmıyor .
📷 "Hudutları görebilmek...evet insan hayatın hudutlarını ne kadar vakitlicr tanırsa o kadar çabuk bilge haline gelir" .... " Hudutları bilirsen onları kolayca aşarsın çünkü, yoksa onlara mahkûm olursun çocuğum."
- Ocak 24, 2023
- 13 Yorum