Dünya Saati Türkiye'de İşlemez Hemşerim

Şimdi dünyada Dünya Saati diye bir uygulama var. En doğudan en batıya bütün ülkeler bir saat ışıklarını kapatıyorlar ve böylece 24 saat ışıklar sönmüş oluyor.

Beni uzun zamandır tanıyanlar bilir, biz her sene o saatte evde misafir bile olsa ışıklarımızı kapatırız ve mum ışığında kitap okuruz yüksek sesle.

Bu etkinlik martın son cumartesi günü yapılıyor .

Bu sene hangi günmüş diye internette bakarken , şaşırdım.


Bu ingilizce ilan.


Bu da Türkiye versiyonu.

İkisinin tarihleri farklı. Bizimkisi nisanda.

???

Doğal Hayatı Koruma Derneği'ndeki arkadaşıma sordum, bu ne demek diye.

Efendim meğer biz seçimler dolayısıyla bir hafta sonraya atmışız

Hö.

Bütün dünya sırayla söndürecek, biz de sonraki hafta.

Hey ya Rabbim.

Neyse , biz bu cumartesi 20.30, 21.30 arasında ışıklarımızı dünya ile birlikte  kapatıyoruz. Sonraki hafta da sahile gidip Boğaz Köprüsü'nün, Kız Kulesi'nin falan ışıklarının sönmesini izlemeye gidilebilir.


Youtube hesabımda şuradan ışıkların söndüğü anı, şuradan da açılma anını izleyebilirsiniz. 2013 yılında biz Üsküdar sahilinde izlerken çekmişiz.

Haber vermedi demeyin, bir saat elektriksiz yaşamı deneyin :)

Çalışkan Çarşamba ( Günlerden Perşembe Karışmasın Kafan, Ben Ancak Yazabildim Yazıyı :)

Herkese günaydın :)

Salı günü çok yorgunum, her yerim ağrıyor falan derken bir ateşime baktım 38 olmuş. Aslında 38 derece benim ayakta dolandığım bir ateştir ama bu sefer yatırdı. Ama çok komikti boğazı falan ağrıyıp hapşu hupşu yapmayınca insan ateşinin çıktığını da hemen algılayamıyormuş :D Sanırım barsak enfeksyonu bişi oldu, bence rejimde olmasaydım daha da beter olabilirdim :) 

Neyse bu sabah hafiften kurtlanıp , evde dolanmaya başladığıma göre geçiyor sanırım. 

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nde sadece sakuraları çekmedim. Arboretum kısmında ağaçları da fotoğrafladım, belki isimleri aklımda kalır diye. Gerçi çoğu yeni yapraklanmaya başladıklarından çok da belirleyici  özellikleri görülmüyor ama bir gün de yapraklı hallerini çekerim böylece hem gövdesini hem yapraklarını bir araya getiririz :)


Altınçanı, Altın Çanağı da deniliyormuş . (Bknz)



Bu ağacın odunundan elde edilen özüte halk arasında katran dendiği için ismi böyleymiş. Bir tür sedir ağacı. (Bknz)


Fıstık Ağacı deyince aklına bir semt gelenler :) Yeşil altın Antep fıstığı, hımmm, olsa da yesek :) (Bknz)


Kuşburnu. Bak faydalı diye almıştım ama aklıma gelip de yapmıyorum hiç. (Bknz)


Amerikan Meşesi. Bir de yapraklı halini görmeli bence. O zaman tanırım belki. Sanırım yaprakları kızarıyor sonbaharda.  (Bknz)


Beşparmak Ağacı. Şöyle bir baktım da sanırım iki değişik ağaca aynı adı vermişiz. Zira bir çok bitkisel tedavi sitesinde de bundan bahsediliyor ama o ağacın latincesi farklı. Tipi de :) (Bknz)



Hehehe sanırım bunu hepimiz biliyoruz :) (Bknz)


Atelması . Geyik elması yazan yerler de gördüm. (Bknz)



Mazı meşesi. Mazı arısı (sineği)  dişisi yumurtalarını en çok bu meşeye bırakırmış. Ağaç bu yumurtaların çevresinde yağlı şekerli bir madde kaplanarak gomalak oluşurmuş. Dışında da sert bir tabaka . Buna mazı deniyormuş. (Bknz)


Gürgen. Bu ağacı görünce hemen kestane gürgen palamut şarkısını mırıldanmaya başladım ama gürgen ağacını hiç tanımadığıma da kızdım. Gerçi bu fotoğrafa bakıp da yine tanıyamam ama :) (Bknz)



Çitlembik Ağacı. Meyvelerinin bilimum faydaları varmış sanırım. Adaptasyon kabiliyeti yüksek ağaçlar olduğundan fakir ve kurak yerlerin ağaçlandırılmasında kullanılabiliyormuş. (Bknz)


Karaağaç. Hiç bir fikrim olmayan bir ağaç :D (Bknz)



Saplı Karaağaç. Bir önceki tür akide şekeri ise bu da lolipop dersem cıvımaya başladığım anlaşılır mı bilmem. Ay daha kaç ağaç çekmişim ben, içim daraldı :) Neyse ciddileşiyorum. (Bknz)



Arizona Servisi. Servilere de hep çam diye bakan sadece ben değilim , değil mi :) Mavi servi imiş diğer adı. (Bknz)



Çifte Söğüt. Salkım söğütü biliyordum da bu arkadaşı da ilk defa duydum. (Bknz)




Ve Dişbudak. Bu oğluşlarla benim ağacımız. Bir gün yapraklardan ağaç tanımaya çalışırken hepsine dişbudak demiştik. Şu an bizimkiler için bütün ağaçlar dişbudak :D (Bknz)



Eveeet, iki saattir bilgisayar başındayım. Hep bunlar Evren'in suçu. O aklıma düşürmüştü ağaçları yıllar önce. Şimdi ben de bakıp bakıp öğrenmeye çalışıyorum. Öğrenme kısmı pek yok ama çalışma kısmıyla tam puan alırım herhalde artık :)

Umarım fotoğraflar yayımlayınca net çıkar. Şu anda hiç net göremiyorum. Oysa makinayla çektim ve çok netler, neden böyle gözüküyor anlamadım.

Enerjim bitti, gidip yatayım ben, işler yine yalan oldu :P


Sonunda Sakuralara da Kavuştum

Dün sabah, evdeki bütün dağınıklığı olduğu yerde bırakıp,  çiçekleri bitmeden sakuralara yetişmeye koştuk.

Bugün daha ayağa kalkamadım, üzerimden tır geçmiş gibi, hasta mıyım yorgun muyum anlamadım . Her ikisi de olabilirim :) Bu kadar koştururken enerjim tükendi tabi.

Neyse biz baharın güzelliğine bakalım.

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nde Ertuğrul Adası, batan Ertuğrul Firkateyni'nde ölenlerin anısına Japon Sakura Derneği tarafından hediye edilmiş sakuralarla dolu. Şimdiye kadar denk düşürememiştik. Bu hafta giden arkadaşlarımı görünce yetişmeliyim ben de dedim :)

Fazla uzun sürmüyor, bence fırsatı olanlar gidip görsün. Sanırım Baltalimanı'nda da bir Japon bahçesi varmış. Oraya da bakabilirsiniz.

















Not : Fotoğraflara şarkı ekleyeyim dedim ama bugün içimdeki müzik sessizmiş, siz en iyisi sadece görüntüye odaklanın :)

Not2 :) Tabii ki orada çekilmiş başka bir sürü fotoğraf daha var , daha sonra yayımlayacağım :)