Biliyorum Çok Merak Ediyorsunuz :P Son Durum Bildiriyorum

Valla buraya yazınca kafamda bir şeyler yerine oturuyor. Ben okulda da sınava yazarak çalışırdım anacım, hâlâ durum aynı :)

Biten bir iş var mı diye düşünüyorummm..

Hımmm...

Bilgehan'ın masası ve koridordaki dolap geldi.


Dizaynını Bilgehan yapmıştı. Odanın abuk şeklini masaya hapsettik :D

Tabi istediğimiz gibi olmadı. Yanlış kestiği için şabalak marangoz, çocuğun tam mouse dolaştıracağı yerde ek var. Adama öyle istemiyoruz dememize rağmen pişkin pişkin taktı gitti. 

Mutfaktaki yanlış dolabı Can'ın ağabeyi alıp yapan yere götürdü dün. Onu çekmeceye çevirecekler. Ne zaman getirirler bilmem.

Mutfak dolaplarına kulp beğenmeyi başardık. Üstelik çok çabuk başardık biz de şaşırdık. Dolabı getirdiklerinde onları da takarlar herhalde. Bu arada benim dolap içleri tekrar rezil olmasın diye naylon geçireyim bari rafların önüne diyorum. Adamların her yanlışı benim iş yükümü arttırıyor .


Temizliğe gelecek iki hanım buldum. Ama yarın sabah geldiklerini görmeden inanamayacağım. Çok bahtsızım bu konuda. Bu arada günlerdir ev temizliyorum zaten. Banyonun yer fayansları ile yatakodasının parkelerinin boya lekelerini temizledim . Yalnız parkelerin süpürgeliklerleri pek uydurukmuş. Silince üzerinin kaplaması çıkıyor. Neyse, hayatım boyunca bir daha onlara bu kadar yakından bakmayacağıma göre kalsın öyle .

Bugün doğalgazı açmak için gelecekler ama bize proje çizen adamların projeleri ne durumda bilmiyoruz. Karışık o haller. Açabilirler de açmayabilirler de.

İnternet takılacak yine bugün. Tüm işler içinde en heveslileri onlar. Taktırmak istediğinizde nasıl da koştururlar .

Duşakabinden ses yok .

Balkonun kapısı tekrar gelecek o arada eski pimapen pencereler de tamir edilecek. Can söylemeyi unutmazsa. Ustaların hepsi aynı anda gelince her iş karışıyor. Valla yine iyi hallediyor her şeyi .

Akşama banyo dolapları gelecek. Onları kim takacak bilmiyorum.

Musluklar bağlanacak . O da garına kalmasaydı iyiydi ama neyse. Gerilemeyeceğim daha fazla .

Çöp öğütücü servisi yarın gelecek .

Davlumbaz servisi de yarın gelecek.

Bunca adamın arasında biz nasıl temizlik yapacağız bilmem .

Perdeler temizlikten sonra gelecek.

Banyo kapılarına cam kestirilecek. Takılacak.

Taşıma şirketi ayarlandı. Bakalım bunlar nasıl taşıyacaklar. 

Şimdi ben bugün evdeki eşyaların hassas olanlarını toparlayacağım. Bilgehan'ın odasına gireceğim. Çekmeceleri kontrol edeceğim. 

Yarın ve sonraki gün temizlik hallolursa. Perşembe eşyalar toplanıp cuma da taşınacağız hayırlısıyla. 

Du bakalım neler olacak.


Bir de onca özenip fayans seçtim, bula bula bunu mu bulmuşum, tezgâhda da öyle desenler var ki, kirlenmiş sanıp silip duruyorum. Ama Can çok sevmiş . Artık mutfağı ona devretmeyi düşünüyorum. 

Kendime not. Renk olsun, desen olsun diye cicili bicili şeyler bulma, sevmiyorsun sonra. Banyoyu da lila rengi boyayalım demiştik, üzerine beyaz geçtik :D Hahaha, renkli kişiliklerimiz duvarlarla çatışıyor, onlar bizi göstersin , fonda kalsın:D 

Haydi gidiyorum ben şimdi. Benim için dua edin anacım, şu işler pıt diye hallosun .

Akşam Altı Haberleri Eklemesi.

Temizliğe gelecek hanım mesaj attı, kardeşi hastalanmış, gelemiyormuş. Bu makus talihimi yenmek için cadılar bayramı ayini yapıcam sanırım. İnşallah çarşamba günü gelir :/
 
Banyo dolapları yanlış . Altı kaval üstü şişhanebi dolap yollamışlar. Allahım, bu ülkede işler nasıl yürüyor?

Bayramımız Kutlu Olsun

 Bugün sabahtan beri inşaat pisliği temizlerken yazı yazmayı unutmuşum.



Neyse Aynur ve Bilgehan yürüyüşe katılıp bize bir tutam bayram havası gönderdiler :)

99 ne güzel bir rakam. Bir sürü güzel şey olsun bu yıl, seneye bambaşka bir coşkuyla yüzüncü yılımızı kutlayalım inşallah. 

Canım Atam, sana ve bu yurdu bize veren herkese  ne kadar teşekkür etsek az. 

Yaşasın Cumhuriyet...



Tam Bitecek Diyoruz Hooop Başa Dönüyor :{

1. Balkon kapısı takılmıştı, ertesi gün bir baktık boydan boya çatlamış. Yenisini almamız gerekecek .


2. Mutfak dolapları geldi. Neyse düğme yerini düzgün yapmışlar. Ada ünitesinde biraz abuk subuk olsa da açılır kapanır ek kısım var. Harika. Hayret nasıl doğru yapmışlar derken hiç beklemediğim yerden geldi sorun. Fırının solunda bırakılan 15 -20 santimlik kısıma baharat çekmecesi yapın demiştim kapaklı dolap olmuş. Daracık, derin ,arkasına ulaşamayacağım dolap nereden çıkmış hiç anlamadım. Yeniden yapılacak.

3. Boya badana öyle berbat ki daha kaç kat boyatacağız bilmiyorum. Adam sıvadığı yerleri zımparalamadan üzerine boyayı çalmış. Abuk subuk görüntüler.

4. Duşakabin geldi. Bizim seçtiğimizle hiç alâkası olmayan cam var üzerinde. Geri gitti.


5. Bilgehan'ın masasının ölçüsünü alıp yapan marangoz ölçüyü sadece 20 santim kısa almış ?!?

6. Koridora yaptığı küçük dolap da bir kaç santim kısalacak .

7. Metehan'ın odasının duvarından geçen klima boruları nasıl kamufle olacak, önüne nasıl dolap konacak hiçbir fikrim yok.


8. Banyo kapıları geldi, ne camı ne kulbu ne malzemesi vardı. Neyse mutfak dolaplarını yapan ustalar onu da taktılar bir şekilde ama camları kestirilip takılacak.


9. Mutfak tezgâhı takıldı ama o soldaki çekmece yapılacağından o kısmı yapıştıramadı usta.

10. Taşıma şirketi bulduk. 7500 liraya taşıyacak adam evin videosunu görünce bizim evin 4+1 kadar dolu olduğuna karar verip fiyatı 12.000 yaptı. Ekstradan uydurduğu bir odayla fiyat nasıl iki katına çıktı anlamadık, o da iptal. Yeni şirket bulacağız inşallah.

11. Öyle pis ve vicdansız çalışıyorlar ki yerler sigara izmaritleri dolu. Daha kullanmadan canı çıktı fayansların.


Bütün bu haller sonunda salı gününe kadar işler bitip de temizliğe geçebilecek miyiz kocaman bir soru işareti.

Bakalım görücez.

Bıraktım Dağınık Kalsın

Ayın muayyen günleri yaklaşıyor ve her türlü ağrım tavan yapmış durumda. Nasıl bir ay bir ayı tutmuyor bilmem. Yumurtalıklarım bile birbirinden farklı çalışıyor sanırsam. Saçlarımın bir iki tutamının bukleli, gözlerimin ışığa göre renk değiştiren yapısı gibi çelişkiler iç organlarımda da devam ediyorlar anlaşılan. Geçen ay hiçbir sorun yaşamamıştım, bu ay yine çarpılmış vaziyetteyim. 

Dün sabah hocam da uyuyakalınca spor yapamadım. Kendim yapardım ama omuzum da kalçam da ağrılı olunca dinleneyim bence dedim. Aynı dinlenmeye bugün de devam ediyorum. 

Yürüyüşü es geçip annemle Mahalle Evi' nde oturup çay içtim. Öğlene kadar beklemeyip bir sürü yemek yedim. Biraz daha böyle devam ederse halim hiç iyi olmayacak ama şu anda kendimi salasım var.


Şifonyer ve komidinin boyası nihayet bitti. Şifonyerin bir kaç kat daha boyaya ihtiyacı varmış, karanlıkta anlamamışım. Verniğin üzerine boya sürsem miii, boş ver zaten her yerinde bir sürü yamukluk var diye bıraksam mı bilemedim. Valla mobilya boyayanları saygıyla selamlıyorum, o kadar özenmeme rağmen benimkisi olmadı pek. 

Yetmezmiş gibi iki koyu kahve komidin daha vardı onları da beyaza boyayım Bilgehan'ın odasına koysam mı diye düşünüyorum. Hem çekmeceleri panjur gibi girintili çıkıntılı değil hem de yarısı gümüş rengi işi az yani. Ama bunca işimin ortasında gidip hemen boyayayımla bırak şimdi onu da karıştırma taşınınca bakarsın arasında gidip geliyor duygularım.


Dün beklenmedik şekilde mutfak dolaplarını takmaya geldiler . Aslen geçen hafta bitmesi gerekiyordu ama ilk söylediğimizde başlamadıkları için yetişmemişti. Cumaya gelir umarım diyorduk. İki gün önce oldu. Daha bitmemiş işleri ama bugün de takmaya devam edecekler.

Balkon kapısı olmuş.

Banyo kapıları olmuş, cam kestirilecek.

Salon yerleri sistirelenmiş.


Bir gün önce kimse yoktu dün bütün ustalar toplanmışlar, evde iş trafiği yoğunmuş.

Ben de evi düzenleyeceğim bugün. Mutfaktaki bazı eşyaları kolilemiştim. Ola ki dolaplar olmadan taşınalım moduna girilirse ( tabii ki giren ben değilim) bari varilden boşaltmak zorunda kalmayayım da kolide dursunlar demiştim. 


Buzdolabımdakileri bitirmeye çalışıyorum. Pazara gitmemiştim zaten. Her halde haftaya kadar tamtakır olur .

Ayın üçünde ya da dördünde taşınırız diye plânlıyoruz. Çok şükür ki o arada iki üç gün boşu var Can'ın. Yoksa izni bitmeden taşınlım diye iki ayağımız bir papuca girecekti.

Umarım pazartesi günü kalan son şeyler de gelecek, salı günü de temizliği yapılacak. Ama tabi hiçbir şey kesin olamıyor.

Ay yumurtalıklarımdan ev mevzusuna nasıl bağladım yine ? 

Biri beni bu koltuktan kaldırsa da gidip günlerdir bekleyen kabakları mücvere çevirsem. 


Onu bunu bırakalım da Ekim çok güzel bir ay değil mi ya ? Renklerin güzelliğine bakın. Hadi buraya kadar okumayı başaranlar bir fotoğrafa tıklayıp şarkılarını da alsınlar.

Çüüzzzz.



Tamam Panik Yok, Hemen Her Şey Bitmek Üzere

1. Umarım yarın sistireci gelmeyi başaracak. Dün gelemedi. Bugün bize elle yaptıkları makineyi yutturmaya çalıştılar. Bakalım neler olacak önümüzdeki günlerde. Altı üstü parkeleri temizleyip cilalatacaktık.


2. Hâlâ badana boya bitmedi. Harçlar sıvalar kurumadı zira. 

3. Banyo kapıları bugün geldi, yarın takılacak sanırsam .

4. Yarın duşakabin de gelecek. Tek sorun ustaların fayansları 99*100 ayarlamak yerine 92*98 yapmış olmaları.

5. Yere döşerken çatlattıkları fayans değişecek.

6. Mutfak balkon kapısı yarın gelecek.

7. Mutfak balkon camları başka birilerinden gelecek bir ara.

8. Mutfak dolapları ve antre gömme dolabı umarız hafta sonu gelecek.

9. Portmanto kapıları ve Bilgehan'ın masası başka marangozdan gelecek.

10. Klimacı klima takacak .

11. Banyo dolapları pazartesi gelecek sanırım .

12. Oğlanların yatakları da aynı gün gelecek. ( Karyolalarının içine sadece yatak sipariş ettik)

13. Mutfak dolapları gelince tezgâh getirilecek.

14. En son sıhhi tesisatçı klozetleri lavaboları takacak.

15. Prizler ve elektrik anahtarları yapılacak.

16. İnternet için gelecekler. Yaşasın yeniden fiber internetimiz olacak.

Hımm sistireci, boyacı, sıvacı, kapıcı, pimapenci, diğer pimapenci, mutfak dolapçısı, dolap kapakçısı, internetçi, duşkabinci, muslukçu, elektrikçi, yatakçı, klimacı, banyo dolapçısı, fayansçı kalmış sadece :D

Bi de onca pisliği temizleyen birileri lâzım, o da ben olucam ihtimal :D


Gittiğim Zaman Bu Evde Özleyeceğim Şeyler

Var mı diye bir düşüneyim dedim.

Aslında ev çoğu insanın hayalindeki ev olabilir.

Devasa mutfak, üç cephe, aydınlık, koskocaman bir salon, merkezde, önünden minibüs geçiyor, marmaraya on dakikada yürünüyor, altında 24 saat açık market var, spor salonu var, karşısında kasap, eczane, fırın. Bahçesinde Sarıyer Börekçisi, her türlü meyve ağacı , alttaki manyağı saymazsak komşular da nazik insanlar, ev sahibi çok iyi .

Ve fakat ben tuhafım.

Kocaman mutfak bana dağılan daha büyük alan gibi gözüküyor, evde yürürken pufluyorum bu kadar çok yürü yürü ne sıkıcı diye, salonu temizlerken dört oda temizliyormuşum gibi geliyor, camlar sil sil bitmiyor, mutfak o kadar büyükken Bilgehan'ın odasının küçük olmasını , salon o kadar büyükken balkonun bit kadar kalmasını anlamlandıramıyorum, banyoya girdiğimde klozete ulaşmak için attığım adımlara bakarken , uleyn sıkışıp kendimi tuvalete atsam buraya gelene kadar dayanamam diye geçiriyorum aklımdan.

Karavanda 7 metrekarede mutlu mesud vakit geçiren ben burada boğuluyorum.

İlginç değil mi ?

Neyse gelelim özleyeceğim şeylere.

Ennnn çok otoparkını özleyeceğim. Hep boş yer olması ve Sincap'ın da durabilmesi harikaydı. Şimdi gittiğimiz sitede 150 konuta 50 arabalık otopark var. Can için zor olacak. Sincap'ı da bir yere bırakmak zorunda kalacağız.

Mutfakta dolap üstlerine tırmanmak zorunda olmamayı özleyeceğim. Dolap çok , üstleri boş. Hepsi uzanabileceğim mesafede.

Mutfağın penceresi yan evlerle dib dibe olsa da içerisinin aydınlık olmasını özleyeceğim, zira gideceğim mutfağın bir tek balkon kapısı var. Orası da içerlek bir balkon. Karanlık olacak genelde.

Hımmmm.....

Kadıköy'e yürüyerek hemen gidilmesini özleyeceğim.

Daha da bulamadım.

( Sonradan aklıma gelenler :

Bütün yaz öndeki binanın arkasında kalsa da günbatımı manzarası. Gittiğim evde alt katta olacağım.

Ve yatağımız elektrik anahtarının hemen yanında olduğundan yatağa girdikten sonra ışığı kapatma lüksümü özleyeceğim. Pek keyifli oluyordu .)

Bu eve gelirken sürekli ağladıydım. Gözümden yaş akıyordu her baktığımda. 

Manyak alt komşuya teşekkür etmem gerek, o olmasa bir şekilde alışmaya çalışırdım. Bu satın aldığımız evi de otoparkı yok diye alasımız gelmezdi.Zaten ev almayı da beceremezdik böyle bunalmasak.

Şu an etrafıma bakıp oraya sığmayacak bir sürü eşyayı vermem gerektiğini düşünürken bile bi ferahlık hissediyorum. Ama tabi şu an komşu fobim olduğundan umarım orası buradan iyi, sessiz ve rahat olur diyorum içimden. 

Bakalım görücez artık :)

Biliyorum sürekli ev muhabbeti de sıkmıştır artık ama napalım aklım fikrim orada olunca başka bir şey yok :)

Aa durun şuraya geçen hafta ortaokul arkadaşlarımla buluşmamdan fotoğraflar ekleyeyim de konu dağılsın azıcık :)








Fotoğrafa tıklayıp şarkınızı alabilirsiniz:)


Pek İlerlemişiz


Banyoda sadece duşun arkasına fayans döşetiyorduk, şimdi bakınca her yerine döşetsek mi moduna girmedik değil. Şu sıradan görünüşlü fayansları bir saatte seçebildik ya . Çok komiğiz.

Kapı siparişi henüz veremedik. 

En yapılmış hali bu kadar :)


Metehan'ın odası neredeyse tamam. Duvarların ikinci kat boyası gelecek. On bin saatte seçtiydik ama neyse yerlerin rengini beğendim.


Koridor tam bir savaş alanı. Kapısız tuvalet, banyo ortama bi samimiyet katmış :D 

Fayanslar bitmiş neredeyse süpürgelik var. 

Ustalar süpürgeliği 10 cm yapalım diyorlardı. Yoksa bir sürü sıvamaları gerekecek işlerine gelmiyor tabi. Dedim bizim fayansın ölçüsü neydi 45*45. E o zaman niye 9cm yapmıyorsunuz? Hey Allah'ım, hiç hesap kitap yok, bütün fayansların beş santimini atacaklar gereksizce. Zaten ancak yetiyor. Can banyoyu yıkmak istemediğinden oraya almıyordu. Ben yine alalım bi kenarda dursun da olmadı iade ederiz diye aldırdıydım. Anca yetti.


Bir sanat şaheseri salon kapısı :D Daha yamuk yapılamazdı sanırım.

İşler bitince yerdeki parkeler temizlenip cilalanacak neyse ki yoksa zavallımların iyice canını çıkartmış olacaktık.


Mutfağın yerinde bi yamukluk olduğunu söyleyebilirim ama ispatlayamam. Yapabileceğim bi şey yok. Sol tarafta tezgâh olacak. Sağda da ekstradan küçük bir dolap. Bir de ada ünitesi olacak tekerlekli. Ben içerinin karanlığından daralınca evde aydınlık yer arayışına çıkıcam onunla :D

Bu arada duşakabini duşakabinciye sipariş verdik. Hem daha çok cam seçeneği vardı. Hoş biz yine olabilecek en sadesini seçmeyi başardık . Boğaz köprülüler, yıldızlılar, çiçekler felan hepsi güzeldi ama niyeyse bize arka plânda kalacak şeyler daha iyi geliyor. Tabii ki buzlu cam, ben her gün onun üzerindeki su lekeleriyle uğraşamam:)

Sadece kapılar, davlumbaz, klima taktırma, banyo mutfak dolaplarının gelmesi, doğalgazı açtırma, Bilgehan'ın masa projesi, salon parkelerinin işlemleri, portmantonun kapakları ( üç tane aynalı kapağa 7500 lira istediler, neyse kalsın şimdilik dedik, dedik de öyle de kalamaz, ayakkabı raflarının kapısı kırılmış, pis ayakkabılarla her gün göz göze yaşamayı istememekteyim) , minik gömme dolap, elektrik düğmeleri anahtarları, duşakabin, balkon kapısı, penceresi, arka balkonun çamaşı ipleri ayarlanması, mutfağa bir kapı yapsak mı yapmasak mı sorunsalı, odalara avize, oğlanların karyolalarına yeni yatak, askılıklar, ufak tefek musluklar, raflar  falan filan kaldı. 

Haydi bize kolay gelsin :D


İnce Eleyip Sık Dokuyan Tipler Olarak Herkesi Deli Ediyor Olabiliriz ama Onlar da Bizi Deli Ediyorlar

Bir mutfak dolaplarını iç mimarla konuşup anlatamamaktayım. Oysa gayet zeki falan gözüküyor ama anlaşamıyoruz. 

Daha ilk çizimde fırını duvarın dibine konduruvermişti. E yavrum, ocak duvarın dibinde yanarsa tehlikeli değil mi ? Hadi onu geçelim, tencere tava nasıl sığacak. Karşında hatun olunca mutfaktan anlar diyorsun ama sanırım mutfağa girmemiş hiç.  Neyse araya on beş santim kondurduk. 

Yukarı açılan dolap kapağı istemiyorum dedim, şaka gibi sürekli onlardan çizdiler uzunca bir süre. 

Zaten mutfağı ben tasarladım, dediklerimi çizime dökememek dışında bişey yaptılar diyemem.

En son çöp öğütücü düğmesini takabilmek için lavabo altındaki dolapların kapaklarını on santim aşağıdan yapın dedim. Bakın zaten düğme takacak yer varmış diye dolap içindeki bir yeri gösteriyor. Çocuğum ben sürekli kapak mı açıp kapıycam çalıştırmak için, kapakları kısalt azıcık olsun bitsin.

Başlayın yapmaya dediğimizde başlamamışlar zaten Can' la birbirimize girdik o yüzden. Mutfak dolapları gelmeden taşınalım diye tutturdu.  Allah'ım. Zaten taşınması bir dert bir de eşyaları önce sağa sola dizicem boşaltıp sonra bir daha dolaplara yerleşecekler. İş az çünkü. Arada on gün olup , onca zaman hazır yemek zorunda kalacağımıza girmiyorum bile. Ki bence bir aylık kiradan daha pahalıya patlar o iş . Of offf.

Taşıma şirketi geldi. Hep taşındığım şirketti , geçen sefer pahalılar diye en ucuzunu tutup görmüştük hanyayı konyayı. Adam bi havalarla geldi. Ne dedi bakiim, haa, biz odalara eşyayı yığmışız. Pardon eşya kakılı dedi. Eskiden bir günde taşıyordu şirketler, şimdi niye iki gün diyorum. Ee eski annelerimizin yaptığı işleri siz yapıyor musunuz diyor. Gıcık kaptık tipe. Çay ikram etmiştik. Can ayağa fırlayıp bir daha oturmadan kovmuş oldu adamı. 

Ve fakat, kimi bulucaz bilmiyorum. Sabah altıda on küsür saatlik uçuştan dönüp beş saat uykuyla duran kocam herkese daha bi sinirlenip durdu :) Umarım bugün sakinleşmiştir az biraz.

Salonun kapısı yok, ark gibi bişey  girişi. Üzerinde melekli falan oluklu bir kartonpiyer vardı. Can' a o battı. Önce meleği sonra hepsini söktü. Usta kapı aralığını biraz küçültüp orayı yine ark şeklinde sıvayacaktı. Bizim ark arrrkgggğğ gibi yamuk yumuk bişey olmuş. Şimdi yine kartonpiyerci bakıyor söktüğü şeyi geri yaptırmak için. 1500 lirayı çöpe atmak bu olsa gerek. Mutfağın da kapısı yok, ne yapacağımıza karar veremediğimizden onu da boş bırakıyoruz şu an. Ama kapısını biraz sağa çektik zira tezgâh kısmı hafif önde kalıyordu mevcut haliyle. O kapı dikdörtgen . Hadi ark şeklini simetrik vermek zor, be mübarek dikdörtgeni nasıl yamuk yaptın. Kapının sağ tarafı soldan 1,5 santim uzun : D Burada usta sanatsal çalışmış, asimetrik estetik üzerine yoğunlaşmış.

Mutfak balkon kapısı naparsak yapalım çerçevelerle küçülüyor. Kaderimize teslim olduk sonunda. Mutfak karanlık bi yer olacak. Balkona yaupmur geldiğini söyleyen komşumuz yüzünden kapalı balkona çeviriyoruz orayı. E balkon bu , yağmur tabii ki gelecek diyorum Can' a . Öyle mi diyor. Adam senelerce balkona yağmur yağdı, aynı evde yaşamıyor muyuz senle biz. O balkona her gün çıkan da sensin. Şimdi marstan gelmiş gibi öyle mi demek de ne ? 

Şunu anladım ki arkadaşlar Can her ayrıntıya pek titizleniyor ama eski evlerimizde yaşadıklarımızla ilgili hiçbişi hatırlamıyor, hiçbişi dikkattini çekmemiş, ne söylesem " Öyle miydi?" diyor. Velhasıl kendisini yıpratmasına hiç gerek yok :D

Ev hâlâ savaş alanı gibi. Fayanslar döşeniyor. Oğlanların odası ile aramızda ses izolasyonu yapıldı, odalar az daha küçüldü. Yerler zaten mevcut marleylerin üzerine döşenecek, araya da en kalın izolasyon malzemesi aldık. Üzerimizde ses fobisi oluştu valla.

Neyse bu kadar yeter bugünlük. Ben arkadaşlarımla buluşacağım öğleden sonra. Azıcık havam değişsin.

Şimdi gidip spor yapmam lâzım ama hiç canım çekmiyor. Hani bir şeyi  21 gün yapınca alışkanlığa dönüşüyordu. Bu bir şehir efsanesi, biri bi yerinden uydurmuş bence. Hiç de öyle olmuyor. Şimdi ben spor yaparsam alışkanlıktan fakan değil sırf kendime söz verdiğim için ve de inadımdan yapıcam.

Dünyanın öte ucundan Metehan fotoğrafları ile yayınıma son verirken hepinize harika bir gün diliyorum. 





 


 Sabah erken kalkıldı.

Komidinin bir köşesine boya atıldı.

Çamaşırlar toplandı(balkonda kahve keyfi yapabilmek için :D)

Sebzelik temizlendi

Spor yapıldı

Akşam için kıyma kavruldu

Pazara sipariş verildi

Makineye çamaşır atıldı

Toplanan çamaşırlar ütülendi

Kahvaltı hazırlandı

Kahvaltı edildi

Eh

Bir çay keyfini hak etmişim bence ;)


Derken siparişim geldi, onları yerleştirdim . Ve makine durdu. Ama o beklesin azıcık, çay içicem dedim di mi ?

Kimsenin Evinde Alınmış ve Bir Kenarda Duran Kapı Merceği Yoktur Bence

Evin kapısında mercek yoktu, orası delik olarak duruyordu. Ve kocam gidip alet çantasından bir mercek çıkartıp taktı oraya. Yani bu adam can sıkıntısından daha neler alıyor bilmek istemiyorum :D

Şu aralar en büyük eğlencesi gelen ustalara oyuncaklarını gösterip hava atması. Taşlama makinesinden zımparalamaya ne bileyim şarjlı matkaptan balyoza yok yok. Balyoz niye alır bir insan :D

Evin her tarafı dandini. Su boruları yerin altına alındı. Bilgehan evi tarihi harabelere benzetti görünce : D Elektrik kabloları çekilip ilave priz eklendi. Duvar kırılıp küçük bir gömme dolap yapıldı. 

Bu akşam Can salona şömine yapmaktan bahsediyordu . Yok artık, o kadar da uzun boylu değil dedim. Zaten küçücük alan. Ama bakalım bu konu daha kaç defa masaya gelecek. 

Şu aralar balkona kapı modeli bulmaya çalışıyorum. Öyle olsun ki içerisi kararmasın istiyorum. Yok. Kapkalın çerçevelerle genişliğin çoğu çerçeveye gidiyor. Tek kapı için büyük, sürgülü kapı için dar bir genişlik var orada . Pufff. Can'ın ağabeyi artık bizim telefonlarımıza çıkmayacak yakında. İllallah dedi bişeyi beğenmemelerimizden : D Ama insan istediği gibi kapı da bulamıyorsa bu yüzyılda, ben onca teknolojiye pöh derim : P

Perde siparişi verdim bu arada. Salondaki dışında hepsi değişecek diye düşünüyordum ama salondaki yetecek mi bilmiyorum. Onu taşınırken dükkâna vereceğim, yapabiliyorlarsa yapacaklar .

Doğalgaz boruları değişti. Fırını mutfağın bir ucundan diğer ucuna alınca değişmesi gerekiyordu. Şofben de biraz yana kaydırıldı.

Kapılar zımparalandı . Banyo ve tuvalete yenileri alıncak.

Bu arada Can çok ballı. Duşakabini almayı başaramadan dönmüşüz Koçtaş ' tan. Onlar faturalarımızı karıştırınca dikkatimizden kaçmış. Şimdi 90*100 siparişi verecek. 

Bilgehan'ın komidinini boyamaya başladık. Bir ara fırlatıp atıp yenisini alayım demedim değil. Çekmeceleri panjurlu gibi tırtık tırtık. Üç günde komidin bitmedi. Şifonyere geçmeye korkuyorum :D

Ev dandini ötesi. Yarın biraz derleyip toplamam gerek.

Rejim işim doğum günleri sebebiyle sallantıda.

Ama bugün 19. sporlu gün oldu. Arada kısa mısa da olsa her sabah sporumu yapmaya devam ediyorum. Kilo veremesem de sıkılaştım. Bir de her sabah en geç yedide kalkıyorum. 

Aferim bana. 



Dünden Bugünden :)







Bu şanslı bir kadının gülümseyişidir. Annesi babası tarafından öpe koklana sevilmiş. Tatlı bir kardeşi olmuş. O kardeşi sayesinde bir de harika kız kardeş girmiş hayatına. Eşi sarıp sarmalamış. Oğluşları hayatına mutluluk katmış. Etrafı hep güzel insanlarla çevrilmiş. Onların gülümseyişleri kadının gülümseyişine eklenmiş. 


Kollarım Koptu Ama Eşyalarımdan Kopamıyorum

Cimri miyim , eşyalarıyla fazla mı bağ kuruyorum yoksa çok sağlam mobilya seçen biri miyim karar veremiyorum. Ama kardeşim 25 yıldır evli olan birinin evinde 25 yıllık eşyalar durmaz artık yaa. Bi babaannemin evinde kalmıştır herhalde bir bende : D



Ama ne yapabilirim. Salon takımımı Kelebek Mobilya' dan almıştım. E hâlâ kütür kütür duruyor. 


Koltuklar az biraz gıcırdıyor diye yenisine bakayım dedim, şimdiki koltuklar devasa, kolu kıçı başı oturma yerinden çok yer kaplıyor. Bana çok manasız geliyor o devasa şeyler. Kiminde insanın ayağı yere değmiyor. Kimi onca büyük olmasına rağmen oturabilmek için elli yastığa ihtiyacı var. Benim naçizane mobilyam, salon bile değil, oturma odası takımı diye geçiyordu, gördüğüm en minik ve en rahat koltuk takımı olabilir. Vazgeçtim almaktan .


Bir ara vitrinler kahverengi kahverengi üzerime geldiler. Ben bi vitrin bakiim bari dedim. Eee, koltukların aksine vitrinler de küçülmüş. Benimkinin içinde bi dolu eşya var, bu nazlı minik şeyler neyimi alacak benim ? Ondan da vazgeçtim.

Metehan' ın odasındaki gardrobu evlenmemden de önce, çalışırken almıştım kendime. Otuz senelik neredeyse. Kapalı balkonda dururken terleyip duran pimapenlerden dolayı ayağı çürümüş. Taşınırken çıktı ortaya  İyi , atın bari dedim. Bi baktım gelmiş yine. Ayağını atmışlar kalanını getirmişler. Altı şifonyer üstü ayrı bir gardrop ünitesi olan iki kapılı küçük bir şey. Bari şimdi yanımda taşımayayım dedim, yenilerine baktım. Küçük gardropların çekmecesi yok. Raflar dana kadar, gökdelen yapacaksın kıyafetleri. Hiçbiri benimki gibi kullanışlı değil. Sanırım onun da altın ayak takacağım. Çekmeceleri biraz zorlanıyor, azcık kaplamaları kalkmış. Oraları elden geçireceğim. O da duracak .


Bilgehan'ın odasındaki şifonyer 24 senelik. Metehan'a hamileyken Mehtap Mobilya'dan çocuk odası sipariş vermiştik. Büyüyen yataklı, gardroplu, şifonyerli. Sonradan Bilgehan ' a sadece küçük yatak aldık. Onca dolap ikisine yetti. Zaten çocuklarına yüzbin kıyafet alan bir ana olmadım hiç. Bizimkiler büyüyüp Yalova ' ya taşınırken küçük yatakla, gardrobu doğum yapacak bir arkadaşıma gönderdim. Komidinin birini komşuma verdim. Büyüyen yatağı da başka komşuma. Çilek Mobilya ' dan ranza ile iki dar kütüphane aldım . İşte o şifonyer ile komidin Bilgehan'ın odasında. Bilgehan yeni odasını bembeyaz istedi. Renkli ışıklarla değiştirecekmiş renkleri. Şifonyer baktım. Buldum da ve fakat bizdeki öyle sağlam ki. Çekmeceler yağ gibi kayıyor, kütür kütür duruyor dolap. Üzeri çıkartmalarla kaplı. Sarı lacivert. En sonunda yine kıyamadım. Oğlum gel biz bu dolabı beyaza boyayalım, istediğimiz gibi güzel yapamazsak atarız dedim. 

İşte bu akşam üç saat dolabın üzerindeki çıkartmalarla uğraştım. Daha da yarısı duruyor. Benim kollar bin beş yüz şınav çekmiş gibi oldu. Çıkartma çıkartmanın kolay bir yöntemini bile Allah rızası için söylesin : D 


He, bu arada yeni evde Metehan'ın odasına lego dolapları girince Çilek kütüphanelere yer kalmayacak gibi. Antreye çekmeceli bir dolap alırım diyordum. Bunları da oraya koyacağım sanırım. Sarı renkleri gözüme batarsa boyarım artık. Sanırım İstanbul'a geldiğimizde almıştık bunları. 12 senelikler sadece : D


Mutfaktaki küçük masam 24 senelik. Büyük masam 20 kadar olmalı. Küçüğü belki birilerine vereceğim de( Sapasağlam o da . Teleset' ten alınma) büyüğü dar, uzun, oval yapısı ile kenara köşeye iyi sığdığı için mutfağımda kalacak sanırım. Bacaklarını boyayacağım. Diğer evde senelerce balkonda kullandığım için dökülmüş boyaları.

Evdeki en yeni eşyalar İstanbul ' a geldiğimde aldığım yatak odası takımı. Tepe Home' dan aldıydım. Kalitesine bayılmamakla birlikte dar yüksek şifonyerleri küçük odalarda çok kullanışlı. Gideceğim odaya sığma ihtimali var. Güzel sığamazsa oraya dolap yaptırabilirim.

Billy kitaplıklarım  en yeni olanlar bak. Evlenene kadar anne baba kütüphanesinden geçindiğim için kitabım çok yoktu. Gömme dolaplı evlerde yaşayınca kendiminkileri oralara sığdırmıştım. En sonunda dolaplardan taşınca aldım.

İşte böyle.

Antreye almayı düşündüğüm kitaplıklar dışında yeni evde yeni eşya alamıyorum gibi gözüküyor : D 

Belki yerleştikten sonra duruma bakıp bendeki güzel uymayanları bir yardım kuruluşuna verip yenisini alırım. 

Bize gelen birisi ne kadar vintıc bir eviniz var dediydi. Can' ın kafasına takılmış, şimdi vintıclıktan kurtulamıyoruz diyip duruyor : D 

Birisi de hiç pilot evine benzemiyor demişti. Hahaha. Bu pilotun karısı cimri anacım. Memur çocuğu, zıttırı pıttırı mobilya değiştiremiyor. Kırılmadıkça, bozulmadıkça, işime yaradıkça severek aldığım şeyleri niye değiştireyim ki ? Biz evlenirken her bir parçayı seçip severek aldık. Her şeyimiz tam olsun diye alelacele doldurmadık eşyaları.  Keyifle döşedik, yavaş yavaş. Eh, hepsini de kaliteli almışız : D

Şimdi aklıma geldi, benim perdeler de 25 yıllık : D Neyse onları değiştiriyorum artık : D

Ee, ben anlattım, sizde durum nasıl ? Mobilyalarınız benimki gibi sağlam çıktı mı? Kaç posta değiştirdiniz? Anlatın gari:)