Budapeşte Genel Bilgiler

Hikâye kısmına geçmeden önce şunları kesin söylemeliyim dediğim şeyleri hatırlamaya çalışayım :D

~ Bizim nüfusun yarısı oraya tatile gitmişti anacım. Her yer Türk turist kaynıyordu, Japon turistleri geçmiştik sanırım :D

~ Dolayısıyla giderken de dönerken de kendinize en az bir kırk beş dakika pasaport kuyruğu olacağına hazırlayın. Öyle soru sorup falan da durmadılar bir tek damgalayıp verdiler ama çook uzun sürdü. Neyse ki havaalanlarında internet var, telefona baka baka bekledim.

~ Sıvıları çantanızdan çıkartın dediler ama suları falan aldılar içeri gördüğüm kadarıyla. Güvenliğe girmeden suyumu atmasam da olurmuş.

~ İnternetteki gezi yazılarındaki fiyatların çoğu güncel değil, ana sitelerine bakın, orada da ciddi enflasyon olmuş sanırım. 


~ Çok güzel şehir, gidin valla. Geniş kaldırımlar, ağaçlar, parklar, kafelerdeki güler yüzlü nazik servis elemanları ve Tuna Nehri.


~ Nehir turuna katılmak elzem değil. Yani yemeli içmeli pahalı turlar nasıldır bilemiyorum tabi ama bizim katıldığımız bir saatlik uygun fiyatlı olanlar (400 TL gibi ) yarım saat gidip dönüyorlar ve o yerleri zaten kıyıdan da görüyorsun yürürken, daha ilerilere gitmiyor. Kışın katıldığımda daha mantıklıydı o soğukta ,yazın zaten o kıyıda çok yürüdüğümüz için olmasa da olurmuş dedik. 


~ Her yer paralı. Saray 'ı girip gezemiyorsun içinde üç müze var onları gezersen görebiliyorsun, kiliseler çoğunlukla paralı, biz bir tek Parlamento Binası 'nı gezelim dedik. 1200 TL ydı 45 dakikalık tur. Artık gözden çıkartmıştık o parayı ama saat üçte gittiğimizde o gün için yer yok dediler. Kös kös geri döndük. Sabah sekizde açılıyormuş ,ya erken gidip gişeden ya da internetten almak gerekiyor bileti .

~ Çok önemli bilgi :D Parlamento Binası 'na binanın kapısından değil, bahçede merdivenle inilen girişten geçiliyor. İşte o girişte sağda tuvaletler bedava. Binaya girmeden hemen yanda tuvaletler, sokakta dolanırken sıkışanlar için iyi bir seçenek. Kapıdan girdiğinizde de tuvalet var, onlar paralı:D Müzelerde gördüğüm kadarıyla tuvaletler paralıydı hep. Kaç liraydı dikkat etmedim ama fahiş değildi.


~ Zaten genel itibariyle fiyatlar fahiş değildi. Ucuz da değildi ama bir İstanbul'lu olarak bana anormal gelmedi.(Parlamento Binası 'nı saymıyorum, o ne lâ :D )

~ Saraya çıkan fünikülere tek gidiş bileti alınamıyor , gidiş dönüş almak zorundasınız . Yeni değişmiş herhalde çoğu sitede tek gidiş alınabiliyor yazıyordu. Gidiş dönüş 4000 HUF, yaklaşık 400 lira . Sanırım yukarı çıkan otobüsler de vardı. Biz gişeye geleme kadar onları daha pahalı sanmıştık ama gidiş dönüş almak zorunda kalınca otobüs daha uygun olabilir.



~ Şehre  havaalanındaki gişeden biletini alıp 100 numaralı otobüsle indik. Gidiş dönüş için iki bilet sattı adam, tarihi önemli değil, istediğiniz zaman kullanabilirsiniz dedi. Bu gişe uçaktan ilk indiğim zaman açılmamıştı , kapıdaki makinalardan alınabiliyormuş o zaman. 2200 HUF tek yön. ( Yaklaşık 200 lira. Ben genelde tek sıfır atıp çevirdim TL ye ) Daha uygun fiyata normal otobüs ve metro yapabiliyordum ama bu rakam da bana fahiş gelmediğinden en rahat 45 dakikalık express hattı seçtim. (İstanbul'da Havaist de iki yüz yirmi üç lira gibi bir rakam ) 

~ Anlaşılacağı üzere Macaristan 'ın parası HUF, Euro değil. Ben fiyorin falan gibi bişiler uydururken annem durup bir baktı, Forint değil miydi o diye. Bu hatunun da bilmediği şey yok :D

~ Herkes ingilizce konuşuyor. Menülerde çoğunlukla İngilizce de yazıyor. Siz konuşamıyorsanız da sorun yok, şöyle bi etrafınıza bakının yardım edecek bi Türk bulursunuz nasılsa :D

~ Özellikle Buda tarafında çok çeşme vardı, şişemizi doldurduk buldukça.


~ Sonuçta üç günde sadece para verip bir kilise gezdik. Sokaklar öyle güzel ki zaten müze geziyor gibi olduk. Geçen sefer gittiğimizde Ulusal Müzeleri ile bir de ilginç müze gezmiştim zaten. Kedi Müzesi bile vardı:D Bu sefer sokaklarda vakit geçirip kafelerde keyif yapmak istemiştim, tam da öyle yaptık. Ama arkadaşımın ayakları su toplayınca acı çekti . Benimle hiç tatile çıkmamış olunca tabi garibim şık sandalet felan getirmiş :D

~ İçi boş koni bi kekimsi şeyleri vardı her yerde satılan, biz ettik siz etmeyin, nutellaydı dondurmaydı derken şeker komasına girecektik, kekin kendisi bişeye benzemiyor, yerken boğuşmak da cabası. Chimney Cake miş. Yani, tabi siz bilirsiniz ama yarısında çöpe gitti bizimkiler. 

~ Bak gulaştan bahsetmek aklıma gelmemiş. Geçen sefer gittiğimde söylemişimdir kesin ama burada da dursun. Gulaş bizim haşlama et. Hani sarımsak patates havuçla yapılan çorba. Değişik bir şey değil yani. Ben çok severim ama yazın canım çekmedi, kışın güzel.


Şimdilik aklıma gelenler bunlar, eklerim sonra yeni bir şey hatırlarsam. Sizin de aklınızda soru olursa sorunuz, hazır unutmamışken biliyorsam cevaplayayım :)

Yarın fotoğraflara gömülürüz.

Not: Fotoğraflara Macar müzikleri sakladım:)

Günaydın


 Bugün geri dönüyorum, size uzun uzun bu güzel şehri anlatacağım umarım. 

Öptüm :)

Başlık Bulamadım :D


Perşembe günü yoğun bir gündü. İnstagram kızlarımla dans videosu çekmek için buluşacaktık. Bir gün öncesinden arkadaşım Gün kahvaltıda buluşalım mı deyince ona hayır diyemedim. O arada meğer Can da çarşamba geliyormuş, evde olacakmış. Üzerine bir de nezle grip olmuş mu sana. Evden çıkmadan hepsine kahvaltılarını hazırladım. Tavuk çıkardım hasta çorbası yapayım diye .


Ben genelde omletle yaparım dışarıda kahvaltı ama canımız şöyle bişey çekti :)
Miltarlar güzeldi ama çok şey olduğundan bitiremedik. Yalnız kalan son pişi ile sigara böreğini doyduğum için yemek istememek beni öyle mutlu etti ki. Eskiden olsa midem isyan etse de deli gibi yemek istediğim için bırakamazdım. Allahım, doyuyorum çok şükür.


Eve dönüp, jet hızla bizimkilere çorba pişirip, o arada lahmacun yemeden nezle gribin iyileşemeyeceği inancı yüksek olan Can'a lahmacun sipariş edip üzerimi değiştim. Tripotu kapıp kızlarla buluşmaya gittim.


Altı kişi olacaktık ama üç kişi kaldık buluşana kadar. Neyse , bir dahakine daha çok oluruz artık. 


Bol kahkaha atarak videoyu bir şekilde çektik. Kızlardan birisi daha önce de birileriyle dans videosu çekmeye çalışmıştım ama onda böyle eğlenmemiştik, gergindik dedi. Benimleyke çok şey öğrenmiş. Ben de mükemmelliyetçiyimdir, kendim çekerken bazen üç gün çekim yaptığım oluyor ama bunu azap çeker gibi yapmıyorum, yapmak isteyerek yapıyorum. Tamam bu kadar, daha da uğraşamam dedikten iki saat sonra dur ya, ben yapabilirim, az daha deneyeyim derken buluyorum kendimi zira yapmaya çalışma kısmını seviyorum zaten .

Videodan sonra Hababam Sınıfı Müzesi 'ni gezdik, ağaçların altında oturduk.

Keyifli bir gün oldu. Giderlerken videoyu yayımladığında bir sonraki dansa herkes gelmek isteyecek diyerek ayrıldılar :D


Uzun ve yorucu bir gündü ama yorulmadan ne yapılabiliyor ki hayatta ?





Bu da çarşamba akşamı Canan'ın bahçesinde otururken. 


Şu anda başka tatlı heyecanlar içindeyim.

Can'ın bi milyon defa " Sen şimdi bizi bırakıp gidiyor musun gerçekten de ?" mobbinglerini dikkate almadan üniversiteden bir arkadaşımla üç gecelik kaçamak tatile gideceğim. Neyse nezlesini de bulaştırmadan geçirdik beş günü. Umarım yarın sabah yola çıkabileceğim. 


Çantam hemen hemen hazır. Pantolonlara hâlâ karar veremedim. Bahçıvan pantolonla gideceğim, bir tane de ince pantolon olsun yanımda diyorum. Burada bir de beyaz kapri var ama onu çıkarttım. Çok da renksiz kalmışım ama diğer pantolon yerine çiçekli eteğimi koyabilirim. Kitabı sırf orada okuyacağım diye üşenmeyip dün aldım. Yazarından gideceğim yeri tahmin edebilirsiniz.

Bir avuç ağrı kesici almayı da unutmayayım, ağrılarım yine beni yürütmüyor bu aralar.

İşte böyle. Şimdi gidip ben yokken yesinler diye mercimek çorbası ve kinoa pişireyim. Etleri Metehan halleder. Can zaten akşamına uçuşa gidecek, ben dönene ladar yok. Gittiği halde bizi bırakıp gidiyor musun demesi bir yerlere beni göndermemek için harcadığı çabayı anlamaya yeter sanırım. Neyse , bu tatil bana iyi gelecek diye düşünüyorum. Başkalarını düşünmeden sadece kendimden sorumlu olmak . Gençlik günlerindeki gibi...
 



Bayram


Arife




Bayramın ilk günü



Bayramın ikinci günü 





Üçüncü gün :)

Can Hindistan 'da keseceğim bu sene danayı diyerek arife gününden gitti :D O gitmeden birlikte fotoğraf çeksek istedim ama hiç üç mızıldık erkekle uğraşasım yoktu, onun için boş veeer dedim. Pazar günü telefondan bayram ve babalar günü kutlamamızı yaptık :)

Arife günü Kürşad'lara uğradık. Nimet Teyze gitmeden onunla bayramlaştık.

Pazar günü annemdeydik. Mezar üstüne gittik sonra.

Dün Yalova'ya gidip oradaki sevdiklerimizle hasret giderdik.

Bugün koltuktan kalkmadan bütün gün tembellik yapmayı plânlıyorum.

Hepinize mutlu bayramlar. 


 

Ateş Böceklerinin Büyüsü


Pazartesi günü Resmiye Teyze'yi ziyarete girmiştik. İlk defa hava kararana kadar oturunca bu harika güzelliği yaşadık. Masalsı bir şeydi.



Metehan asma yaprağı topladı ilk defa. Yaprak sarmayı çok sever, o zaman öğreneyim yapmasını dedi. Ben hiç anlamam. Bir iki gün sonra anneannesinin yanına gidip yaptı sarmayı. Valla harika da sarmış, hangilerini onun sardığını anlamaya imkân yoktu .



Arkadaşlarıyla toplanıyorlardı o akşam, yanında götürdü , birlikte yediler.


Can seneler önce bir kere havalı tüfek götürmüştü köye, Resmiye Teyze o zamandan beri sorar. Mutlu mutlu atış yaptı :D


Bilgehan da attı.



Ben tabii ki boğaz dereindeydim :D 




 Evde yemek hazırla, oraya git salata yap, sofra kur, içeri dışarı koştur derken aslında benim için yorucu bir gündü ama şu tatlı bayanların mutluluğu için her şeye değer.


Hem ödülü mü de aldım. Unutulmayacak bir gün daha haneme yazıldı.

Siz hiç ateş böceği gördünüz mü ?

Stray Kids'e Teessüflerimi İleteceğim

Yirmi küsür Stray Kids şarkısı ile dans ettim. Biri iki milyona yakın gösterim aldı. Bir diğeri bir milyona yaklaşıyor. Dünya çapında granny oldum. Bakmadılar bile bana.

Dün Ateez'in bir şarkısıyla dans ettim. Yeni çıkan şarkılarıydı. İsmi Work. Pazar günü yirmi beş senelik takım elbiseme sığıp onunla çektim dans videosu. Çektim ama bir türlü içimde tamamlanmış hissedemedim. Başka fikrim geldi. Dün sabah pilates yaptıktan sonra hemen gidip gündelik kıyafetlerimi giyip, başıma yemeni, elime toz bezi ile aynı dansı bir daha çektim :D

Normalde gündüz dans videosu çok görülmüyor. Hem de zaten daha yeni diğerini yayımladım diyerek bekleyecektim. Sonra dur yaa, tam pazartesi iş zamanı , çok uygun bu zaman diyerek yayımladım.

Sonrasında işime döndüm, gezmeye gidecektik dışarı çıktık.

Bir ara telefonuma baktım yirmi yorum. Allah Allah bir anda bu kadar ne yorumu gelmiş olabilir diye açtım. Ateez grubu kendi instagram hesabından dans çelıncına katılanları paylaşırken beni de paylaşmış meğer, benim gençler onu bana haber vermeye gelmişler :D Ay yerim onların tatlılığını ben.


Uleyn o kadar takım elbiseli cillop gibi halim varken Handan Bacı halimle herkesin önüne düştüm iyi mi :D Hahahaha :D


Oradaki bir çok süper dans eden gencin arasında bir komik Handan halim var ama olsun. Münasebetsiz Can,  grubu izleyince " Haa, gerçekte bayağı güzel dansmış "dedi. Hımf önlenemez yükselişimi kıskanıyor bence :D 

Neyse işte bu da burada anı olarak kalsın arkadaşlar. Yazması ve toz bezisiyle uluslararası mecralarda bir Türk Anası'nı en iyi şekilde temsil ettiğime inanıyorum :D

Yorumlar Nasıl Oluyor da Birikiyorlar Bu Kadar Ben Cevaplamadan

Bu sabah oturup cevapladım yorumları, aradan bir ay geçmiş neredeyse ama cevapladım yani, bakabilirsiniz :)


Eve döndüğümden beri çamaşır yıkayıp etraf düzenlemek dışında bir şey yapmadım diyebilirim.



Yürüyüşlere devam 


Annemle ve arkadaşım Gün ile ili gün dışarıda kahvaltı yaptım.



Beni yaseminler bitti, şimdi bu yaseminlerin zamanı. 


Parktaki ulu çınarın altında bir fotoğrafımız olmasın mı ?

Bu sabah erken kalkıp çocuklara yumurta haşladım. Bilgehan sınava gidecekti ama sınav saatine düzgün bakmamış. Tepemin tası attı yine ama yapabileceğim bir şey yok. 

Pazara gidip, ne bulduysam aldım. Etli şeyler yemekten içim şişti ne zamandır. Ama şimdi birinin mutfağa girip onları ayıklaması, yıkaması, pişirmesi falan gerekiyor.

Annemle yürüdüm. Havalar ısınınca bacağımın ağrısı iyice çekilmez oluyor. Geçen sene yolda gidemeyip ağladığımı biliyorum. Bu sene kilo verdim diye geçer sandım ama hâlâ ağrıyor. Neyse en azından ağlamadan eve vardım.

Geldim geleli de koltukta yatıyorum. 

Klima denen şeyi icad edenden Allah razı olsun. Normalde fazla çalıştırmayı sevmem ama iki gündür aralıksız çalışıyor. Ama bu akşam Can dönecek uçuştan, kalıbımı basarım ilk iş , bunun çalışmasına gerek var mı diyerek kapatmak olacaktır. Elektrik parası falan değil derdi. Çalışmıyor olsaydı da bunu çalıştırmak lâzım diye açardı. 

Neyse. Tatilde şişip de dönmüştük, normal kilolarımızı göstermeye başladı tartı yeniden. Yalnız bu hafta bir gün patates kızartacağım, zavallı patatesler bozuluyorlar kullanımadıklarından. Evet daha sağlıklı bir yemek de yapabilirim ama madem yasak meyveyi yiyeceğiz bari en tatlı haliyle yiyelim.

İşte benden haberler bu kadar. Şu yattığım yerden kalkabilirsem kahvaltı yapacağım şimdi :)

Hepinize harika bir gün olsun .

Tatil

Bilgehan'ın finalleri başlamıştı bize iki gün sonra katıldı, Metehan'ın yetiştirmesi gereken bitirme tezi vardı çoğunlukla odada geçirdi, on beş kişiyle buluşup özlem giderildi, o arada fırsat buldukça denize dalındı, sohbetler edildi, uzun yol keyfi yapıldı ve tatil bitti...