Tam kırk dört yıl önce başlamış maceram :) Şanslı bir bebekmişim.
Dünyalar güzeli tatlı annem hep yanımdaymış:)
Canım babam hep istediği kızısına kavuşmuş...
Müzikle, sanatla iç içe olmuşum doğduğum andan itibaren.
Ferhan Ablamı hatırlıyorsunuzdur, doğum gününü hep birlikte kutlamıştık bu sene :) İşte onun kucağındayım burada :)
Ve sevgili halacığım. Metehan'a hamileyken Ankara'da teftiş yapıyordum. O zaman bana yaptığı yemeklerin tadı hâlâ damağımda. Canım hiç bir şey yemek istemezken, onun sofrasında ne görsem silip süpürüyordum. Huzur içinde yatsın..

Bakın işte ben, ilk yaş günümde. En soldaki Mehmet Ağabeyim, okula koşup babama beni müjdeleyen . "Müştemi isterim enişte" diyerek gitmiş yanına :) Pamuk anneanneciğim, elinde çikolata olmadan bir gün bile gelmemiştir bize. Pamuk elli kızım diye sevmesi kulağımda. Onun ördüğü şalları kullanıyorum hâlâ. Nur içinde yatsın. Anneme baksanıza... Benim yarı yaşımda, gencecik bir kız gibi. Pastaya bakarken ne düşünüyormuşum acaba.. Miraç, erkenden ayrıldı aramızdan. Gencecik.. Onu kucağında tutan babaannem, kızım ben senin evlendiğini görmek istemiyorum derdi. Görmedi. Ben evlendikten bir ay sonra vefat etti hiç göremeden... Elinde örgüsü, divanda oturmuş bana anlattığı masalları nasıl unuturum. Pantolonlarımı örerdi hep. Benim boyum uzadıkça pantolonlar da uzardı. Dizleri yırtılınca sökülüp örülürdü yeniden :)
Hanım kızımız büyümüş, iki yaşına ulaşmış. Devrin bütün şarkılarını söylüyor kendince :)
Küçük afacan Handan yakalanmış :)
Görele'de anneannesinin evine gidiyor.
Pazen pijamasının içinde ne düşünceli :)
Minik piyanosunda notaları öğretmiş bile babası :)
Saçlar henüz düzleşmemiş.
Fotoğraflar özlemlere çare olsaydı keşke.. İşte Halit dayım Fatoş Yengemle evleniyor, gencecik... Bu sene ilk defa olmayacak doğum günümde... Diğer yanımda Lami dayım, ne uzun sohbetlerimiz olurdu, sabaha kadar anlatırdı...Ne gülerdim hikâyelerine.. İkisi anneannemi de alıp aralarına keyifle bizi izliyorlardır şu anda eminim... Dört yaşında Handana baksanıza, pek mutlu , sevildiğinin de ne kadar farkında değil mi :)
Hülya Abla'm pek tatlı gülümsemiş.. Yaşar'ın asıl herkesin arasındaki bir pozu vardı ki , onun bulmam lâzım benim :)
İlk okul birinci sınıf, yirmi üç nisan.. Annemin hazırladığı papatya kostümü ile :) Hem biliyor musunuz abla oldum artık. Ne mutluluk..
Hep Ayşegül bekliyorduk da erkek olduğunu öğrenmiştik ya bebeğimizin. Önce kızlara göre daha sevimsiz olacakmış gibi düşünüyordum ki aklıma kendi kardeşim geldi... Daha güzel nasıl olabilir bir çocuk baksanıza tatlılığa :) Oğluşlarım da tıpkı onun gibi kıvırcık uzun saçlı halleriyle çok şekerdiler. Ama tabi benim bunlardan haberim yok henüz sadece "küçük anne"yim :)
Canımın içi..
İşte bir güzel sahne daha.. Naime Öğretmenin evine gidip kalmayı ne çok severdim. Üniversiteye hazırlık için dersaneye yazılırken yanımdaydı da kazandığımı görememişti. Çok erken ayrılmıştı aramızdan çok..
Annemin kucağındaki bebek kim dersiniz? Geçen ay evlenen yakışıklı güçlü koruyucum tabii ki :) Emir. Ferhan Ablamın tatlı küçük oğluşu.
Ooo, ilk okuldan mezuniyet anı gelmiş bile.. Balolar falan yoktu biz küçükken, öğretmenlerimizin büyük bir özveriyle hazırladıkları mezuniyet gösterilerimiz vardı. Ne güzel günlerdi...
Babamın şarkısını okuyorum burada Sevgi Öğretmenime..
Sevgi sınavına geldik
Yokla biraz öğretmenim
Anılarımız sararmış
Akla biraz öğretmenim..
Sevgi öğretmenimin son günlerinde onu görme imkânım oldu.. Elini tuttum, öptüm usulcacık. O benim gözümde iki katlı evinin bahçesinin çiçeklerinin arasında kitap okurken kalacak hep. Ve evinin bodrumundaki çocuk kitaplarıyla büyülendiğim anı asla unutmayacağım.
İşte söz ettiğim kırmızı örgü pantolon. Ben uzadıkça onun da paçasına çizgiler eklenmiş :)
Asu ile oyun oynuyoruz. Geçen yaz Görele'de çocuklar oynuyorlardı artık bizim yerimize, nasıl da geçmiş o kadar zaman.. Emünem benim. Ben de onun Saffeti:)
Burası Ahmet Amcanın dağın tepesindeki evinin arka bahçesi. Nasıl güzel bir gül bahçesiydi bilseniz. Evinde odaların arasındaki bir minik koridorun sonunda masası vardı, yanında da kocaman bir pencere bu bahçeye bakıyordu. Hâlâ düşündükçe özenirim :) Ahmet Amca şair. Çok sevdiğim şiirleri var. Rahatsızlanmış diye duydum en son, umarım tez elden iyileşir. ( Objektif'e yazdım hemen bir şiirini, işte
şurada)
Madem köye çıktık, memleketten devam edelim :) Trabzon Atatürk Köşkü'nün girişindeki boy aynasında toplu bir fotoğraf :) Annem, babam, Kürşad, teyzem, Asuman, Akif.. Akif'in bize gazoz yetiştiremediği yıllar. Biz yine onların gacocunu bitirmişiz :) Zaten biz Lütfiye teyzemlerde kalırdık hep. Gelsin pandispanyalar, gitsin tatlılar :) (Valla oradan gönderdi yine, siz bu satırları okurken ben yiyor da olabilirim:)
Yine Görele. Teyzemlerin ahşap iki katlı evi. Yanımdaki amcamın kızı ama :) Sevgili Golak. Anlatarak bitmez birlikte anılarımız. Liseden mezun olmuş üniversite sınav sonuçlarını bekliyorum.
Amcacığım ve Emel Yengemle birlikte.. Evlerinde ne güzel zamanlar geçirdim. Canım amcam da ne zamandır aramızda değil, ama sofra başında biraz daha birşeyler yemek için bize anlatıp dikkat dağıtmaya çalıştığı hikâyeler aklımda :) Ve " Ne güzel kızlarımız var değil mi Emel?" diyen sesini duyduğum sürece benimle sayılmaz mı? Allah rahmet eylesin..
Ah Salise Teyzeciğim, ne arandım fotoğraf bulmak için. Her daim makinadan kaçardı, neyse ki sonradan dijitaller çıktı da eğer sevmezsen sileceğim diyerek razı ederdim çekmeye. Çocukların sünnetinde, ne de tatlı bakmış.. Sessiz, sakin, tatlı teyzem, rahat uyu..
Anne olduğum o özel an da yer almalı tabii ki.. Karnımdaki pilates topu değil Metehan :)
Eniştemsiz de olmaz şimdi. İzmir'de misafirimiz olurdu her geldiğinde. Ama hiç kalmazdı bizde. Bir gece sadece bir gece, Can çok hastaydı, eniştem de ona kıyamadığından yatmaya karar verdi. Gece yarısı bir depremle uyandık ki... Otele dönse kesin sokakta sabahlardı, ne şans diye söylemiştik :) Yakında gelir yine :)
Annemin dayısı ve yengesi :) Çocuklarla gittiğimizde demiştik ki dayınızın dayısının dayısına geldiniz.. Her zaman güler yüzlü her zaman tatlı Necati Dayıcığım, mekânı cennet olsun.. Hemen buraya onun ağabeyi Recai Dayımı da eklemeliyim. Kocaman dayım. Genç dinç askerler seni hiç unutmuyor, gür sesin ve dinç adımlarınla zımpara rap rap zımpara rap rap...
Resmiye Teyzem ve Recep Amcam. Yalancı teyzem. Kapıda bana kaç teyzem olduğunu sormuş birisi. İki teyzem var bir de yalancı teyzem var demişim hâlâ güleriz. Ben kendimi bildim bileli komşumuz. Burada da Bilgiç daha kırk günlük olmadan yollara düştüğümüzde onların yazlığını bastığımız bir gün :)
Ve harika doğum günü sofraları :) İster kalabalık ister biz bize..
Ama siz de biliyorsunuz artık, hiç bir zaman yalnız kalmadığımı.. Bütün sevdiklerim her an yüreğimde :)
Ah, bu kadar uzun plânlamamıştım bu yazıyı ben, bir anda sürüklendim zaman içinde:-)
Ee, ne duruyorsunuz, siz de mumu üflesenize:-)
☺♥ ☺ ♥ ☺ ♥ İYİ Kİ DOĞDUM☺♥ ☺ ♥ ☺ ♥
Di mi :-)