Carl Friedrich Gauss ya da Gauß (30 Nisan 1777 – 23 Şubat 1855)

Alman kökenli matematikçi ve bilim adamı. Katkıda bulunduğu alanlardan bazıları; sayılar kuramı, analiz, diferansiyel geometri, jeodezi, elektrik, manyetizma, astronomi ve optiktir. "Matematikçilerin prensi" ve "antik çağlardan beri yaşamış en büyük matematikçi" olarak da bilinen Gauss,[1] matematiğin ve bilimin pek çok alanına etkisini bırakmıştır ve tarihin en nüfuzlu matematikçilerinden biri olarak kabul edilir. (Bknz)

Son Dakika Haberleri :)

Takvimin Biri'ni bu bloğa aktardım. Nedense bu ilk göz ağrımı çok seviyorum, diğer tarafa güzel birşey yazınca hemen buraya da yazmak istiyorum. O zaman neden iki iş birden yapayım diye düşündüm.

Bir de etiketleme işlemi yapsam üşenmeden çok güzel olacak.

Objektif ve Birikim oldukları yerde duruyorlar. Arada burada birikenlerden onlara aktarma yapıyorum. Çok olmasa da.

Öyle bir haber vereyim dedim işte :)

Pina



Bu hafta gösterime giriyormuş sanırım. Üç boyutlu bir dans filmi, güzel olabilir diye düşünüyorum.(Bknz)

--------------

Neşeli bir müzik bul :

Neşeli müzik çekecek halim yokmuş şimdi, ruh haline uygun mutlu edecek bir şarkı bul :



Derin bir nefes al...

Bırak gitsin....

Zamana paha biçilemez
Ama onun için bir ücret ödemeyiz
Onu istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz
Ama ona sahip olamazsınız
Onu harcayabilirsiniz
Ama onu elinizde tutamazsınız

Bir kez kaybettiniz mi onu geri getirmenin bir yolu yoktur
Gitti mi gider...

(Medium dizisinden)

Dünya Günü

Etrafımdaki doğal güzelliklere her baktığımda "Lütfen bunları da yok etmeyelim" diye dua ederken buluyorum kendimi.

İnsanoğlunun bitmek tükenmek bilmeyen istekleri, hırsları, tatminsizliğinden kendini kurtarabilir umarım bu güzel mavi gezegen.

Gök Köprü (Sky Walk)

Geçen gün belgesel kanallarından birinde ona rastladım. İzleme amaçlı yapılmış tabanı cam olan bir köprü.Kimisi kenara tutuna tutuna ilerliyor, kimisi cesurca ortasına basıyor falan. Oranın yerlileri öve öve bitiremiyorlar.
 Şöyle bir düşündüm. Çok saçma sapan bir uğraş geldi. Grand Canyon zaten çok güzel bir yer. (Fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla :) Orasının öyle el değmemiş kalması , uçurumun kenarından etrafı seyretmek, rüzgâr sesi, doğa harika bir duygu olmalı. Tutup da hiçbir yere gitmeyen bir köprü yapıp, Sky Walk 'a çıkmanın ne anlamı var anlamadım?



Bir ben mi varım böyle düşünen?

18

Bon Jovi konserinin yerini, zamanını öğrenmek için internette dolaşırken bundan 18 yıl önce konser vermişlerdi yazısını okudum. Sarsınldım bir an. 18 yıl mı? Olmuş mu o kadar? Oyy...

Zaman çok çabuk geçiyor birşeyler yapmak lâzım. Hemen :) Kalk kalk, oturma boş boş :)

Günlerden beri ilk kez güneşli bir sabah mı olacak ne?

Herkese günaydın.

Harika bir güne açılsın sabahımız....

Nihayet. Açılmış......

Hemen zarar kontrolu yapıyoruz. Bakayım kimler blog kontrol ediyor, kimler fırsattan istifade devamı savsaklamış.

SAĞDAN SAY :D

.

Sıradan bir kadınım sıradan zevkleri olan. Çayımı fincanda içerim, ekmeğimi kızarmış severim. Yağmurdan sonra odama dolan toprak kokusuna gizlenmiş tüm hayallerim. Dağılanı toplarım, kirleneni temizler, ütülerim tüm kırışıklıkları. Elimden kurtulmaz hiçbir şey. Bir kendime geçmez sözüm, dağıtırım, kirlenirim, kırışırım günden güne, aynalardan kaçar resmim. Arada bir eski püskü anılarda koskocaman hissederim, kalemi alınca elime kendimi görüp kâğıtta küçücük bir noktaya sığıveririm.

"Birikim"den

Tersimden Kalktım :)

Çocuklarım pasta olmuşlar. Boğazları acıyor. Ateş ölçüp duruyoruz. Bir yandan ay sonuna kadar yetişecek proje ödevleri var onun sıkıntısı içimde.

Ateşim var diyen Metos'a o kadara ateş denmez hepimizde olabilir diye gösterirken benimkinin 38 e yaklaşıp hepsininkinden yüksek olduğunu fark ettim. Ha ha ha :D

Baba sağlık muayenesini de geçti. Bir onbeş gün daha beklemek gözüküyor ufukta. Artık geç olsun da güç olmasın sözüne bile gıcık kapmış durumdayım. Neyse bu konu sinirimi bozuyor.

Canım yemek falan yapmak istemiyor.

Blogların hâlâ açılmamasına gıcık kapmış durumdayım.

İnsanlıkla ilgili hiç olumlu bir düşüncem yok.

 Kafamın içinde dolaşıp duran düşünceleri dinlemek istemiyorum.

İşte tüm bu nedenlerden ötürü yazasım gelmiyor :)




Herkese günaydın.

Yasam...

1-Mörfi Yasası:

Aylardır (Dile kolay 8 ay) evde boş boş durup iş başvurularının sonucunu bekleyen bir adam tam bütün zamazingo testlerden ve sınavlardan geçip işe alım sürecine girdiğinde, sağlık muayenesine gideceğinin sabahında hasta olabilir ! (Gerçi adam evde oturmaya alıştığından kendisi mi çıkarttı bu hastalık işini orasından emin değilim :D)


2- "Her işte hayır vardır" Yasası:

Pazartesi belge toplayıp, salı sabahı muayeneye gidip, öğleden sonra hepsini şirkete vermek üzere plan yapmış olan adam, sağlık raporunun teslimi için ancak perşembe gününe randevu verdiklerinde, bir an evvel işleri bitiremediğine sıkılmıştı ama salı sabahı yatak döşek yatarken iyi ki perşembe gününe kadar vakti var diye düşünmeden edemedi eşi :)

Herkese günaydın.

Güzel bir güne açılsın sabahımız.

Kol Nayn Van Van

Bilimum yabancı polisiye dizi izlemekten acil durum deyince aklıma bu cümle kazınmış durumda. Dokuzyüzonbir de değil nayn van van :)

Geçen gün yine çocukların dersleri için acil numaraları hatırlamaya çalışırken niye bizde de tek numara yok ki diye söylenmeye başladım. Sonra gözümün önünde bir sahne canlandı.

Acil bir durumda hemen -diyelim- 911 i çevirdik :

-911 acil durum hattına hoşgediniz. Welcome to the 911 emergincy line. For English press 0. (Bekleme) Dahili numarayı biliyorsanız 1 i tuşlayınız. (Bekleme) Polis için 2 Trafik için 3 ................. Operatöre bağlanmak için lütfen bekleyiniz.... Şu anda bütün operatörler diğer acil durumdaki vatandaşarımıza yardım etmektedir. Lütfen bekleyiniz. (Tırınım tırınım şarkı. Mesela itfaiye hattında bekliyorsak "Yangın var ben yanıyorum" falan)

Yok yok böyle kalsın yine :D

Not: Acil Telefonlarımızı da bir hatırlayalım bu arada:

Yangın 110
Alo Trafik 154
Polis İmdat 155
Hızır Servis 112
Jandarmaİmdat 156
TelefonArıza 121

Hımmm, hâlâ birşey yazasım yokmuş...

***

Yine yaptım.

Ne zaman olumsuz şeyler yazıyorsam siliyorum hemen peşinden. Olumsuz yazdıkça moralimin düzeldiği yok nasılsa, aynen kalıyor.

Sessiz bir sabah. Çılgın bir kahvaltı yaptım bol ekmekli :) Annemin aldığı pirinç taneli puzzle masanın üzerinde. Gidip gelip biraz bakıyorum. Güneş açsa daha kolay olacak gerçi.

Dün akşam ortaokul ve lisede beraber okuduğumuz bir arkadaşım geldi. Ne güzel hâlâ paylaştığımız çok şey olması. Önce sınıf sıralarından birbirimize yazdığımız mektuplar o Kahramanmaraş'ın bir köyüne öğretmen olarak gitiğinde şehirler arası çalışmıştı. Feride derim ona ben. Nihayet seneler sonra İstanbul'da buluştuk yeniden. O kadar güzel bir öğretmen ki bayılıyorum yaptıklarına. Keşke bütün öğretmenler senin gibi olsa Sevgicim.

Bak güzel düşünceler deminki karamsar halimi sildi bile. Gülümserken buldum birden kendimi.

Herkese günaydın.

Olumsuzlukların arasında da olsa güzel şeyleri gözden kaçırmadan geçireceğimiz harika bir güne açılsın sabahımız...