- Ekim 31, 2015
- 14 Yorum
Harika bir yerden fotoğraflayıp paylaşacaktım sizlerle ama..
Bir anda iptal olmuş yine..
Neyse ki boğaz yine de çok güzel..
Tıpkı cumhuriyet gibi...
Bir anda iptal olmuş yine..
Neyse ki boğaz yine de çok güzel..
Tıpkı cumhuriyet gibi...
- Ekim 30, 2015
- 10 Yorum
Sevinç'in on üç numarasıyla kitap Burcu'ya çıktı :)
- Ekim 30, 2015
- 9 Yorum
Haydi ilk gelen 1-15 arası ( On beş dahil :-) bir sayı söylesin de öyle belirleyelim kitap çekilişini kimin kazandığını.
İsimleri yazdım, katladım, numaraladım. Kimin kaç numara olduğunu ben de bilmiyorum :-)
İsimleri yazdım, katladım, numaraladım. Kimin kaç numara olduğunu ben de bilmiyorum :-)
- Ekim 30, 2015
- 8 Yorum
Ülkende bir Cumhuriyet Bayramı daha hüzünle gelmiştir. Öyle günler yaşanıyordur ki yürüyüşe katılmaya korkarsın can güvenliğin tehlikede olabilir diye. Umud etmek istersin güzel şeyleri, insanları sarsmak uyanın gaflet uykusundan demek.. Zorlanırsın.
Akşamın bir vakti uzaklardaki oğluşunla konuşursun. Annesin ya "Unutma yarını" dersin hemen. Ama o çoktan yapmıştır planını..
Uğraşların meyvesini veriyor anne der sana..
Ağlarsın..
Akşamın bir vakti uzaklardaki oğluşunla konuşursun. Annesin ya "Unutma yarını" dersin hemen. Ama o çoktan yapmıştır planını..
Uğraşların meyvesini veriyor anne der sana..
Ağlarsın..
- Ekim 28, 2015
- 30 Yorum
Fuar zamanı yaklaşıyor:)
Her ne kadar bloglarda dolaşırken hoşuma giden kitapları not alsam da bu sene tembel davranmışım bu konuda :)
Kitap tavsiyelerinizi bekliyorum.
Aaa, şimdi aklıma geldi.
Tavsiye edenler içinden bir kişiye fuardan kitap alacağım.
Bu da Cumhuriyet Bayramı çekilişim olsun :)
Çok güzel oldu bu fikir :)
Hadi, bayrama kadar bekliyorum isimleri.
Her ne kadar bloglarda dolaşırken hoşuma giden kitapları not alsam da bu sene tembel davranmışım bu konuda :)
Kitap tavsiyelerinizi bekliyorum.
Aaa, şimdi aklıma geldi.
Tavsiye edenler içinden bir kişiye fuardan kitap alacağım.
Bu da Cumhuriyet Bayramı çekilişim olsun :)
Çok güzel oldu bu fikir :)
Hadi, bayrama kadar bekliyorum isimleri.
- Ekim 28, 2015
- 36 Yorum
Biri bana neden saatleri geri almadığımızı açıklayabilir mi anacım. Düşünüyorum düşünüyorum bulamıyorum ben..
- Ekim 27, 2015
- 28 Yorum
Bu bir resim. ( Resmin fotoğrafı tabi ama o kadarını karıştırmıyoruz şimdi :)
Bu da bir fotoğraf.
Sorusu olan?
Günün çok bilgilendirici yazısının çok bilgilendirici notu: Fotoğrafla resmi karşılaştırmak için yazmadıydım yazıyı yahu. İkisinin de yeri başka. Sadece fotoğraflara resim demeyin anacım demeye çalışıyordum :)
- Ekim 26, 2015
- 18 Yorum
- Ekim 25, 2015
- 12 Yorum
Bulutlu yağmurlu günlerin ardından bu sabah gökyüzünü görünce hemen fotoğraf makinamı (Telefon oluyor kendisi :) kaptım.
Işık, bulutlar, evlerin çatıları her zamanki gibi mutlu etti beni.
Ufuktaki deniz bile sisli günlerdeki gibi kaybolmamış, ben burdayım diyordu.
Diğer balkona da yöneldim, nasıl gözüküyor diye. Ve da daaam! Asıl sürpriz oradaymış :)
Hepinize günaydın, gökkuşağının renkleri tarafından sarılıp sarmalandığınız bir güne açılsın sabahınız :)
Işık, bulutlar, evlerin çatıları her zamanki gibi mutlu etti beni.
Ufuktaki deniz bile sisli günlerdeki gibi kaybolmamış, ben burdayım diyordu.
Diğer balkona da yöneldim, nasıl gözüküyor diye. Ve da daaam! Asıl sürpriz oradaymış :)
Hepinize günaydın, gökkuşağının renkleri tarafından sarılıp sarmalandığınız bir güne açılsın sabahınız :)
- Ekim 25, 2015
- 14 Yorum
Soluksuz bitti koca kitap :)
Dan Brown kitaplarının havası vardı. Hani onları okuyunca hemen anlattığı tarihi yerleri gezesiniz gelir ya bu sefer de İstanbul'u gezmek geliyor :)
Bir yandan cinayetlerin peşinden giderken bir yandan da İstanbul'un tarihi mekânlarının öyküsü ile sarıp sarmalanıyor bir sürü şey öğreniyorsunuz.
Sanırım Ahmet Ümit'in diğer kitaplarını da alacağım.
- Ekim 24, 2015
- 10 Yorum
Bilgiç sabah servis beklerken masum bakışlarına kanıp apartmanın içine almış. Anında aralık kapıdan alt kattaki komşunun evine kaçmış:)
Zar zor dışarı çıkarttılar bu sefer de alt kattaki bisikletlere daldı.
Bir şekilde kapının dışarısına gönderdik ama çıkar çıkmaz bakışı görecektiniz ben ne yaptım gibilerinden.
Sonrası aşağıda :)
Önce masum içeri alın bakışı. Ardından ben kendi işimi hallederim havası içinde azimle tırmanış.
Az kalsın telle cam arasında kalacaktı şebelek.
Yarım saat geciken servisi beklerken bizi iyi oyaladı yalnız :)
Hepinize günaydın.
Gülümseyen bir haftasonuna açılsın sabahınız :)
Zar zor dışarı çıkarttılar bu sefer de alt kattaki bisikletlere daldı.
Bir şekilde kapının dışarısına gönderdik ama çıkar çıkmaz bakışı görecektiniz ben ne yaptım gibilerinden.
Sonrası aşağıda :)
Önce masum içeri alın bakışı. Ardından ben kendi işimi hallederim havası içinde azimle tırmanış.
Az kalsın telle cam arasında kalacaktı şebelek.
Yarım saat geciken servisi beklerken bizi iyi oyaladı yalnız :)
Hepinize günaydın.
Gülümseyen bir haftasonuna açılsın sabahınız :)
- Ekim 24, 2015
- 18 Yorum
Sabah yağmur yağıyor olsa da yürüyüşe gitmesem modundaydım.Hoş benimkisi sabah yürüyüşünden çok gezintisi gibi bir süredir ama neyse :)
Yağmıyordu. Ben de kitabıma ve koltuğuma birazdan buluşacağız diyerek çıktım.
Bulutlu ama ılık bir sabahtı. Gökyüzünde güneş yoktu belki ama yolumuza serilmişti sanki ışık.
Ne tuhaf dedim. Şu manzarayı bir filmde görsek orada olsaydım deriz. Ama içinde yaşarken hiç umrumuzda olmuyor..
Eve dönerken yine gözümden kaçmış bir güzelliğe rastladum. Ama kamufle olmuş çok. Nasıl da bütünleşmiş ağaçla..
Sitenin içinde adımlarımı yavaşlattım iyice.. Akşam sefasının tohumlarını topladım çocukluğumdaki gibi. Şimdi çocuklar bunu bile bilmiyorlardır dedim. Bizim zamanımızda nerfler falan yoktu ama bu tohumlarla cephane yapardık kendimize. Ya da içini çıkartıp yazı yazmaya çalışırdık.
Çocuklarıma da göstermiştim ama hayırlıyorlar mıdır acaba. Dal toplamaya çıktığımızda Bilgiç'le bakalım diye düşündüm.
Ağaçların arasındaki kuşların şarkısını dinledim..
Öncesinden sonrasından sıyrılıp iki dakika geçirdim derin nefesle toprak kokusunu içime çekerek..
İşte böylesi bir sabahtı.
Şimdi Fırat Nehri üzerine yapılmaya çalışılan köprünün 1950 lerden 1997 ye uzanan inanılmaz ve heyecan dolu hikâyesini bitirmeliyim artık.
Yağmıyordu. Ben de kitabıma ve koltuğuma birazdan buluşacağız diyerek çıktım.
Bulutlu ama ılık bir sabahtı. Gökyüzünde güneş yoktu belki ama yolumuza serilmişti sanki ışık.
Ne tuhaf dedim. Şu manzarayı bir filmde görsek orada olsaydım deriz. Ama içinde yaşarken hiç umrumuzda olmuyor..
Eve dönerken yine gözümden kaçmış bir güzelliğe rastladum. Ama kamufle olmuş çok. Nasıl da bütünleşmiş ağaçla..
Sitenin içinde adımlarımı yavaşlattım iyice.. Akşam sefasının tohumlarını topladım çocukluğumdaki gibi. Şimdi çocuklar bunu bile bilmiyorlardır dedim. Bizim zamanımızda nerfler falan yoktu ama bu tohumlarla cephane yapardık kendimize. Ya da içini çıkartıp yazı yazmaya çalışırdık.
Çocuklarıma da göstermiştim ama hayırlıyorlar mıdır acaba. Dal toplamaya çıktığımızda Bilgiç'le bakalım diye düşündüm.
Ağaçların arasındaki kuşların şarkısını dinledim..
Öncesinden sonrasından sıyrılıp iki dakika geçirdim derin nefesle toprak kokusunu içime çekerek..
İşte böylesi bir sabahtı.
Şimdi Fırat Nehri üzerine yapılmaya çalışılan köprünün 1950 lerden 1997 ye uzanan inanılmaz ve heyecan dolu hikâyesini bitirmeliyim artık.
- Ekim 23, 2015
- 20 Yorum
Dünya üzerinde minicik yer kaplasan da hayata verebileceğin güzelliklere sahip olduğunu unutma sakın.
Günaydın :)
- Ekim 22, 2015
- 20 Yorum
Buket Uzuner'i Benim Adım Mayıs'ı okuduğum günden beri çok severim. Hımm, hayranım aslında ve en kıskandığım yazarlardandır. Yazdıklarını okurken işte ben de bunu yazabilmeliydim diye geçer hep aklımdan.
Yine öyle oldu.
O kadar güzel anlatmış ki herşeyi. O kadar güzel.. Altını çiziyor olsaydım kitapta boş yer kalmazdı sanırım.
İstanbul dünyanın son umududur.. Nasıl etkileyici bir sözdür bu.
Tuvalet temizlikçisinden gen profösörüne, gayinden maçosuna, ermenisi yahudisi lavanteni müslümanı herkesi o kadar güzel betimleyip anlatmış ki. Hepsinin kırgınlıkları, duvarları, algıları..
Kadınları erkekleri, yalan dolan ilişkileri, gerçek aşkı..
Sanırım yeniden okunası kitaplarımın arasına girdi bu kitap da..
Yine öyle oldu.
O kadar güzel anlatmış ki herşeyi. O kadar güzel.. Altını çiziyor olsaydım kitapta boş yer kalmazdı sanırım.
İstanbul dünyanın son umududur.. Nasıl etkileyici bir sözdür bu.
Tuvalet temizlikçisinden gen profösörüne, gayinden maçosuna, ermenisi yahudisi lavanteni müslümanı herkesi o kadar güzel betimleyip anlatmış ki. Hepsinin kırgınlıkları, duvarları, algıları..
Kadınları erkekleri, yalan dolan ilişkileri, gerçek aşkı..
Sanırım yeniden okunası kitaplarımın arasına girdi bu kitap da..
- Ekim 21, 2015
- 10 Yorum
Hepinize günaydın, bol okumalı bir güne açılsın sabahınız :)
Not: Çocukken bütün kitaplarımı yanıma alıp okumayı çok severdim, fotoğrafı çekerken o aklıma geldi. Nasıl büyülüydü o kitaplar benim için.. Ah, hem de nasıl...
- Ekim 21, 2015
- 25 Yorum
Çop torbası örümcek ağına nasıl dönüşür isimli çalışma :)
Pringles kutusunun içine canavar mı kaçmış isimli araştırmanın yanı sıra aynadaki kanlı el izi kimin inceleme çalışması :)
Bir oklava daha ne kadar korkutucu olabilir ki sorusuna aranan yanıtlar. Ya da on sekiz yıldır hiç el değmeden bir köşede kendi halinde duran oklavaya görev verip mutlu edelim projesi de diyebiliriz..
He canım, abesle iştigal etmekteyim :)
- Ekim 20, 2015
- 26 Yorum
Bazen her sabah önünden geçtiği halde daha önce hiç görmediği güzellikleri fark edebiliyor insan...
Hepinize günaydın.. Gören gözlerle bakıp yepyeni şeyler keşfettiğiniz harika bir haftaya açılsın sabahınız..
- Ekim 19, 2015
- 22 Yorum
Bugün çok işim var ama yarın kendime keyif günü yapacağım.
Battaniyenin altına girip güzel sımsıcak bir film izlerim belki de kitap okurum.
Evet evet yarın keyif günü yapacağım.
Şimdi kısır, patates salatası, iki tepsi pizza ve paçanga böreği pişirmeye gidiyorum :)
- Ekim 18, 2015
- 10 Yorum
Hepinize günaydın ektiğiniz güzel tohumların filizlenip çiçek açtığı bir haftasonuna açılsın sabahınız...
- Ekim 17, 2015
- 10 Yorum
Ne zaman geçsem orada görüyorum.
Akıl vicdan sahibi hiç kimse rahat köşelerde huzur dolu keyifler alamaz oldu. Sen bizim yerimize de yat kedicik...
- Ekim 16, 2015
- 18 Yorum
Masal ülkesi gibi... Sabah bu pencerelerden güne uyansam. Kuş sesleri, kurbağa sesleri arasında rüzgârda dans eden yaprak hışırtıları , suyun tatlı şarkısı sarsa sarmalasa beni.
Hayat sakin ve huzurla aksa. Durgunluğun kollarında günler geceler uzasa.. Çimenlerin üzerine oturup ayaklarımızı suya soksak çocuklarımızla. Karşı kıyıdaki arkadaşlarımızla sohbet etsek.
Çocuklar doğduğunda diktiğimiz fidanların büyümesini izlesek mesela. Gökyüzüne baktığımızda yıldızlar iniverse yanımıza...
Ah... Nasıl isterdim bir bilseniz...
- Ekim 15, 2015
- 28 Yorum
Kim bilir hangi yansımayı görüyor...
Aklıma Brothers in Arms şarkısındaki dizeler geldi şimdi.
We have just one world
But we live in different ones..
( Sadece bir dünyaya sahibiz ama hepimiz farklı dünyalarda yaşıyoruz..)
Hepinize günaydın..
Aydınlık, pırıl pırıl bir gökyüzüne baktığınız güne açılsın sabahınız...
Not: Şarkıyı dinlemek isteyenler şuraya.
- Ekim 14, 2015
- 16 Yorum
- Ekim 13, 2015
- 3 Yorum
Siz şimdi beni böyle görüyorsunuz ya..
Kardeşim de böyle :)
Hişt, numara yapma bakiim :)
Daha çok böyle :)
Biraz da böyle uçuk görüyordur.
Bankadaki arkadaşlarım böyle görüyor
Bloğa ilk yazmaya başladığımda böyle görünüyordum..
Çocuklarım mııı.
Onlar böyle görüyorlardır :)
En iyi ihtimalle böyle :)
Tamam tamam en iyi ihtimalle böyle görürsünüz çoğunlukla :)
Annem böyle görüyor :)
Kardeşim de böyle :)
Lise arkadaşlarım böyle görüyor :)
Üniversite arkadaşlarım böyle :)
Hişt, numara yapma bakiim :)
Daha çok böyle :)
Hatta böyle :)
Can böyle görüyor
Biraz da böyle uçuk görüyordur.
Ha ha ha , bilemiyorum şimdi şu şekilde de görüyor olabilir tabi :)
Bankadaki arkadaşlarım böyle görüyor
İzmir'deki arkadaşlarım böyle.. Ah ne gençmişim evlendiğimde yahu..
Ama tabi genellikle herkes bu şekilde görür :)
Bloğa ilk yazmaya başladığımda böyle görünüyordum..
Çocuklarım mııı.
Onlar böyle görüyorlardır :)
En iyi ihtimalle böyle :)
Belki ilerde böyle hatırlarlar :)
Kırk beş yıllık hayatımda ne çok farklı göz ne çok farklı Handan gördü kim bilir..
Umarım her zaman güzel bir şeyler görmüşlerdir :D
Not: Doğumgünü hesaplaşması yapmaktayım, ne diyor bu demeyiniz :)
Not2: Dakka başı doğumgünü mü kutlıycaz da demeyiniz bu doğduğum gün sadece, kutlama işini yaptık en güzelinden zaten :)
- Ekim 12, 2015
- 35 Yorum