Kale İçi
Ağustos 04, 2016Öncelikle söyleyeyim Sakız Adası büyük bir ada. Gayet büyük bir ada. Oldukça dağlık da üstelik. Hani hayalinizde vapur iskeleye yanaşacak ve şirin bir köye ulaşacaksınız düşüncesi varsa siliniz efendim. Adanın merkezine geliyorsunuz feribotla. Biraz kordon havasında. Tabi deniz doldurulmadan önceki orjinal hali. Normal bir sahil kasabası.
Sabah çok erken olduğundan otelimize gitmeden önce bu bölgeyi gezelim diyoruz. Önce bir iki daracık sokak macerasından sonra şehrin merkezindeki büyük parkın kenarında arabamızı park edecek bir yer buluyoruz. Artık kale içine girebiliriz.
Kale içi merkezdeki eski bölge. Hemen iskelenin yanından başlıyor. Yıkık dökük evler, şirin evler, daracık sokaklar, sur kalıntıları birbirine geçmiş.
Haydi gezelim :)
Renkli sandalyeleriyle pek şirin bir kafe :)
Bu kırmızı kapılar,panjurlar beni benden alıyor.
Yıkıntı gibi duran yanındakilere inat pek bir şeker ev. Ama karşısındaki evin manzarası daha güzel olmuş oluyor tabi :)
Osmanlı hamamı. Restore edilmiş, pek şıkır şıkır gözüküyor.
Cumbalı evleriyle pek şirin bir sokak.
Kale surları.
Kapının önündeki çiçek dolu saksılar evin bakımsızlığını nasıl da silmiş.
Aslında bu bölgeyi körlemesine gezdik. Öğlen olmaya başlamış hava ısınıyordu. Karnı acıkmakta olan erkeklerim sokaklarda son sürat ilerlerken makinama yakalayabildiklerimi doldurdum.
Burası savunma burçlarından birisi.
Siyah beyaz bir bakış.
Bunlar da ayakta kalmaya çalışan kısım.
Ocağına incir ağacı dikmişler bu evin.
Çiçekler her yerin havasını değiştiriyorlar.
Yeniden girişteki meydana döndük. Buradaki Osmanlı Mezarlarının hemen yanında bir kafeye oturduk.
Bizimle birlikte birisi daha yerleşti yerine güzelce :)
Burada gayet lezzetli bir öğlen yemeğinin ardından yola devam.
Aslında arabaya devam. Bana kalsa daha burçların üzerine çıkacak yer arardım :)
Burası 1566 ile 1912 yılları arasında Osmanlınınmış.
Depremler savaşlar geçirse de en büyük yıkımı güneydeki taşları dalgakıran yapmak için söktüklerinden yaşamış. Ah ah
..
Merkezdeki bu turun ardından otelimize gitmek üzere yola çıkıyoruz.
Otelimiz Agia Fotini 'da Theoxania Otel. Denizin hemen kıyısında. Odalar temiz. Özellikle mutfak kısımlarını elleyemeyen beni bile şaşırttılar. Sadece banyo çok küçük. Bayağı küçük. Ama yine de duşakabinli duşu var. En önemlisi de kliması var. Ve sessiz konuma alınca varla yok arasında çalışıp üşütmeden güzel bir serinlik veriyor :) Benim dizim ağrıdığından üst katı çocuklara verdik ama 303 numaralı odanın balkonu da çok güzeldi. Aklınızda olsun :)
Son olarak şunu da ekleyeyim. Mutfakta yemek yapmak için malzeme var. Kahvaltı için de. Biz ilk gün odada yaptık. Sonra otelin kahvaltısına bakalım dedik. Taze demli çay ve kahvaltılıkları görünce bir daha elimi sürmedim mutfağa. Otelin sahibesi çok tatlı bir hatun. Kahvaltıyı da tam bize göre hazırlatmış.
Evet şimdi biraz dinleneyim, ertesi gün iki köy bir mağara turu var :) Günün ilerleyen saatlerinde onlardan bahsedeceğim :)
23 Yorum
Ayy ne keyifli bir gezi olmuş baba hep resim çekti heralde yazık :))
YanıtlaSilHahaha Meryem,bu blogdaki bütün fotoğrafları ben çekerim, fotoğraf makinamdan pek ayrılmam ben :) 1000 kadar fotoğraf var yirmi tane falandır içinde yer aldığım.
YanıtlaSilBabanın pek pozu görülmüyor, sevmez çünkü yayınlanmasını. Yoksa eline makina verip hadi beni çek diyenlerden değilim. Hatta çekme beni kavgasındayımdır daha çok.
Şahane Sakız'ı sokak sokak geziyorum... Gören gözlerine sağlık... Sevgiler..
YanıtlaSilBenden de sevgiler Persephone :)
Silsakızaaa kuşadasından mı gittiniiz ben de gitcem yaaa hep üşeniyoom :)
YanıtlaSilBak yazıların hepsini okumuyon sonra anlattığım yerleri soruyon Deep, kırıcam notunu :D
SilÇeşme'den gittik :) Üşenme bence, orada gezecek çoook yer var.
bi önceki alaçatı yazını biliyom yaa. sakıza kuşadadan gidiliyo biliyom da ondan yaa. çeşmeden diğer adalara diye biliyodum daaa :) çeşme liamnından demek kii. giderim tımams. ay heycandan ya alaçatı okumuştum da pat diye yorum yapmışım yaaa iştee :)
Silada temiz miydi bi deee. yerler tuvaletler filan :) pide döner var mıydıı :) bi de sen bizim face gruplarında var mıydın yaaa :)
SilAda temizdi Deep. Tuvaletlerde hiç kötü manzarayla karşılaşmadım. Ki çok fazla yerde gittim :) Gayet iyiydi.
SilPide döner, hahaha, hiç aramadığım için bilmiyorum. Ama merkez sahilde türklerin işlettiği bir kafe vardı sanırım. Girmedim içine.
Benim feysim yok ki. Blog dışında hiç bir sosyal mecrada yokum daha doğrusu :)
Yine harika kareler renk girdi mi bir yere nasıl da değişiyor havası
YanıtlaSilHem de nasıl değişiyor Tigris :)
SilÇok faydalı bilgiler veriyorsun Handan. Teşekkürler:)
YanıtlaSilBozcaada'dan esintiler var sanki. Ama burası daha güzel.
Siz de pek güzelsiniz:)
Eskiden bu ayrıntılardan pek söz etmezdim ama baktım bem tatile giderken en çok böyle yazıları arıyorum, belki işe yarar dedim Zeugma.
SilEge havası, insan kendisini evinde gibi hissediyor. Yalnız o daracık sokaklarda çalan bir korna duymayınca anlıyorsun başka bir ülkede olduğunu :)
Teşekkür ederiz :D
Tam karşımızdaydınız demek... Bir el sallasaydınız Çeşme'ye ... Çok sevgiler.
YanıtlaSilAh, sallamıştık, görmedin mi Yasemin :)
SilNe güzel bir yazı,resimlerde 👏👏👏
YanıtlaSilTeşekkürler Mehtap :)
SilYunan adalarındaki yemek kültürü çok hoş bence... Mezeler çeşit çeşit...
YanıtlaSilBen bayılmıştım Midilli!ye gittiğimde...
Benim gibi balık sevmeyip deniz börtü böceği sevenler için cennet Şebnem :)
SilValla bakınca her yer bağ oluyor galiba. Güzel yermiş, ilk fırsatta gideyim ben de inşaallah. Sevgiler,
YanıtlaSilBir de ahşağ pancurlar ne güzel oluyor sahi..
Sen de benim kadar seversin eminim Aze :)
SilRenkler çok enerji verici, sahiden güzel yerler :)
YanıtlaSilTavsiye ederim Şenay, tarih,doğa,deniz ve yemek. Hepsi harikaydı :)
Sil