Budapeşte 3 (Son)

Ağustos 04, 2024

Gerçekten de fotoğraf yüklemek çok sıkıcı olmuş, tek tek yüklemek zorunda kaldım. 


Üçüncü gün artık dışarıda kahvaltı yapmaya karar verdik. Bir yer beğendik ama giderken de etrafımıza bakalım dedik. Otele çok yakın bir yerde yine ağaç altında tatlı bir kafe görünce orada oturmaya karar verdik. Burası da bir otelmiş. 

Poşe yumurta ve peynir tabağı aldık. 



Bugün için tek plânımız Parlamento Binası 'nı gezmekti. 1500 TL bilet fiyatını gözden çıkarttık, başka bir yer gezmediğimizden. Oraya yürüdük,kuyruğa girdik ama meğer bileti önden almak gerekiyormuş. Bitmiş biletler. İçeri turla girildiği için kişi sınırlaması varmış. 

Napalım diyerek sokaklara geri döndük.

Yolda Aziz Stefan Bazilikası'nı görünce onu gezmeye karar verdik. Bilet satan adama seyir terasına asansörle çıkılıp çıkılmadığını itina ile sorduktan sonra evet cevabını alınca oraya da gitmeye karar verdik.
 

Bazilikanın içi etkileyiciydi. 






Aşağıyı gezdikten sonra asansöre bindik. Üç kat sonra asansör bitti, merdivene yöneldik. Düşünüyoruz ki kısa bir merdiven. Çık çık çık çık çık :D Bitmedi bir türlü. Allahım nasıl asansörmüş bu, yaşlı kemiklerimiz falan diye söylenirken, aşağıdan birileri bize "Az kaldı , dayanın " diye seslendiler. Hahaha. Valla Budapeşte 'de Macar'dan çok Türk görmüş olabiliriz :D Biz söylenmeye devam edince asansöre binseydiniz keşke dediler. Meğer bi asansör daha varmış !Hayır asansör yazısını da gördüm aslında ama niyeyse indiğimiz asansörden bahsediyor diye algılamışım. 



Ve mutlu son :D


Gelelim bu fotoğrafa. Yukarıda dolanırken bu ekiple karşılaşıp durduk. Hatta bir ara Kadıköy dediler gibi geldi, dönüp baktık bişey anlamadık. 

İnişte bu sefer asansörü bulduğumuzda onlar da iniyorlardı. Dört kişilik asansöre yanlış anlama sonucu hepimiz doluştuk. Neyse çok önemsemedim, zaten öyle incecikler ki :D Yanımdaki kadın bana nereli olduğumuzu sordu. Ben de söyleyince Türkçe konuşmaya başladılar. Gözlüklü olan 15 yıl Kadıköy'de oturmuş. Diğerleri de İstanbul'da yaşamışlar bir müddet. Yani Türk olmayan birilerine rastladık ama Türkçe konuşmaya devam ettik :D Tabii ki bu ânı saklamam gerekiyordu. 


Sokaklarda gezinmeli, oturmalı, sakin , sere serpe günün ardından akşam rezervasyon yaptırdığımız restorana geldik.


En aaık suratlı garsonumuz buradaydı ama hava kararırken herkesin masasında mum yakıp bizimkinde neden yapmadıklarını şakacı bir şekilde sorduğumda açıldı biraz.



Ve son akşam sokaklarda dolaşıp kanal kıyısında oturup sohbet ederek bitti.



Ertesi sabah geç çıkma iznini de koparınca sakince kahvaltımızı yapıp hazırlanıp yola koyulduk.


Havaalanına iyi ki erken varmışım, tam bir saat sürdü pasaport kontrolünden geçmek. E o kadar Türk geri de dönüyor haliyle. Yani aklınızda olsun, giderseniz erkenden pasaport kuyruğuna girin. Ben vakit var nasılsa diye oyalanıyordum gitmeden. Yanımdaki adam öksürüp hapşırıp durmasa  oturduğum yerden kalkıp gitmezdim daha oraya. 


İşte böyle bir geziydi. 

Hayalimde sakince yürüyüp, kafelerde oturup keyif yapmak vardı. Hiç müze falan gezesim yoktu. (Tabi önceki geldiğimde gezmiştim bir iki müze) Tam hayalimdeki tatil oldu. Bu benim kızkıza çıktığım üçüncü tatil. İlki bir gecelik Şile'ydi. İkincisi iki gecelik Mudanya. Hahaha. Bundan sonra dört gecelik İspanya falan yapayım bari :D

Benzer yazılarım

12 Yorum

  1. Çok tatlı bir gezi olmuş :)

    YanıtlaSil
  2. Of ne güzel bir gezi olmuş 😍🧿

    YanıtlaSil
  3. Kız, Türkçe konuşan Japon'a da benzettim ben:))ilahii hakikaten ilginç tesadüf. Çok güzel bir gezi olmuş. Bence kız kıza gezmek her zaman keyiflidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Koreli Koreli. Hemen iki kelam Korexe konuşayım dedim ama benim adım Handan dışında bişey diyemiyorum hâlâ:D

      Evet kız kıza gezinin keyfi başka :)

      Sil
  4. Güzel bir gezi olmuş, tekrarı daim olsun

    YanıtlaSil
  5. Kız kıza gezilerde gittikçe açılmışsın hem gün sayısı hem konum olarak:)

    YanıtlaSil
  6. Ne güzel bir gezi olmuş. Devamı gelsin inşallah. Hülya

    YanıtlaSil