Özet olarak aklıma gelenleri burada toplayayım, gitmek isteyenlere kolaylık olsun diyerek bu yayını hazırlamaya başlıyorum. Kaç günde bitiririm bilemiyorum :)

Ben gitmeden önce uzun bir hazırlık yaptım,  bir çok siteyi inceledim, fikir aldım ama en işime yarayanlar İsa Sarı'nın sitesi (Tıkla), Bir Hayalin Peşinde (Tıkla)  ve ingilizce Japon-guide sitesi ( Tıkla) oldu. Buralarda ayrıntılı açıklamalar var ben o kadar açıklamaya üşenirim. Sadece dikkatimi çeken şeyleri anlatmak istiyorum.

* İlk olarak üç aya kadar olan seyahatlerde Japonya'nın vize istemediğini söyleyeyim.

* Otel araştırmaya şubat ayından başladık. İyi ki de öyle yapmışız haziran gibi oteller bayağı dolmuştu. Booking'den baktık. Hemen bütün otellerin rezervasyon tarihinden beş gün öncesine kadar iptal edilebilmesi çok işimize geldi. Bu sayede takip edip, indirime girenlerden yer ayırtabildik. Normal otellerden başka sadece yatak veren kapsül oteller de var. Genç olsam onları da denerdim doğrusu fiyatları çok uygun :)

* Gitmeden önce kendime rota çizmekle çok uğraştım. Otelimizi ulaşım kolaylığına göre seçtiğimizi söylemiştim, çok iyi yapmışız. Hele hele çocukların ilgisini çeken Akhiabara 'ya yakın seçmem çok akıllıca olmuş. Her akşam oradaydık diyebilirim.

* Metro ve tren hatlarına varana kadar çıkartmıştım gitmeden. Google maps sağolsun, bütün seçenekleri fiyatlarıyla birlikte gösteriyor. İnternetim olmadığından çoğunu telefonuma indirmiştim. Orada yine de bir köyden indim şehire modu yaşadık tabi. Hangi hatla gideceğimizi bilmek demek onu istasyonda hemen bulmak demek değil :)

Gidecekler için en önemli ipucunu vereyim hemen. JR lines diye en büyük taşıma şirketi (sanırım trenler daha çok ona bağlı) var ve genelde bunun hatlarına gidiliyor. Ama onun hatlarını istasyonda ararken maymuna dönebiliyorsun. Hiç boşuna arama. Önce JR lines yazan yere gir, içeride ara o hattı, niyeyse dışarı ayrıca yazılmamış, jeton yerini geçmeden göremiyorsun. Sonunda olayı çözdüğümüzde ne mutlu olduk.

* Turkcell'in uzaklar tarifesi 30 dakika (ya da 30 sms) 55 TL tutuyor. Doğrusu ben hiç açmadım internet kullandım.

* Havaalanında taşınabilir internet kiralıyorlar. Günlüğü otuz kırk lira gibi bir şeydi sanırım. Önce onu kullanır mıyız diye düşünüyorduk ama iyi ki hemen gidip almamışız. Metro istasyonlarında internet vardı zaten, otelde de vardı, hiç ekstraya ihtiyacımız olmadı. Zaten en çok gereken yer metroda nereye gideceğimize bakmak :) Bir çok restoranda ve müzede de vardı diyebilirim. Hepsi de hızlıydı.

* Annemde whatsapp ya da skype falan yok, wirefon kullandık biz de. İnternetten evimizin telefonundan aramış gibi onun evini aramış olduk böylece. Aklınızda olsun çok pratik.

* Google haritalarda tokyo haritası indirilemiyordu ben de Mapsme programını indirdim. İnternetsiz çalışıyordu ama sadece yaya yolları göstermekteydi yine de işime yaradı.

* Japonya'da trafik ters taraftan akıyor ama hiç farkına varmadık diyebilirim. Metro ve tren dışında vasıta kullanmadık. Yolda giderken iki adımda bir yaya geçidi vardı ve yola hiç bakmadık :)

* Yaya giderken de soldan gidiliyor diye düşünüyorduk ama her istasyonda falan farklı yerlerde oklar vardı bir sağ bir sol dediğinden saldık çayıra moduna girdik :)

*Nedense karşıdan karşıya geçerlerken pek düzenli olacaklarını düşünmüştüm, herkes yolun doğru tarafında duracaktı falan, yoktu öyle birşey, hurra herkes her yerden geçiyordu ama çarpmadan.

* Kocaman gökdelenlerin arasında yürürken bu kadar ferah ortam nasıl yaratılmış bilmiyorum. Kocaman yollar ve kaldırımlar, kaldırımlarda ağaçlar ile hiç bunalmadan geziliyor. Bir ara iyi ki gökdelenler var, gölgeleri olmasa ne yapardık diye bile düşündük.


* Trenler hep havada, yukarıdan gidiyor.

* Nehirlerin üzeri genelde yollarla kapanmış. Bir köprüden geçerken üstünden de başka yol geçiyor oluyor. (Genelde tren) Nehir olduğunu fark etmeden geçmen olası.

* İstanbul'u andırıyor aslında. Yeni şehrin arasına serpiştirilmiş eski tapınaklar ile kontrast bir şehir. Ama tabi İstanbul'un çok daha temiz ve düzenlisi.

*Yollarda adım başı içecek otomatı ve tuvalet var. İkisi için de sorun yaşamıyorsunuz.


* Bol ayarlı,  kapağı ısıtıcılı, su sesi yayını yapan ilginç tuvaletler  , her zaman temiz.

* Gençlerin rüküşe varan bir moda anlayışı var, fotoğraflayabilseydim de görseydiniz. Kalabalık ortam fotoğraflarımdan bulursam gösteririm.

* Şemsiyeli ve maskeli gezen çok.

* Şansımıza hiç yağmur yağmadı ama çok nem vardı.



* Yolda suica card kullandık. Makinadan alıp makinadan dolduruluyor. İngilizce açıklamaları var, pratik yapılıyor. 500 yen depozitosunu dönüşte alıyorsunuz. Ama o tutar sadece bilet ofisinden ödeniyor ve pasaport gerekiyor alırken. Havaalanında en uzun kuyruk ondaydı. İyi ki erkenden gitmişiz dedik. (500 yen 16 TL gibi bir tutar)

Bu kartla bütün metro hatlarına biniliyor, bazı otomatlardan içecek alınıyor hatta bazı dükkanlarda geçiyor.

Metroda binerken gösterip geçiyorsunuz, inişte yine gösterince tutarı düşüyor. Dolayısıyla herkesin ayrı bir kartı olması gerekiyor. Ben geçeyim sonra da sen kullan yapılamıyor.

*Suica dışında seçenekler de vardı ama bize en uygunu bu geldi. Günlük bilet var örneğin. Biz çok binmediğimizden gerekmedi. Bir de sadece Türkiye'den alabildiğimiz (yani Japonya dışından alınabilen)  haftalık aylık JR biletleri var. Biz giderken yaklaşık 1000 TL 'ya denk düşüyordu, o süre boyunca çoğu trende, metroda ve hatta otobüste kullanılabiliyormuş. Tek şehirde kalmayıp şehirler arası dolaşmak için harika ama dört kişi çok pahalı olduğundan biz tek şehirde takılmaya karar verdik :)

* Tren ve metroda duraklar ingilizce de anons ediliyor ve yazılıyor.

* Herkes yardımcı oluyor, ingilizce bilsin bilmesin :)

* Kapalı yerler aşırı soğuk, Biz sokaklarda uzun yürüdükten sonra içeri girince üzerimize gömlek şal falan aldık.

* Restoranlar pahalı ama marketlerde oldukça uygun fiyata yiyecek bulunabiliyor, mikrodalga fırınlar da var.

* Islak mendilleri ıslak mendil :) Hemen her yerde düz beyaz naylon içinde ve kokusuz ıslak mendiller var.

* Restoranların çoğunda oturur oturmaz buzlu su, ya da yeşil çay ya da sıcak yeşil çay ikram ediliyor.



* Yemeklerin plastik kopyalarını yapmışlar, onlara bakıp karar verebiliyorsunuz.



* Sokakta sigara içmek yasak.

* Sokakta yemek de yasak. Hatta dondurmacıdan dondurma alırken bile hemen dükkânın yanında bitirip öyle gidin diye uyarıyorlar :)

* Makarna seven birisinin aç kalacağını sanmam. Kaldı ki her yer McDonalds ve Kentucky dolu.

*İnsana kolaylık sağlayan bir şehir. Kaldırım tamiri yapıyorlarsa orayı kapatıp yolun karşısına geç dememişlerdi mesela. Yoldan biraz alan çevirip orada duran görevlilerle insanlara gidecekleri yeri gösteriyorlardı. Çok hoşumuza gitti.

*Sanırım depremlerden dolayı bütün kablolar direklerden dolaşıyor,önce şaşırdım sonra mantıklı geldi.

* Suları çeşmeden içiliyordu. Lezzetliydi de üstelik.


* Pul ve zarf 7 Eleven larda varmış. Kendimize kart attık ama oradaki çocuk kaç liralık pul gerekeceğini bilmediğinden gelecek mi emin değiliz :) ( İnanılmaz ama üç güne geldi :)

* Şekerli icetea ye rastlayamadık. Restoranlardaki de otomatlardaki de şekersizdi. Restoranlarda yanına şeker şurubu gibi bir şey veriyorlar.Onu karıştırıyorsun istersen.

* Otelin sabah kahvaltısında yumurta, salata, çorba ve domuz sosisi ve köftesi dışında bir şey olmayınca 7 Eleven'dan peynir takviyesi yaptık. Tekli veya ikili dil peynirleri beş on lira civarındaydı. Ekmek ve sandviç de var ( Hatta ekmek diye yağlı reçelli sandviç almışız bir keresinde)

* Lawson marketleri de yemek alış verişleri için iyiydi zira paketlerde içeriğin ingilizceleri de yazıyordu.

* 100 Yen dükkânları alış veriş yapmak için gerçekten çok iyi. Biz Akhiabara'da bir tane bulduk. Çok katlı bir mağazanın bir bölümündeydi. Doğrusu o kadar güzel şeyler vardı ki 100 yen olduğuna inanamayıp yanımdaki bir kıza sordum. Japonya'ya özgün hediyelik bir şeyler olmasa da gerçekten kaliteli çıkartmalar, minik süsler, cırt cırt bantlar, minik kilitli poşetler falan buldum. 100 yen 3 lira 20 kuruş gibi bir rakam. Alış verişle alâkası pek olmayan beni bile baştan çıkarttı:)

* Sabah 4:30 gibi hava aydınlandığından perdeyi çekmeden yatmayın. Akşam da 7:30 gibi kararıyor. Neden böyle düzenlenmiş anlamadım.

Aklıma gelenler bunlar. Gitmek isteyenler merak ettiğiniz şeyler olursa sorun anacım. Bir haftalık uzuuun deneyimimi paylaşabilirim: D