14 Aralık 2025 Pazar

Kendim İçin Birşeyler Yapmaya Uğraşmak

Hastaların arasında sağlıklı olunca insan kendini unutmak zorunda kalıyor. 

Ve fakat ben hayatım boyunca kendimden hiç vazgeçememişimdir.

Hamileyken meselâ bir gün kitap fuarına gitmiştim. Hangi standa gitsem önüme hamilelik, bebek bakımı, anne çocuk şeyleri uzatıyorlardı. En sonunda birisine "Biz hamileler de şiir okuyup , polisiye maceralara atılmayı falan hâlâ seviyoruz , yeter artık " demiştim. Anne olmayı çok çok sevmiş olabilirim ama Handan'ı hiç geriye atmadım o arada. Zaten bu bloğun ilk günleri kendimi bulabilme, unutmama çabalarıyla geçmişti.

Neyse. 

Can'ın hastalığı ortaya çıktığında nefes alamayacakmış gibi hissettim önce. İnsanın ölümlülüğü burnunun dibinde hissetmesi çok zor. Ama düşününce hepimiz öleceğiz. Hasta sağlıklı fark etmiyor. Dolayısıyla kendi yaşamımı tamamıyla feda etmem çok saçma , benim daha uzun yaşayacağım ne malûm ? 

Dün çok tatlı birisiyle buluşmak için Kadıköy'e inecektim. Stray Kids sayesinde tanıştığım kızlarımdan biri. Eskişehir 'de üniversiteye başladı. İstanbul'a gelince Handan Abla buluşalım mı diye mesaj atmış.

Anneme temizliğe biri gelecekti. Ona yemek yaparsın demiştim. Annem yemek yapmak deyince gerilip duruyor artık. Tansiyonu çıkmış falan. 

Onunla beş yüz telefon konuşması yaptım. Tabii ki dışarıdan yemek sipariş edince bir anda sesimdeki halsizlik gidip kendine geldi. Ama tansiyonu yükselip duruyor bu hafta, ona baktırmak gerekecek.

O arada Bilgehan etrafımızda sohbet ediyor bıcır bıcır.

Can da başladı, ne zaman buluşuyorsun, nerede buluşuyorsun, ne zaman döneceksin, ne yapacaksın diye soru bombardımanına. 

En aonunda "Eeehh. Ne bileyim , belli değil , daraltmayın adamı " deyince gülüp "Yeter bu kadar gezdiğin, dön evine " diye takılıyor. 

İşte bu ahval ve şerait içinde dahi ben annemin yanında zaten birisi var, bir şey olsa bizimkiler evde, ben de marsa gitmiyorum diyerek evden dışarı attım kendimi.




Şu tatlılığa bakar mısınız? Gençlik enerjisi aldım bir güzel.

Akşam döndüğümde Can benim sabah hazırladığım hamsileri kızarttı, ben salata yaptım. Hâlâ midesi tam düzelmedi ama en azından birşeyler yiyebiliyor ve kendisine geldi azıcık. Yemeğimizi yedik . Onun da yanına arkadaşı gelmişti. Neler yaptığımızı anlattık.


Günü mekânda tamamladım :D

Tabi bu sabah leş gibi bir mutfağa uyandım. Bulaşık makinasını çalıştırdım. Metehan'ın arkadaşı da gelecek, beraber kahvaltı yapacağız. Evde ne yumurta , ne ekmek, ne domates falan var :D  Neyse bir ton peynirim mevcut.

Akşama evi süsleyeceğiz. 

Yani plânlar böyle. Umarım yapabiliriz. Artık hayatım diken üzerinde geçtiği için neler olacak bilemiyorum.

Hepinize keyifli pazarlar. 


4 yorum:

  1. Sondan bir önceki deyişe yanıtımdır: Dikenler arasında bir gül...
    Kolay gelsin.

    YanıtlaSil
  2. hayat hiç kolay değil hele bizim ülkede ama bir de buna kişisel zorluklar eklenince, ayağa kalkmak zorlaşıyor. Sen bunu çok iyi başarıyorsun ve itiraf etmeliyim ki çökeyazdığım bazı günlerde bana ayağa kalkma motivasyonu veriyorsun :)

    YanıtlaSil
  3. Bana örnek oluyorsun... Çünkü ben tam tersine tamamen kendini unutanlardanım.. Kolaylıklar, iç ferahlıkları dilerim tez elden..

    YanıtlaSil
  4. Olumsuzluklar arasında birinci şart kendini koyvermemektir. Yoksa bir kenarda uyuşur kalırsın. Ne kendine ne kimseye hayrın olur. Tam tersine hiç olmadığın kadar dinamik olmaya çalışmalısın. En başta sana iyi gelecektir kesinlikle.
    Hayatında can sıkıcı her ne varsa bir an önce yok olmasını dilerim. Sevgiler...

    YanıtlaSil