Kitap Salı ve Az Biraz Gevezelik :)

Mart 09, 2021

Kendimi tatsız tuzsuz hissettiğim bir sabahtan günaydın. Ben inatla doktora girmiyorum, yeterince beklersem kendiliğinden geçer düşünceme inat lenflerim de inatla ağrımaya devam ediyor.
 
Saat dokuz olmuş. Ispanak koydum ocağa, o pişiyor, Bilgiç'i okula yolcu ettim, az sonra Can'ı uyandıracağım,  ingilizce sınavına girecek. Sanki adamlar uçarken ingilizce seviyeleri düşecekmiş gibi sürekli bir sınav halleri. 

Sonrasında yürüyüşe gideceğim. Döndüğümde bütün gün yatmayı plânlıyorum. Vitamin hapları ve ağrı kesici içersem belki de yatmadan da idare ederim ama temizlik falan yapasım yok.

Neyse,  gevezeliği bırakıp kitaplara geçeyim. 

Kısa ve akıcı kitaplar elime geçince bu hafta güzel okumuşum.  


Bahar okuma şenliğini beklerken adından "bahar" geçen kitap aradım e kitaplarımın arasında. Ve bu kitaba rastladım. Açıp bir göz gezdireyim dedim, elimden bırakamadım. Öyle yumuşacık sarıp sarmaladı ki.. Şimdi internetten araştırdım,  meğer beş kitaplık bir serinin ilk kitabıymış (neyse ki :), Bukowski hayranmış bu yazara. Ben daha Bukowski ile tanışmadım ama bu kitabı elimden bırakamadım bitene kadar. Kitap okumuyorum da film izliyorum sanki, öyle içine çekti beni. 

İtalyan göçmeni fakir bir aile, aşırı dindar anne, kışın iş bulamayan duvar ustası baba, üç erkek çocuk, annenin annesi, babanın arkadaşı,  en büyük oğlanın aşık olduğu kız. Gözümün önünde oldu sanki her şey :)

Serinin devamına da bakarım kesin.


☄️Ah, neler vermezdi Bahar için! Sopanın takırtısı, topun yumuşak avuçlarını yakışı için!  Kış mevsimi, Noel ağacı, zengin çocukların bayramı.

☄️Hayır, Cehennem'e gitmeyecekti öldüğünde. Hızlı bir koşucuydu, hep zamanında yetişecekti günah çıkarmaya. 

☄️Babasının mendillerinden de hoşlanırdı. Kendi mendillerinden daha büyüktüler, annesi tarafından o kadar çok yıkanıp ütülenmişlerdi ki aynı anda hem annesinin hem babasının duygusunu taşırlardı . Tamamen babasına ait olan kravat gibi değillerdi, o mendillerden birini kullandığı zaman annesiyle babasının beraberliğine dair belli belirsiz bir duygu kaplardı içini ; resmin bir parçası, düzenin işleyişi..


İsveç'li yazar arayışımda karşıma çıktı bu kitap. Yine e kitap olarak okudum. Gayet güzel polisiye bir kitaptı. İlginç de bir konusu vardı. İsveç ve Letonya'da geçiyordu. Sonuna kadar elimden bırakamadım yine. 

🐩 Bunun babasının tembelliğiyle ya da yeteneksizliğiyle bir alâkası olmadığını ama bu tekdüzeliğin babasına yaşamını sürdürmek için gerek duyduğu güven duygusundan kaynaklandığını fark etmişti.

🐩 "İnsan yalnızca ölüm kalım savaşı verir." dedi binbaşı. "Bağımsızlık ve özgürlük savaşlarını da buna katıyorum. Bunun ötesinde insan ne yaparsa yapsın bu onun kendi seçimidir, zorunlu olduğu bir şey değildir."



 Bu kitabı yazsam mı yazmasam mı diye çok düşündüm. 

İsminde bahar geçen bir kitap ararken karşıma çıkmıştı. Sonra diğer kitabı bulunca bu şipariş elime geçene kadar onu okudum. Derken yazarın kadın olduğunu fark edince haydi bu kitabı da o kategoriye alayım dedim.

Minik bir şey,  elime almamla bitti ama rahatsız edici bir kitaptı. Bir kız çocuğunun cinselliğini keşfetmesini anlatıyordu. Doğrusu okumanın kime ne kazandıracağını bilemediğim gibi abuk subuk zihinlere etkisi de ne olur diye endişelendim :/ Hiç bahsetmesem mi dememin sebebi de buydu.


Nihan benim üniversiteden arkadaşım. Şu anda da hâlâ üniversitede doçent doktor.  Sımsıcak, ışıl ışıl bir insandır, o sımsıcaklık kitaptaki hikâyelere de bulaşmış. Çok severek okudum, okudukça da gurur duydum arkadaşımla. Kitabın geliri Atlas Yardım Eğitim Dayanışma Derneği'ne bağışlanmış. 

👐Olsun...

"İşte böyle, yavaş yavaş, içten içe, bir mağaranın derinliklerindeki hazineyi bulur gibi buluyorum dertleri. Nefesin düğümlendiği yerleri ellerim görüyor. Ben de oraya gönderiveriyorum, Rabbin bana nasip ettiği şifayı. Hiç merak etme sen, ciğerlerin açılacak Allah'ın izniyle. Aynı tomurcuk gülün açtığı gibi genişleyecek, sen dur hele!" diyor, şifacı.

Besbelli söylediklerine kendisi de inanıyor. Kendisindeki güce inancı tam.

Karşısındakini söylediğine inandırmak için yemin edenlerden değil. Allah'ın adını kelimelerin arasına serpiştirirken en sağlam tanığı göreve çağırmaya niyetlenmiyor. Daha çok kendisine bu lütufta bulunana vefa borcunu ödeme derdinde gibi. Kutsal bir görevi yerine getirmenin derin huzurunda bu şifacı.





Şimdi bu kitaba başladım. Büyücülü falan eğlenceli bir kitaba benziyor diye elime aldım. İlk yüz sayfası bitti, sekiz yüz sayfayı okusam mııı okumasam mı modundayım şu an. Çok da kendimden geçmedim . Yazar bu ilk kitabı ile 2005 yılında En İyi Roman Hugo Ödülü’nü kazanmışmış.(Bknz

Bu hafta salımıza düşenler böyle, bakalım haftaya neler olacak :)

Benzer yazılarım

14 Yorum

  1. Bir haftada oldukça fazla kitap okumuşsunuz; tebrikler.

    Bu arada Tolino'dan memnun musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.

      Tolino'yu eşim almıştı, inatla el sürmüyordum ama bir sürü de kitap yüklemiş içine :) Gayet memnunum, yorulmadan çok rahat okunuyor. Pili de oldukça uzun gidiyor. Küçük ve hafif.

      Sil
  2. Eski Sonra Şimdi dikkatimi çekti.
    Edinmem ve okumam lazım geliyor 🙂

    YanıtlaSil
  3. Hasta hasta yürüyüş planlıyorsun. Bense habire bahane üretiyorum her gün yürümemek için. En fazla haftada üç gün yürüyorum. Hızlı kitap okumanı da kıskanmadım diyemem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahaha, nane molla hallerim öyle çok ki, o zamanlarda yatmaya karar versem hiç kalkamayacağım :) Kitap okuma hızım ise kitabına bağlı. Bak bu hafta elimde sürünüyor kitap :D

      Sil
  4. Ay maaşallah ne çok okumuşsun Handan Ablaa, ben bu aralar diplerdeyim gene :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitaplarla yıldızım barışık olursa okuyorum Mimoza, şimdiki kitabımla barışmadı meselâ, sürünüyor elimde :)

      Sil
  5. Baharı anlatırken ingilizce sınavına giren zavallı Bilgiç ve diğer çocuklar...
    Bahar böyle olmamalıydı yahu...
    Bilgiç,Nehir ve tüm çocuklar yeşeren ağaçlarla hatırlamalıydı bu ayları
    Yanlış geliyor bana yanlışşşş...

    YanıtlaSil
  6. Bu aralar hiç 800 sayfalık kitap okuyamıyorum. En kalını 300 sayfa olmalı. Kitap kalın olunca bitirmesi uzun sürüyor çünkü zaman ayıramıyorum. Öyle olunca da kitaptan aldığım zevk azalıyor. Bir süre daha ince kitaplarla devam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitabına göre değişiyor aslında da bu elimdeki hiç sarmadı Şule.

      Sil