Cumartesi akşamı...

Aslında masada birbirinden güzel bir sürü şey vardı ama onları çekecek halim yoktu, yemekle meşguldüm o sırada. Yukardaki güzelliği masadakilerden otlanıp kendimize geldikten sonra çekmeyi akıl ettik. Bak yine acıktım :)
Herkesler doyduktan sonra onları köle gibi çalıştırıp aldığım patlıcan ve kırmızı biberleri poşetlere doldurdum :D Akıllı ben buzdolabı poşeti, soğuk tutan çanta gibi bilimum detayı atlamadan tam teşekküllü kışlık hazırlama şeysi olarak oraya gitmiştim.


Tabii ki benim Bilgiç oğlum denize düşmeliydi. Yıllar geçiyor ama oğluşum hiç değişmiyor. Yedek çorap, pantolon vb bilimum şey vardı ama ayakkabılar mangalın başına gitti kurusun diye.

Bu da sandalye başında kalan cezalı Bilgiç. Bir saat falan sonra artık isyanları oynayınca, buzdolabı poşetlerini ayağına geçirmek suretiyle tamamladı geceyi.


Bu da sekiz kilo biber ayıkladıktan sonra yapılabilecek en güzel keyif :)