Kitap Salı

Nisan 28, 2020

Bakalım neler neler okumuşum.


Bu haftaki ilk kitabım Metin Erksan hakkında.  Ercan Kesal, birlikte anılarını anlatırken onun kişiliğini de çok güzel ortaya koymuş. Elime almamla bitirmem bir oldu. Sanırım Metin Erksan filmogrofisini izlemek istiyorum şimdi :)



"Aşkın da bir sebebi yoktur. Haklı bir sebebin olması da galiba onu aşk olmaktan çıkarır. Onu benzersiz kılan tam da budur. Mantıklı hiçbir nedene oturmadığı halde, yaşanmasından daha mantıklı başka bir örneğine rastlanmayan eşsiz ve biricik bir eylemdir aşk!"

"İnsan iyiyi kötülükten ayırt etmeye başlamasıyla birlikte cennetten kovuldu. Sonsuz bir arayış, kuşku ve yetmezlik duygusu cehennem değil de nedir?"


Altı aylık bebeklerini evlerinde bırakıp kapı komşularına giden bir çift eve döndüklerinde bebeklerini bulamazlar.

 Her bölümde parça parça aydınlanarak sona ulaştığımız kitabı akşam başlayıp ertesi gün bitirdim. Akıcı anlatımı ile güzeldi.



Annemin kütüphanesinden mis kokulu.  Dayım anneme doğumgününde hediye etmiş. Ben henüz üç aylıkmışım :)

Rus yazarları çok severim. Anlatımları hep akıcı ve çok güzeldir.

Bu kitaba başladıktan sonra okuyup okumama konusunda kararsız kaldım. Konusu haksızlıklarla, karışıklıklarla dolu olduğundan içimden okumak gelmedi. Öte yandan anlattıkları çok güzel, ders gibiydi. Elime alıyorum bir kaç sayfa okuduktan sonra içim sıkılacak gibi olursa bırakıyorum.

Bu kitaptan sonra kilise Tolstoy'u afaroz etmiş. Aşağıdaki alıntılardan hemen anlarsınız nedenini. Tolstoy zaten kiliseyi afaroz etmiş bence :D İsa'nın öğretilerinin kiliselerle bir alâkası olmadığını savunuyor zaten. Ordularla, savaşlarla,  cezalarla ilgili çok sivri düşünceleri vae, kimsenin işine gelmemiştir. Tanrı'nın Egemenliği İçimizdedir kitabında okuduklarımı bu kitabın satırlarında da hep görüyorum.

Jüridekiler bir cümleyi yazmayı unuttukları için suçsuz bulunacağına cinayetten suçlanıp sürgün edilen kadın, pasaportları olmadığından geri gönderilmek üzere hapse atılan ve unutuldukları için  senelerce orada kalan adamlar, yüreğimi burksa da sanırım önümüzdeki hafta da okuyup bitireceğim kitabı.


"Her şey sevinçli, her şey mutluydu. Bitkiler, kuşlar, böcekler, çocuklar. Yalnız büyükler, o yetişkin, o olgun kimseler, birbirlerini aldatmaktan, birbirlerine eziyet etmekten geri kalmıyorlardı. Onlara göre,  ne bu bahar sabahının, ne de bütün yaratıklara lütuf olarak bağışlanmış olan Tanrı'nın dünyasının güzelliği kutsal, önemli değildi. Bu güzellik insanları barışa ve sevgiye.çekmeliydi aslında."

" Bütün bu değişiklikler de kendine inancını yitirdiği, başkalarına inanmaya başladığı andan beri olmuştu."

" İnsan yalnız kendine inandığında,  her çeşit soruna kendisi karşılık bulmaya çalışacak,  kolay tatmin arayan içindeki hayvanca tarafı susturamayacaktı.

Hepsi bu kadar da değildi. Kendine inançta insan hep çevresindekilerin eleştirisiyle karşı karşıya kalıyordu. Oysa başkalarına inanmak,  onların onayını da almak demekti. "

" Konuşuyorlarsa bu ancak boğaz ve dil kaslarını hareket ettirmek istediğinden ileri geliyordu. "

"Tanrı'dan yardımına gelmesini isteyerek dua etti. Duasında istediği şey zaten olmuştu. İçindeki Tanro bilinci uyanmıştı.  Kendini onunla bir gibi,  bir bütün gibi görüyordu .  Yalnız özgürlüğü,  yaşama sevincini değil,  dürüstlüğün bütün gücünü de duyuyordu içinde." 

" Hapishane müdürünün, gardiyanlarının da,  bu törenlerin, duaların anlamını hiç kavrayamamalarına,  kilisede olup bitenleri hiç bilmemelerine rağmen,  bütün bunlara inanmaları gerektiğine dair kesin inançları vardı, çünkü daha yüksek makamlar, hatta Çar'ın kendisi bile buna inanıyordu."

" Müdür öyle iyi kalpli bir insandı ki, bu inancı olmasa şimdi olduğu gibi yaşayamazdı bile."

" İsa, yalnız ekmek, şarap üzerine edilen böyle anlamsız birsürü lâfları,  saçma sapan törenleri değil, en açık ifadeyle,  insanların başka insanları efendi olarak kabul etmelerini,  ya da tapınaklarda dua etmelerini yasaklamıştı. "

"Herkes yaşayabilmek için yaptığı işin önemli, iyi bir iş olduğunu düşünmek zorunda kalırdı. Bu yüzden,  insan kendisi için,  ne durumda olursa olsun,  işini önemli kılacak bir hayat görüşü yaratırdı." 

Bu haftalık da bu kadar. Bahar okuma şenliğinde 18. kitabıma gelmişim. 6 kitap kalmış (hadi sonuncuyu bitirmedim henüz 7 diyelim) bakalım bitirebilecek miyim bütün kategorileri :)

Benzer yazılarım

10 Yorum yap

  1. Ercan Kesal ve Yan Evin Sırrı uzun zamandır listemde. İnşallah yakın zamanda okurum. Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  2. yan evin sırrı ilgimi çekti not aldım Diriliş kitabında ki tarihte benimle yaşıtmış:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yan Evin Sırrı rahat okunan, güzel bir kitaptı.

      Hep yaşımızı açık ettik Özlem :D :D

      Sil
  3. Diriliş kitabı çok nostajik görünüyor. Böyle eski kitapları çok hoş buluyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem nostaljik, hem baskısı güzel, dili güncel
      En sevdiğim kitaplardan. Mis kokulu :)

      Sil
  4. Metin Erksan'ın Sevmek Zamanı filmi geldi aklıma :)
    Diriliş'i anımsamak ne güzel oldu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O filmden bol bol bahsediyor bu kitapta :)

      Diriliş'in konusu içimi acıtsa da cümleleri çok güzel.

      Sil
  5. Ercan Kesal'ın tarzını seviyorum. Hele bir de sinema konusunda yazıyorsa okumak çok keyifli oluyor. Bu kitap benim de listemde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, ben de seviyorum Şule, alıcı ve güzel anlatıyor.

      Sil