Nostaljik Pazartesi

Mart 30, 2020

Evde kapalı dururken eski gezilerden devam edelim bence.  Sakız Adası'na gidelim bugün.

7 Ağustos 2016 Pazar

Volissos Kalesi'ne Ulaşamamak :)

Adadaki üçüncü gün acaba bir tura mı katılıp gezseydik hislerine kapıldığım bir gündü.

Adanın kuzeybatısındaki köyleri gezecektik. Volissos'u merak ediyordum. Ayrıca bir mağara da oralarda vardı. Metos arada yıkıntıların olduğu bir yerden bahsetti. (Otelden aldığımız rehberden bulduk çoğunu) Onu da planlara dahil ettik. Ve yola çıktık.


Adanın o kısmının dağlık olduğunu söylemiş miydim?  Döne döne ilerlerken doğu sahiline buradan hoşçakal dedik.

643 m rakıma ulaşıp Epos'un zirvesine geldiğimizde Rimokastro Bölgesi 'nde eski şehir kalıntıları aramaya başladık. 


Arabayla ilerleyemeyeceğimizi anlayınca biraz da yürüyerek ilerledik. Bizimkilerin en sevdikleri ortam,patika, taş kaya, koşturup tırmanacak bir sürü alan :)


Neyse ki öğle sıcağı geldiği halde yükseklik ve rüzgâr sayesinde bunalmadan bir müddet ilerledik.


Ufuktaki arabamız, harika yol da bu :) Tamam çok ilerlememiş olabiliriz :)


Orada ufukta araziyle kamuflaj haldeki yeri görünce gitmek için daha fazla zamana ihtiyacımız olacağını anladık. Geriye döndük. İstediğimiz yere varamadıysak da keyfimiz yerindeydi :)

Oradan Volissos'a ulaştık. Aslen bu köy bir tepenin üzerinde, en tepede bir kalesi var. ( Şuradan bakabilirsiniz)

Can'a beni kaleye çıkartmayacak mısın diye ısrar ettim. Canım yakışıklı prensler hep kaleden prenses kaçıracak değil ya bu sefer de tersi olsun dedim.

Köye girdik. Navigasyona göre girdiğimiz yollarla bir yere varamayacağımızı anlayınca bir teyzenin tarifiyle çevredeki başka daracık yola karşıdan kimse gelmesin diye dua ederek ilerledik.

İşte siz giderseniz bunu yapmayın anacım. Anayoldan da köyün üstüne giriş varmış :D

Giriş var da kaleye çıkış yok.


Arabayı park etmekte olan Can ve çocukları burakıp önden gittim ki onlar gelmeden bakayım boşuna yürümesinler bir şey yoksa.


Öğle vakti kimsenin olmadığı, sadece rüzgâr sesi ve doğa kokusunu duyduğum o dakikalarda bir an için çok sevdiğim bir bilgisayar oyununun içindeyim sandım.


Hani oynarken oyunu bırakıp da etrafınıza bakmaya başlarsınız. Keşke orada olsam dersiniz.


İşte oradaydım :)


Kaleye çıkan bir yer bulamadım. Geriye dönerken bizimkiler de gelmişlerdi. Çocuklar beni aramaktan etrafa bakmamışlar bile. Hahah, dümdüz yolda nereye kaybolacaksam artık :D


Kale namına uzaktan görebildiğimiz yegane şey bu olsa da orada yakaladığım his bana yetti.




Zaten aslolan bir şeye ulaşmaktan çok


Ona giderken yaşadıklarımızın keyfi değil midir? 


Artık yeniden yollara düşebiliriz :)

Benzer yazılarım

8 Yorum yap

  1. ohhh iyi geldi ruhuma gezme hallaeri ♥

    YanıtlaSil
  2. Umarım şu virüs geçer de yeniden gezmelerinize devam edersiniz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbet geçecek, elbet biz de yine gezeceğiz :)

      Sil
  3. Sakızlı türk kahvemi içerek okudum, nasıl iyi geldi Handan!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yine gezeceğiz Ceren, nerelere nerelere gideceğiz kim bilir :)

      Sil