Kitap Salı

Ocak 21, 2020

Bu hafta bir kitap bitirebilmişim sadece. İkinciye başladım ama çamaşırdı, ütüydü, çanta boşaltmaydı derken daha devamı gelemedi :)


Zor okuduğum bir kitap oldu Tatar Çölü. Doğrusu içime sıkıntı bastı okurken. Aslında yaşamla ilgili pek çok şey çok güzel anlatılmış içinde,  zamanın geçişi, hayatın manası, sıradanlıkların içinde bir şey olacak bekleyişi, yaşın ilerleyip ruhun aynı kalışı. Ama yine de ilk yarısını güçlükle ilerledim, yarıdan sonra daha rahat okudum. Belki de konunun ağırlığı sıktı beni, ondan daraldım, bilemiyorum. Ya da bu felsefede daha güzel kitaplar da okuduğumdandır :)


" Bunun nedeni Filimore'un bugüne değin çok uzun süre beklemiş olması ve belirli yaştan sonra umutlanmanın aşırı derecede çaba gerektirmesi yani insanın yirmi yaşında sahip olduğu inanca asla tekrar kavuşamamasıydı."

"Bu, eski tahtaların içinde inatçı bir yaşam özleminin uyandığı dönemdi. Çok uzun zaman önce,  onlar da sıcaklık ve gücün getirdiği çocuksu bir duyguya sahiptiler, o zamanlar dallardan tomurcuklar fışkırıyordu. Sonradan ağaç kesilivermişti. Şimdiyse, bahar geldiğinde o ağacın parçalarında hâlâ çok çok hafif bir yaşam ürpertisi uyanmaktaydı. Eskiden yaprakları ve çiçekleri varken şimdi yalnızca 'çatır' diyecek kadar belli belirsiz bir anıya sahipti, sonra her şey bir sonraki yıla kadar susacaktı."

" Ya, aslında yanılıyorsa? Ya, gayet sıradan bir yazgıya sahip sıradan biri olarak yaratılmışsa? "

" Yine de zaman, gitgide daha hızlı bir şekilde akıp gidiyordu ; sessiz ritmi yaşamı parçalara ayırıyor, insan geriye bir göz atmak için bile duramıyordu. "Dur! Dur! diye bağırmak istiyor ama sonra bunun hiçbir yararı olmadığının farkına varıyordu. Her şey, insanlar, mevsimler, bulutlar, her şey kaçıp gidiyordu ; insanın taşlara, bir kayanın tepesine asılması da yararsızdı, yorulan parmaklar gevşiyor, kollar cansız bir biçimde düşüyor ve insan kendini bu çok yavaşlamış gibi görünen ama hiç durmayan ırmağa kapılmış buluyordu."

"İnsanın tek başına olduğu ve hiç kimseyle konuşamadığı zaman bir şeye inanması çok zordur. İşte tam o dönemde,  Drogo,  insanların her zaman birbirlerinden uzakta olduklarını fark etti, birisi acı çektiğinde, acısı sadece kendine ait oluyor, hiç kimse o acıyı birazcık olsun dindiremiyordu ; bir insan acı çektiğinde,  duydukları sevgi ne denli büyük olursa olsun, diğerlerinin bu yüzden acı çekmediklerini ve yaşamdaki yalnızlığı işte bu durumun oluşturduğunu fark etti."


İkinci kitabım Semerkant. Bir dizide görülen kitap maddesine uyunca hemen elime aldığım bir kitap. Diziyi de izlemişliğim yok ama :D

Çok sevdiğim Ömer Hayyam'ın Titanik'le batan rubailerinin hikâyesi. Henüz başlarındayım ama çok akıcı.  Sanki o
döneme ışınlanmışım gibi hissettim.


"Ben mahşer günü dehşetinden başka iman, secdeden başka namaz tanımayanlardan değilim. Ben nasıl mı namaz kılarım?  Bir gülü seyrederim, yıldızları sayarım, yaratılışın güzelliği, onun düzenindeki kusursuzluk karşısında büyülenirim, Rabbim'in en güzel eseri olan insanın, onın bilgiye aç beyninin, aşka aç gönlünün, uyanmış veya tatmin edilmiş tüm duygularının karşısında hayranlığa kapılırım."

"Zamanın iki yüzü var, dedi kendi kendine Hayyam, iki boyutu ; uzunluğunu güneşin seyri belirliyor,  kalınlığını ise tutkular."

Benzer yazılarım

12 Yorum yap

  1. Tatar Çölü'nden (neden bilmiyorum) oldum olası uzak dururum, okuduğum yorumlarda herkes çok övünce de şaşırıyordum, sizin yorumunuz bana çok uydu:) Semerkant ise mükemmel bir kitaptır (tüm Maalouf kitapları iyidir). Keyifli okumalar, elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok seveceğimi düşünmüştüm ama beklentimi pek karşılamadı Gül. Semerkant şu anda güzel ilerliyor. İlk Maalouf kitabım :)

      Sil
  2. Semerkant bende de okunacaklar arasında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün okuyamadım ama hızlı ilerliyor Özlem :)

      Sil
  3. Semerkantı belki 20 yıl olmuştur okuyalı.Tekrar okuma niyetim var. Ben Tatar Çölünü sevenlerdenim. Tatar Çölünü bir çok kişi okuduğum en güzel kitap derken bir çok kişide çok sıkıcı buluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen kitapları okuma sırası da bunu etkiliyor. Birisinin o tarzda okuduğu ilk kitap olup etkileniyor, diğeri farklı kitaplarda o konuyu almış oluyor zaten aynı etkiyi yaratmıyor. Çevirmen de çok önemli tabi.

      Sil
  4. buzzatti önemlilerdeee, okudum bişilerini, maluf da hoş ve hafif popüler sayılır ama keyifle de okunuyiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buzzati ile içim daraldı biraz. Kitaptan değil de konudan tabi. Mouluf güzel gidiyor şu an :)

      Sil
  5. Tatar Çölü nedense hep okusam mı dediğim ama bir türlü almak içimden gelmeyen bir kitap... Bak içime doğmuş ;)

    YanıtlaSil
  6. Tatar Çölü'nü çok sevmiştim ben. Kitaptaki karakteri kendime yakın hissettiğim için kitabın sonunda başına gelen olay beni çok etkilemişti. Üşengeçliğimi yenmemde büyük katkısı olmuştu :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet insanda uyanışlara sebep oluyor Şule, ama sanırım ben o uyanışları başka kitaplarda yaptığımdan sadece tekrar etkisi yarattı. E kitap da oldukça sıkıcı :)

      Sil