Bir Güne Ne Çok Yer Ne Çok İnsan Sığdırdık

Ağustos 03, 2019


Sabah odamızın manzarası böyleyken yattığım yerden dışarıyı izledim biraz. Evin üst katını bize bırakan Ayşe, inceliğiyle "kalktıysan inebilirsin, biz uyandık" diye bana mesaj atmış. Tatlı kadın :)


Kahvaltıya Simav'da çok şeker bir yere gittik. Önce böğürtlenlerle başladım yemeye böylece :) Gün boyunca da hiç durmadı ağzım. Midem de hiiiç küçülmemiş heee, ne yedim ne yedim.


Çay fotoğrafı olmadan olmaz. Bir çay firması ile mi anlaşsam ne.

Keyifli kahvaltı sonrası. Çiçek bakmak için bir köye uğradık. Ayşeciğim annesinin verandasına çiçek alacaktı.


Araya not, bu pınarlar her yerde vardı. Suları da nasıl lezzetli. Simav yolundan giderseniz, anayolun paralelinde köy yollarına sapıp su doldurabilirsiniz kendinize.


Köyün sokaklarında sağa sola dönerek çiçekçiyi sora sora kaybolurken, bir kapı önündeki hanımlara sorduk en son. Bu teyze de oraya gidecekmiş, onu da aldık arabaya. İçeri girdi, derdim var diye ağlamaya başladı. Düşündükçe gülüyorun. İlk önce sandım birisini kaybetti ya da hastası var falan. Araya yol tariflerini de yedirdiği dert anlatmasından bir şey anlamadık ama emlak ile ilgili bişeymiş sanırım. Mini videodan anlarmısınız bilmem :)


Çiçekçi aile de bizi çok güldürdü. Orada kendimizi tuttuk ama arabada bayağı kahkaha attık :D

Ayşe çiçekleri seçerken kadın fiyatlarını ben bilmiyorum soracağım dedi. (Ay tabi şivesiyle öyle demedi ama şiveyi uydurmiim şimdi)  Neyse çiçekleri seçip koyduk,  sorar mısınız dedik.

Başını yukarı kaldırıp eşine seslenmesini düşününce şimdi bile kahkaha atıyorum :

Hişşt Leeyn!

Neyse kendisine seslenildiğini anlayan Leyn Bey hemen balkondan fiyat söyledi de çıktık oradan.

Hahaha, artık Can'ı öyle çağıracağım :)


Günün plânı yaylalara çıkmaktı. Çocukluğunda yaz tatillerini buralarda geçiren Ayşe'nin ne çok anısı vardı. Öyle mutluluk verdi ki anıları bana. 

İlk olarak yangın gözetleme kulesine gittik.  Burada tanıdığı kişi yoktu ama birlikte görev yaptığı arkadaşı da izne girmiş olan görevli bizi mutlulukla ağırladı.


Manzaranın tadını çıkarttık.


Çay ikramına da hayır diyemezdik tabii ki. Çekirdek çitleyip sohbet ederek bayağı oturduk orada.

Mevsimlik iş olup kışları ne işlerinin ne de sosyal güvencelerinin olmaması üzdü beni.

Bir de aklımın bir köşesine yazdım, bir daha böyle yerlere gidersem yanımda ufak tefek hediyelerle böyle kulelere muhakkak uğrayacağım.

Bana göre çok harika bir ortam olsa da insana hasret olabiliyorlar.


Kule sonrası yakındaki Demirci Kasabası'na gittik.  Hala ziyareti :) Demirci benim kuzenim Gamze'nin üniversite okuduğu yer. Sınavlara birlikte hazırlanmıştık. Ne sevinmiştik kazandığında. Ona da mesaj attım.

Şimdi düşünüyorum da ne çok insana dokundum bu gezi aracılığıyla.

Halamızın bahçesinde ağaç gölgesinden kahvelerimizi içip yolumuza devam ettik.


Burası da Ayşe'nin kuzeninin yeri. Oraya vakti zamanında kiraz ağaçları dikip bahçe yapmış.


Kapısının önünde pınarı, bahçesinde içi balık dolu göleti, etrafta serbest gezinen mutlu tavukları ile cennetten bir köşe.


Sonradan halimize çok güldüğümüz bir konu da kapıdan içeri girer girmez ev sahibiyle selamlaşmadan neredeyse aaaa eriiiik, oooo kiraz diye ağaçlara dalmamız. Hahaha,  iki çatlak, şuraya bakın hazine bulmuşuz hazineeee.


Ağaçlar toplanmış ama bize de bir sürü  kiraz kalmıştı . Nasıl da lezzetli.


Ve yukarıdaki son durağımız. Gelin Uçtu.
O kayaların üzerinde saatlerce oturabilirdik.


Öyle güzeldi ki.

Ayşeciğim sağolsun bizim bol bol fotoğrafımızı da çekti :)



Ve akşam, evden annesi Safiye Teyzeyi de alıp yemeğe gittik. Ortam çok güzeldi. Yemekler de.


Allahım, yiyemediklerimizi de yanımıza yolluk yapıp verdi ya çılgınım benim.

Gece saat bir gibi evimize döndüğümüzde sanki bir hafta tatil yapmışız gibi hissettiğimizden bahsettik Can'la.

Sevgili Ayşe. İyi ki bulmuşuz birbirimizi. Anneciğine tez elden şifalar diliyorum. Ben eminim o kırık hemencecik kaynayacak, ilacı geldi yanına zira.  Bir açıdan da bu kazanın sonucunda yine birbirimizi görebilmiş olmak,  senin bir küçük tatil yaşaman her işte bir güzellik var diye düşündürüyor.

Bu harika kaçamak için çok teşekkürler canım. Artık lütfen ama lütfen ama lütfen İstanbul'a gelmeyi başar. Ay bir türlü ben seni ağırlayamadım, bak bizim evde parti vercem, valla :D

Benzer yazılarım

10 Yorum yap

  1. ne kadar güzel bir yüreğin var senin o kadar keyifle okudum ki sanki bende oradaymış gibi hissettim 😊❤ o güzel dostluğunuz daim olsun inşallah güzel kadın sevgiler ❤😘 resimler şahane 😊 sevgiler canım benim 😊🌸

    YanıtlaSil
  2. Sadece resimler olsa bile çok şey anlatmış olabilirdin, inanılmaz görseller. Soğuk muydu su bilemiyorum ama o köy çeşmesinde kana kana su içmek isterdim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah o çeşmeler o kadar çoklardı ki. Hepsinde de buz gibi lezzetli sular vardı Duo.

      Sil
  3. Test bir ki (bidakka bişi deniyom. Iki saattir mesaj bırakamıyorum. Birtürlü şifremi kabul etmiyor, kafayı yiicem)

    YanıtlaSil
  4. Offf sonunda!!!
    Yazdığım tüm.yorumlar uçtu, google hesabıma giremiyorum kafayı yedim burda, neyse.
    Okadar çok şey yazmıştım ki, artık pilim bitti. Özet olarak diyorum ki: Büyük bir keyifle okudum yazını. Yollara düşmekten, yoğunluktan geç gördüm maalesef. Tekrar görüşmeyi iple çekiyorum. Inşallah busefer İstanbul'da!������❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En sinir bozucu şey yazılan uzun yorumun uçup gitmesi :)

      Yolda olduğunu bildiğimden okuyamadığını tahmin ettim canım.

      Evet artık İstanbul'da buluşmak üzereee :)

      Sil
  5. Çok güzel bir gün geçirmişsin. ben hiç yangın kulesi görmedim sanırım. Ormanların içinde mi oluyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ormanlık dağların tepelerinde, etrafı görebilecek bir konumda oluyor Şule.

      Sil