Soğuk, Yağmurlu ve Fırtınalı Havada Cami Gezmek Pek Akıl Kârı Değildi Ama :)

Aralık 21, 2018

Hele de otuz kişi bir arada girmeye çalışıyorsan , kocaman botlar çıkartırken sorun, giyerken sorun, naylona sığdırmaya çalışırken bile sorun :)


Ama bu bizi vazgeçirdi mi ? Hayır.

Karaköy'de buluşan ekibimizin ilk durağı Yelraltı Camii 'ydi.

Bu camiyi hep görüyor ve merak ediyordum ama hiç içine girmemiştim.


Vakti zamanında , Haliç'in önüne gerilen zincirlerin bir ayağı burasıymış.

Sonradan neden camiye çevirmişler anlayamadım doğrusu. Zira burası binanın mahzeni.


Basık ve kemerli. Aslında oldukça büyük ve ilginç ama yine de neden cami yapma gereği duymuşlar bilmiyorum.


İçinde üç mezar var. Deniz Som'un Hey İstanbul kitabında okuduğum kadarıyla pek de dedikleri kişiler olmama ihtimali yüksek.

Zaten Osmanlı zamanında birileri rüyasında gördü diye evliya mezarı diye kabul edildiğine göre her yer, gerçeği bilmemize imkân yok.

Aslında benim için fark etmez, mezarda yatan kim olursa olsun bir duayı hakkediyor. Gidip de mezardan dilek dilemeyeceğime göre. Dileklerimi dileyeceğim tek bir yüce varlık var, gerisi boş.

Bu caminin çinileri de İstanbul çinisiymiş. (Geçen sefer anlatmıştım, nerenin çinisi de öyleydi bakiim, ilk bilene hediye var benden :)

Kadir gecesinde cami gezmeye ilk buradan başlarlarmış.


Oradan çıktıktan sonra Kılıç Ali Paşa Camii 'sine geçtik.

O ne zarafet, ne güzellik.

Kılıç Ali Paşa aslen Doinigi Galeni isimli bir İtalyan, Napoli'ye papaz olmak içim giderken Osmanlı korsanlarının eline düşüyor. Forsa oluyor. Kaptanından dolayı ismi Ali, korsanlığından dolayı Uluç. (Hikâyesi şurada var , Bakınız)

Mimar Sinan'ın son dönem eserlerinden . Ayasofya'dan esinlenilerek yapılmış.

Yapımında Cervantes'in de çalıştığı söylentisi var.


Her köşesi başka güzeldi.





Caminin yanında bir de hamamı var. Hamam özel bir şirket tarafından işletiliyor. Kapıdan şöyle bir baktığımız kadarıyla pek şık ve güzel. Saati 270 liraymış. Ben hiç hamama gitmedim ama oraya gidip bakabilirim.


Yolun hemen karşısındaki Tophane-i Amire'ye gidiyoruz şimdi.

Burası İstanbul'un fethi sonrasında top döküm merkezi olarak kullanılmış. Sonraları silah sanayisinin merkezi haline gelmiş.


Şu anda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne ait sergi merkezi.


Hem binayı hem sergiyi gezmiş olduk böylece : )


Kolajların isimlerini de çok sevdim. Meselâ yukarıdakinin adı İçimdeki Karanlığa Yürüyorum.


Kolaj da gerçekten kolajdı. Katmanları görebiliyor musunuz ?


Ciddi bir emek.





Sergimizi de gezdikten sonra artık turumuzun son camiine gidebiliriz.

Bu cami benim için özel, annemle gideceğiz bir gün. Annemin doğduğu, bebekliğinin geçtiği bina buranın avlusuna bakıyormuş.


Tünelden devam ederken sayısız dükkanın arasında , sağdaki bir ara yolda minaresi gözüküyor.


Bilgileri yukarıdaki fotoğraftan okuyabilirsiniz.



Aslında bir kiliseymiş. Sonradan camiye çevrilmiş. Çok zarif bir cami. Sade ve ahşap hali huzur veriyor.


Evet şimdilik burada bırakayım. Daha sinagog, kiliseler, mevlevihane falan var anlatacağım.

Arkadaşımla dolaşırken İstanbul bir dünya diye düşündük.

Bir mahallesinde bütün günü geçirebiliyorsun, üstelik her yeri de gezemiyorsun. Bir sokak İtalyan  , bir sokak Avusturya, diğer taraf Fransız. Hepsine ait harika yerler var.

Başka bir ülkede olsa ,koskocaman harika bir müze yaparlardı bu şehri .

Benzer yazılarım

16 Yorum yap

  1. aaa süper camiler öğrendim sizden 15 tatilde gelmeyi düşünüyoruz aksilik olmazsa hepsini de not aldım sizinle gezmek bir harika süpersiniz çok teşekkürler..sevgiler...hayırlı huzurlu bir cuma olsun inşallah..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul gezmekle bitmez T. , gelmeden gezecek yerleri plânlamak iyi fikir.Bu anlattığım camiler birbirlerine yakın olduklarından çok güzel dolaşılıyorlar.

      Sil
  2. kılıç ali paşa camiine bayıldım ahşap işçiliği ve de vitray çalışmalarını çok seviyorum :) ne kadar keyifle gezmişsiniz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanımızda tarih hocamız da olunca gezmek ayrı güzel oluyor Hatice, yazarken de internetten bakıyorum, benim için çok eğitici oluyor.

      Sil
  3. İstanbul'da gezilecek görülecek o kadar yer varki sizin son cümlenize bende kabul ediyorum İstanbul'u müze yapmak her tarafı tarih kokan bir şehir. Ankara'lı olarak İstanbul aşığıyım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 10 saat yürüdük, bir ilçeyi gezemedik Yusuf, İstanbul'da yaşarken bile insan İstanbul'u özleyebiliyor, yetişemiyor her yerine :)

      Sil
  4. Tarihine bakıyorum çok yıllar önce ama yapısına bakınca yeni gibi..Işte eser budur dedirtiyor.Kalemine yüreğine saglik

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yenilerde bu zarafet, bu ruh olmuyor ne yazık ki Sibel, eskiler başka.

      Sil
  5. Allahım, ne güzel geziyorsun, maaşallah; hayranım enerjine! :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arkadaşlarım sağolsunlar, aynu kafada olunca insan çok güzel vakit geçiriyor.

      Sil
  6. Keyifli nice gezilerin olsun handan

    YanıtlaSil
  7. Hepsi muhteşem am ahşap camilerin gönlümde ayrı bir yeri var benim.
    İçerdeki koku bile farklı oluyor. Gez kuzum gez. İstanbul'a ömür yetmez ama yine de Ömrüne ne sığdırsan kardır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne sığdırırsak kârdır gerçekten de Tülin :)

      Sil
  8. Handan geçen gün seni rüyamda gördüm. Seninle bir tura katılmışız. Sabah erkenden bütün ekip kalkıp gitmiş ama ben uyuyakaldığım için geride kalmışım. sonra seni arıyorum neredesiniz diye, yürüyerek gelmeye çalışıyorum ama ben yanınıza gelene kadar siz başka bir yere gitmiş oluyorsunuz. Ben herhalde yetişemeyeceğim diyorum. Sen ertesi gün herkes 6'da kalkarken 5'te kalkıp arabayla beni alıyorsun, tura dönüyorsun. Ben de san çok teşekkür ediyorum, çok mutlu oluyorum :-)

    Senin gezi ve tur yazıların bilinçaltıma işlemiş galiba :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahahaha hayırdır inşallah Şule :)Bence sen İstanbul'a geleceksin, ben de seni gezdireceğim. Bak ne güzel yordum :)

      Sil