Kitap Salı

Nisan 10, 2018

Yalnız o kadar koşturmamın arasında haftalık standartlarımı da bozmamaya çalışıyorum ya kendimle gurur duydum.

Şu an uykusuzluktan hamur olmuş beynimle neler okuduğumu bile hatırlamıyorum, gidip çektiğim fotoğraflara bakayım :)


Bu kitabı kitap şenliğinin Adında çocuk geçen çocuklara dair kitap maddesi için annemden aldım. Küçük kız felan ya.

Derken kendimi İsrailli ajanların Filistinli bir örgütü yakalamak için İngiliz bir oyuncuyu Filistinli eylemci haline getirdikleri bir olaylar zincirinde buldum. Huh yani. Olaylar da Almanya ve Yunanistan'da geçiyor :)

Doğrusu kurgusu güzel bir kitaptı. Çok hassas bir konuda yazılmış olmasına rağmen yazar dengesini iyi kurmuş.

Adamların diğerini yakalamak için yaptıkları ise inanılmazdı. Kendilerine uygun bir kadını bulup , onun haberi olmadan daha olaya dahil edip uzun bir geçmiş yaratıp, operasyonlarına hazırlamalarına bakakaldım.

"Ne hayal ediyorum diye düşündü . Savaşı mı yoksa barışı mı ? Her ikisi için de çok yaşlıydı. Devam edemeyecek kadar yaşlı, duramayacak kadar yaşlı. Kendini veremeyecek kadar yaşlı ama yine de tutamayacak kadar da yaşlı. Öldürmeden önce ölümün kokusunu tanıyacak kadar yaşlı."



Bu kitap da çift yazarlı kitap kategorisi için annemden alındı.

Eski kitaplarda ne çok yazım hataları olduğunu bu iki kitapta deneyimledim. Hayır ben küçüklüğümden beri o kitaplardan okuyorum ama eskiden normal geliyordu sanırım, şimdi inanamıyorum o kadar çok bulunduğuna . Sanki kimse tashih yapmamış.

Neyse kitabımıza dönelim. Sırf iki yazarlı diye aldığım bu kitap Çaykovski'nin hayatını anlatıyormuş. Ağırlığı kendisine hamilik eden bir kadınla aralarındaki mektuplardan alan kitap bizi o ikisinin yaşamına sokuyor. Arka kapakta üçlü hikâye gibilerinden yazıyor ama Çaykovski'nin eşi çok arka plânda, zaten adam onunla toplamda bir ay geçirmiş midir bilemiyorum. Ama kadın boşanmayarak onu bayağı strese sokmuş. Diğer hamisi olan kadınla ise senelerce yazıştıkları halde hiç buluşmamışlar. Arada yolda veya konserde birbirlerini gördükleri üç beş sefer dışında bir temasları olmamış.

"Puşkin bakın ne diyor alışkanlık için 'Mutluluk yerine bizlere bağışlanan duygu' "

"Gerçekçilik dar görüşlülük demektir. Gerçeğe kolaylıkla ve az emek sarf ederek ulaşan insanların görüşüdür bu. Bir gerçekçi , gerçeği arama gereğini bile duymaz. Daha fazlasını öğrenme isteğinden  yoksundur, bu açlığı bilemez. Anlaşılması güç meselelere eğilmez. "




Ne zamandır okumak istediğim bu kitap, sanki bir fıçının içine girip yokuş aşağı yuvarlanıyormuşum hissi veren zincirleme cümleler dizisiydi. Soluksuz okuyup bir günde bitirmişim. Ama yeniden , kendimi frenlemeye çalışarak ağır ağır okumam gerek. İnanılmaz yazıyor bu kadın :)


"Çünkü gerçek şu ki,  insanlar, sadece yaşadıkları andan aldıkları zevki artırmaya yarayacak şeylere karşı naziktirler, sadece onlara inanır, onlara şefkat gösterirler. "

Bu haftaki salımızda toplananlar bu kadar. Haftaya pek kitap bitirebileceğimi sanmıyorum. Sofi'nin Dünyası'na başladım. Arada kısa bir şeyler okur muyum bilemiyorum. Bakalım, göreceğiz :)

Benzer yazılarım

10 Yorum yap

  1. Çaykovski'nnin hayatını anlatan bir film izlemiştim, çok dramatik olduğunu ve kıskanç bir başka besteci ya da eleştirmen hatırlamıyorum o kadarını, Kuğu Gölü ile alay edip, küçümsediği sahnede adamı boğasım gelmişti:)))o yüzden hep insanlardaki kıskançlıktan nefret eder ve korkarım kıskanç insanlardan...kesinlikle okumak isterim :)
    Salı kitaplarını seviyorum...:))eline sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle çok eleştiri alıyor ki Müjde, ama hamisi olan kadın müthiş destek oluyor ona. Destek olmasa belki de harika eserlerinin çoğu olmazdı.

      Sevdiğine sevindim salı kitaplarını, ben de seviyorum :)

      Sil
  2. Ne ilginç kitaplar seçmişsin Handan :)Bu sıralar zaman yaratamıyorum ben ya :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitapların ilginçliği biraz okuma şenliğine uydurma çabamdan (Ki çok memnunum, böylece sınırlarım genişliyor) biraz da yeni kitap almamak için annemim kütüphanesine dadanmamdan kaynaklanıyor Zoitsa :)

      İnsan yorgunken okuyamıyor, elbet zamanı gelir senin için de :)

      Sil
  3. Eski kitaplar sadece kapak tasarımları için bile saklanabilirmiş...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de Tülin, çok güzeller,değil mi?

      Sil
  4. Woolf'un setini almıştım birkaç yıl önce ama hiçbir kitabını okumadım. Kendine Ait Bir Oda ile başlayıp, eğer seversem, bütün kitaplarını okumayı düşünüyorum.

    Eski basım kitapların kapaklarına bayılıyorum ben. Keşke şimdi de o tarz kapak yapan yayınevleri olsa.

    Sofie'nin Dünyası'nı yıllardır okumak istiyorum ama bir türlü okuyamadım. Yorumunu bekliyorum. İyi okumalar :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendine Ait Bir Oda'yı çok sevmiştim ben Şule. Öyle güzel anlatıyordu ki.

      Bence de keşke olsa, o kapaklar insanı içine çekiyor.

      Ben de yıllardır okumak istiyordum Sofi'nin Dünyası'nı, felsefe tarihi kitabı şeklinde gidiyor şu an , ama akıcı ve keyifli.

      Teşekkürler :)

      Sil
  5. Mutlu olsaydı bu eserler olur muydu? Bilemedim şimdi.

    Sofi'nin dünyası Felsefeyi yalın-sade anlatan çok güzel bir kitap.
    Yeniden okumak isterim aslında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrar tekrar okunası kitaba benziyor Merih, zaman bulamasam da okumaya çalışıyorum. Zinde bir zihin gerektiğinden şimdilik ağır gidiyor :)

      Sil