Kitap Salı

Nisan 03, 2018

Karahindiba Şarabı , Fahrenheit 451'in yazarı Ray Bradbury tarafından yazılmış olduğundan hiç düşünmeden aldım.


Yazarını bilmeseydim de sanırım hem isminden hem de kapak resminden dolayı yine de almayı düşünebilirdim.


Kitaba başlamadan gerçekten de böyle bir şarap var mı diye baktım. Ama Türkçe sayfalarda sadece kitap hakkında yazılanlar vardı. Birisini okudum. Hayal kırıklığına uğramış bir okurdu, diğer kitapla hiç alâkası yok, fena değil gibilerinden yazmış.

Hımm dedim . Zaten kitabın arkasında konusu yazıyordu, bir distopya beklememekteydim.

Sonra ilk sayfayı açtım. Yazarın önsözünü okurken mutlu oldum.

Hikâye başladı . Evet cümleler ilk bakışta kopuk ve karman çorman gibiydi. Kesinlikle hızlı okunacak bir kitap değildi bu . Ama yavaş yavaş , gözümde canlandırarak okurken bin dokuz yüz yirmilerde bir yaz mevsiminin ilk gününe gidiverdim.

Ah, öylesine çok, ama öylesine çok yaz tatilinde bir çocuk olmayı istedim ki birden. En büyük teknoloji pikaplar ve radyo olsun. İnsanlar akşam sıcağından kaçmak için verandalara dökülüp sohbet etsin . Çocuklar onların yanında kendi oyunlarına dalsın.

Henüz kitabı bitirmedim. Bugün de günlerden cuma zaten. Ama hızlaca geçmeyeyim diye Bilgehan'ın yaptığı kurabiyelerden yerken yazmaya başladım.

Daha şimdiden bir sürü altı çizili yerim birikti zaten.

" Trenler, furgonlar, kömür ve ateşin kokusu çocuklar için çirkin değildir. Çirkinlik sonradan rastladığımız ve ondan utanç duyduğumuz bir kavramdır. "

"Tom... acaba dünyadaki herkes .. canlı olduğunu biliyor mudur ?"

" Bill, benim yaşıma geldiğin zaman,  küçük tatların ve küçük şeylerin , büyük olanlardan daha önemli olduğunu anlayacaksın. Bir bahar sabahında yapılan yürüyüş,  saat yüz yirmi kilometre hız yapan güçlü bir otomobille yapılan gezintiden daha iyidir, neden biliyor musun ?  Çünkü kokularla doludur, büyümekte olan bir sürü şeyle doludur. "

" 'Ve sonra, dürüst olalım Leo, bir günbatımına ne kadar uzun süre bakabilirsin ? Bir günbatımının sonsuza kadar sürmesini kim ister? Kusursuz bir hava sıcaklığını kim ister ? Havanın sürekli güzel kokmasını kim ister ? Yani bir süre sonra kim farkına varır?  Birkaç dakikalık bir günbatımı daha iyi . Ondan sonra da başka bir şey yapılır. İnsanlar böyledir Leo, nasıl unutabilirsin ?'
'Unuttum mu?'
'Günbatımları her zaman hoşa gider, çünkü sadece bir kez olur ve hemen giderler.'
'Ama Lena, bu üzücü.'
'Hayır. Eğer günbatımı kalsaydı sıkılırdık, bu da gerçekten üzücü olurdu.'  "

" Savaş asla kazanılan bir şey değildir Charlie.  Sadece her zaman kaybedersin ve en son kaybeden şartları ortaya koyar."

" Çünkü siz koşarsanız zaman da koşar. Bağırırsınız, çığlık atarsınız , koşarsınız,  yuvarlanırsınız, düşersiniz ve bir bakarsınız ki güneş gitmiştir ,evden ıslık çalınmaktadır ve yemek için eve uzun dönüş yolundasınızdır. Bakamdığınız zaman güneş arkanızdan dolanır! Her şeyi yavaşlatmanın tek yolu,  her şeye bakmak ama hiçbir şey yapmamaktır."

"Bitin bildiğim geceleri yatağa giderken kendimi iyi hissettiğim Doug. Bu da günde bir kere mutlu son demek." 

"Douglas diye fısıldadı, eğlenceli olmadığı sürece kimsenin damı aktarmasına izin verme. 

Peki efendim.

Nisan gelince.etrafına bak ve de ki 'Damı kim tamir etmek ister? ' Ve hangi yüz aydınlanırsa istediğin yüz odur."

"Bugün gerçekten ölmüyorum. Bir ailesi olan biri asla ölmez. Uzun süre etrafta olacağım. "

Ve en son olarak ingilizce sitelerde hindiba şarabına baktım.


Hatta merak edenler için tarifi de şurada :)


Evet bu hafta salımızda bir kitap vardı. Bana zamanda yolculuk yaptırıp eski günlere götürdü. Çok sevdim o yüzden bu kitabı.

Benzer yazılarım

27 Yorum yap

  1. Çocukluğunu özleyenler parmak kaldırsın o zaman, başta ben:)

    YanıtlaSil
  2. Küçüklüğümüzde bunları üflemek de ayrı bir heyecandı. Ben de özlemişim çocukluğumu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi görmeden geçiyoruz yanlarından Berlin. Çocukluğumuzun heyecanları kayıp.

      Sil
  3. tarif için teşekkürler denemeyi düşünüyor musun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üşenmeyip çiçekleri toplarsam denerim gibi geliyor Zoitsa :) Kitapta onları kışın soğuk günlerinde açılmak üzere şişelenmiş sıcak yaz mevsimi diye yazıyordu, öyle güzel geldi ki bana :)

      Sil
  4. Bill, benim yaşıma geldiğin zaman, küçük tatların ve küçük şeylerin , büyük olanlardan daha önemli olduğunu anlayacaksın. Bir bahar sabahında yapılan yürüyüş, saat yüz yirmi kilometre hız yapan güçlü bir otomobille yapılan gezintiden daha iyidir, neden biliyor musun ? Çünkü kokularla doludur, büyümekte olan bir sürü şeyle doludur.

    Ben bu cümleye ölürüm yaaaaaaa ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitabı tavsiye ederim Şebo, her bölümü başka etkiliyor insanı.

      Sil
  5. Güzel kitapmış. Bilge sözler var, etkileyici geldi.

    Geçen hafta karahindibalarla haşır neşirdim. Kitapın adı ve hindiba şarabına ben de rastladım, ne tesadüf:) Bir de reçelini yapıyorlar. Hatta azıcık yapıp denesem diye düşündüm..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şarabın rengi o kadar güzel ki, denesem mi diye düşünüyorum ben de Zeugma :)

      Kitap çok güzeldi.

      Sil
    2. Çok da zor değil. Yarım ölçü denemeli, hazır her taraf hindiba kaplıyken:)

      İlk çıktığında yeşil yapraklarını toplarlardı biz çocukken. Güneyik denirdi adına, marul gibi yenirdi ve çok lezzetliydi. Meğer ne çok faydası varmış.

      Sil
    3. Sanırım kayınvalidem de topluyordu onları, acı bir tatları vardı diye hatırlıyorum.

      Sil
  6. Şirince de yok mudur acaba bu şarap

    YanıtlaSil
  7. Yapılacak o kadar şey, okunacak o kadar çok kitap var ki. Hangisine yetişeceğimi şaşırıyorum. Kitap hakkında yazdıklarınız keyifli ve alıntıların üzerinde düşünmeye değer. Ben de bu arada her zamankinden daha fazla okumaya ve yazmaya zaman ayırırken ne yazık ki bunları bloğuma aktarmayı ihmal ediyorum. Takip ettiğim bloglara bile uğrayamaz oldum. Keşke hepsinden birer parça yapabilsem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazmaya kısmını bloğa ayırsanız biraz Tyrha :)

      Ben de dünya üzerinde bu kadar harika kitap varken ne kadar küçük kısmına yetişebiliyorum diye üzülüyorum bazen.

      Sil
  8. senin instada görünce de demiştim duymadığım bir bradbury :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben zaten bundan önce sadece bir kitabını okumuşum Deep, ama diğer kitaplarına da bakmak farz oldu :)

      Sil
  9. Sarap ilgimi cekti. Ben diger kitabini da okumadim ikisini de not alayim 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biri distopik bir nostaljik, birbirinden çok farklı ama ikisi de başka güzel Derya :)

      Sil
  10. çok güzel anlatmışsınız, Ray Bradbury sevdiğimiz bir yazar:) karahindiba şarabı isse bonus oldu:)) keyifli okumalar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Eren, sana da keyifli okumalar. Hoş geldin bloğuma :)

      Sil
  11. anladığım kadarıyla ciddi miktarda sevmişsin kitabı :D alındı , anlaşıldı o halde , kurabiye +çay+kitap zevki gibisi yok , keyfin bol olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevdim gerçekten de Eylem :) Hepimizin keyfi bol olsun canım :)

      Sil
  12. Fotoğraflarla ne hoş bir tanıtım olmuş Handan'cığım, eline sağlık öncelikle.

    Ray Bradbury'nin hiç kitabını okumadım, sadece kısa bir hikayesini biliyorum Gökgürültüsünün Sesi diye ki, çok severim. Bu kitabı da okumak isterim. Okuyanlar eminim o şarabı da yapmayı deneyecekler. Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarın henüz iki kitabını okudum Müjde, sanırım diğerlerini de okuyacağım :)

      Sil
  13. Fahrenheit 451'i okumak istiyordum ama kitabın kapağı, şekli itici geliyordu. Ön yargı işte :-( Neyse ki İthaki kitabı yeniden basmış. O baskısını alıp okuyacağım. Çok merak ediyorum.

    YanıtlaSil