Zifiri Karanlıkta Kalkmak Bir Zulüm

Zorla kalktım. Zorla kahvaltı hazırladım.

Çocukları yolcu ettikten sonra içimdeki yatmak isteğine zorla karşı koyup yürüyüşe çıktım. Ben ikinci turu  atarken sokak lambaları söndü.

Eve döndüğmde duşa zorla girdim. Yazın keyifli de havalar soğuyunca o bile zevksiz. Hayır sanki kuyudan su taşıyıp ateşte ısıtıyorduk. Öyle olsa kış boyu uzak durucam herhalde :D

Zorla saçlarımı boyatmaya gideceğim.

Ay, sıkıldım.

Neyse şimdi sessizlikte biraz mola vereyim. Zorlalara sonra bakarım.

Çay isteyen?


Sarı Yapraklar


Bugün alıcı gözle baktım annemin kapısına. Bir de makinamı çıkartıp fotoğrafını çektim.

Yaz tatillerinde saatin beş olmasını beklerdim. O zaman kapıdan ilk basamaklara kadar gölge gelirdi de ben de dışarı çıkardım.

Tek başımaysam en çok yaptığım kapının karşısında kendimi izleyerek şarkı söylemekti. Basamaklara da çıkınca sahne almış olur başlardım repertuarıma :)

Kapıya dikkatlice bakarsanız sol taraftaki küçük kanadın altında yapıştırılmış cam görürsünüz. Orası benim marifetim. Ortaokul birdeydim sanırım, topun üzerinde durmaya çalışıyordum. Dengem bozulup düşünce dizim o camdan geçmişti. Annemlere nasıl söyleyeceğim diye telaşla cama bakarken dizime gözüm ilişmişti ki,  çığlığı o zaman basmıştım. Görüntü feci olmalı, zira ben genelde düşünce sessizce eve süzülüp kendi kendime pansuman yapangillerdendim :)

Dizim ilk üç dikişini o zaman yedi. Tam bir sene sonra da merdivenden atlarken düşüp aynı yeri yeniden açınca bir dikiş daha atıldı ki babacığım artık dayanamayıp fermuar takalım kızım demişti :)

Sağ taraftaki dairede Necla Teyzeler otururdu. Alper uyuyor sessiz olun diye bize öyle bağırırdı ki kendi uyandırırdı Alper'ı kanımca :)

Alper'in sallanan tahta atı vardı. İlkokul ikinci sınıftayken, dayanamayıp ona binmiştim ki başı elimde kaldı. Sessizce eve döndüm. Akşamına Necla Teyze kapımızı çaldı, Handan atı parça parça etmiş diye anneme şikâyet etti. Babam akşam bunu duyduğundan anında çıkıp yeni at alarak onlara vermişti. Sonra da kırık atı (başı kopmuş, parça parça değil tabi) tamir etti, biz oynadık. Onlara gidip yenisini aldım çünkü artık adı Handan'ın kırdığı at olurdu demişti. Sanırım bizdeki atın ömrü yenisinden uzun sürdü.

Soldaki dairede Nermin Teyze vardı. Tek başına yaşayan bir teyzeydi.  Cam tıkırdadı, kapı hızlı kapandı, pencereye dal çarptı. Her sesi sayardı. Bir gece şikâyet için bize gelmiş, saatlerce oturup sohbet edip dönmüş :)

Topu topu yedi daireli, minicik bir apartmandı, herkes herkesle kavgalıydı. Bir bizimkiler hiçbiri ile kavga etmeden, hiçkimseye bulaşmadan yaşadılar o evde.

Nereden nereye. 

Sonbahar yapraklarının fotoğrafını çekiyordum, başka yapraklar düştü sayfaya :)

Yeni Yeni Kendime Geliyorum :)

Geçen hafta çok yoğun olduğum için bütün buluşmaları bu haftaya kaydırdığımdan bu hafta da çok yoğun geçecek gibi sanki :)

Bugün komşu teyzeye kahvaltıya gideceğiz. Komşu teyzelerim kırk beş yıllık teyzelerim benim :) Onlarla bir aradayken sokakta lastik oynadığım günlere dönüyorum yeniden :)


Dün biraz alış veriş merkezi gezdim. Yılbaşı havasına girmiş her yer. Çok güzel ahşap kırmızı yıldız ağaç süsleri gördüm. Yılbaşı geçsin indirime girsinler alacağım :)

Kasım inanılmaz yoğun geçti. Aralıkta sakinleyeyim diyorum ama noel anne olduğum için bu ay yılın alış veriş ayı benim için. Sene boyunca ihtiyacım olmayan hiçbir şeyi almadığımdan güzel geliyor ıncık cıncık almak. Ve ay bittiğinden ben de alış verişten bıkmış oluyorum :)

Hemen hiç kitap okuyamadım, film izleyemedim bu ay. Şu üçlemenin son kitabını da ay sonuna kadar okusam da kitap okuma şenliğini beş kitapla bitirsem bari.

Hepinize günaydın. Güzel haberler alıp içinizin mutlulukla dolduğu bir güne açılsın sabahınız.

Nostaljik Pazartesi

Bu sabah sizleri British Museum'a götüreyim dedim. Her yerdeki kalıntıları yürütüp buraya getirdiklerinden dünyayı gezmiş gibi oluyorsunuz içinde.

Bir günde hepsini dolaşmak mümkün değil. Biz de dolaşamamıştık zaten. Bacaklarımıza kara sular inmesini görmezden gelseydik bile aşırı yüklemeden beynimizin sulanmaya başlaması artık durmamız gerektiğini söylemişti.

Vaktimiz olmadığından bir daha gidemedik ama müzenin güzel tarafı bedava olmasıydı. Dolayısıyla her gün gidip bir bölüm gezip çıkılabilir. Orada yaşasam kesin öyle yapardım :)

Orjinal yazıya gidelim artık. Zaten çok uzundu iyice uzattım :)

3 Ağustos 2014 Pazar


British Museum (Day 6)

Sanırım dört saatten uzun kaldık burada ama fiziksel yorgunluğu bir kenara bıraksak bile beynim artık en ufak bir tarihi şeyi algılamamaya başladığından her tarafı dolaşmadan bıraktık :)

Dünyayı gezmek istiyorsanız bu müzeye gitmelisiniz. Her bir diyardan eserleri toplamışlar burada. Hele bir aslan avı sahnesi vardı ki kaç metrelik bir salondaydı bilmiyorum, eh, binayı da söküp alsaydınız bari demedim değil :)





Biraz Asya'dan



Biraz Mısır'dan



Rosetta Taşı'nı oğlum biliyormuş ama benim haberim yoktu oraya gidene kadar :) Başı o kadar doluydu ki ancak bu kadar yaklaşabildik. Bu taşın üzerinde hem yunanca hem de hiyeroglifle yazımış yazılar varmış. Yunancanın bilinmesi sayesinde hiyeroglifler ilk defa çözülmüş :)



 






Ölen kişinin ardından hazırlanan hayat ağacı.Çok hoşuma gitti.




 Bu kısım en çok hoşumuza gidenlerden birisi oldu :) Mozambik'te yıllar süren iç savaştan sonra bir idn adamı ülkedeki silahları toplamak için kampanya başlatmış. Silah getirenlere çeşitli aletler verilmiş. Toplanan silahlar parçalanarak sanatçılara verilmiş. Onlar da bu harika şeyleri yapmışlar :)






En sevdiğim kısım :) Bir gün benim de böyle kütüphanem olacak :)






Sinekkuşu ..

Ve bu da 1900 lerden kalma bir sinek kuşu yuvası.




Fotoğrafa kimseyi katmadığımdan anlaşılmıyor ama bu kabartmalar neredeyse gerçek insan boyutunda. Demin sözünü ettiğim aslan avı kabartmaları. Upuzuuun gidiyordu.




İslam dünyası kısmındaki Kur'an.


Burada ayrıca Gölge Oyunu' a oldukça geniş yer verilmişti ama ne hikmetse bir orada fotoğra çekmek yasaktı :)

Çanak çömlekler etkileyiciydi.



Eh, müze dediğin mumyasız olmaz.


 Biraz da müzik..



Paralar jet hızla geçtiğimiz bölümlerdendi.


Saatlerde artık pilim bitmişti :) Bu kadar yeter dedik :)



Yarın o kadar çok yer gezeceğiz ki , artık dönüp dinlenelim biraz :)