Tüketmek

Şubat 16, 2016

Bilgehan aldığı bir bilgisayar oyunuyla bir hafta oyalanabiliyor en fazla. Lego kutusunu açtığında bir sonra alacağı legoları düşünmeye başlıyor. İstediği her şeyi hemen alan bir anne olmadım ama ne yazık ki durum bu..

Geçen hafta bütün parasını kartlara yatırdı bu hafta yeni listesi oluşmuş bile.

Kendi çocukluğumu düşündüm.


Babam Kürşad'a bu futbol oyunlu saati almıştı. Kaç sene oynadık bilmiyorum. Beş seviyesi vardı, her seviyede rekor kırmaya çalışırdık. Hız ve zorluk dengesine göre sanırım 3. seviyede en çok gol atıyorduk. 

Bir de kendimizin bulduğu başka bir meydan okuma vardı. Saatin kronometresini en hızlı açıp kapatma rekoru. Bütün yaz hepimiz o rekoru kırmaya çalışmıştık. Hahaha Bilgehan'a versem kaç dakika bakar acaba? 


Biraz paramız olunca mahalledeki içine ancak iki kişinin sığdığı ismini hiç bilmediğim kırtasiyeye giderdik. Minimekanikler en sevdiğimiz oyuncaklardı. Saatlerce oynardık. Polisi,itfaiyesi,kovboyu,bandosu.  Oyuncak alındığında dünya bizim olurdu, aldığımızın hakkını verirdik.


Solo test çıktığında aylarca elimizin altındaydı. Annem bir tane bırakmayı başarmıştı. Ben genelde iki bırakırdım.  Üşenmeyip yeniden dizer yeniden oynardık. Bir kere yaptıktan sonra bir köşeye atılmazdı.

Günler uzundu. Biz de hep yapacak birşeyler bulurduk.


Sakızlardan çıkan kartlar biriktirilirdi özenle. Değiş tokuş yapılırdı. Kimi pek kıymetli olurdu. Gidip kendimize bir kutu kart alamazdık. Her biri tek tek kazanılmıştı. Şu anda her yerden kartlar fışkırıyor. Seviyorum onları aslında,  oyunları tam zekâ ve strateji üzerine. Ama
kartlara bak,al,bir kenara koy yenisine bak döngüsünde gidiyor.


Peki ya gazoz kapağı biriktirin desem bizimkilerin tepkisi ne olur ki? Gözümüz yerlerde giderdik bakkala. Hele bir de değişik marka bulduk mu değmeyin keyfimize. Torbadaki çıngırtılar arttıkça mutluluk artar. Canlar tren rayına koyup üzerinden tren geçmesini beklerlermiş. Dümdüz olurmuş o zaman :)

Paralar, kibrit kutuları, mandallar, düğmeler herşey oyuncaktı. Çılgın hayal gücüyle..


Kutu oyunlara ne demeli. Şu oyunu uzuuun bir süre oynadık biz. Babam hemen her akşam milyonerciler gelsin buraya diye çağırırdı. Oflaya puflaya toplanırdık kimi zaman. Ben hele hep kaybettiğimden hiç oynayasım gelmezdi ama babam çağırırdı bir kere, hayır demek yürek ister :) İyi ki çağırırmış, iyi ki oynarmışız. Ailece bir arada, kahkahayla geçen harika zamanlarımızı hatırlamak bile çok güzel. Oğluşların kutu oyunları boy boy sıralı odalarında ama gidin oynayın desek bulamazlar bir şey. Neyse bunun çaresi var en azından, birlikte oynamak deyince başlanıyor :) Ben de şimdi babam gibi herkesi masa başına topluyorum :)

Son olarak da müzik geldi aklıma..


Bir yerlerde gördüğüm bu fotoğraf gülümsetti beni :)

Eskiden albüm dinlerdik biz. Kasedi alınca baştan sona giderdi. Başa almak, tekrar dinlemek, şarkı atlatmak zordu. Çok gerekliyse de kalemle yapardık ki walkmanin pili bitmesin. Bazen ilk başta hoşumuza gitmeyen şarkılar dinleye dinleye güzelleşir, diğerinden daha çok severdik. Bazen albümdeki hiç bilinmeyen şarkı bizim için yazılmış olurdu sanki. Şimdi şarkıları atlatıp zıplatırken. Hatta albümle hiç işimiz olmayıp sadece oradan buradan şarkı toplarken neler kaçırıyoruz kim bilir...

Eskiden günler uzundu. Çünkü biz çok şey yapabilirdik. Zamanımızı ekranlara çaldırmamıştık henüz. Onu bile umarsızca tüketiyoruz şimdi...

Benzer yazılarım

32 Yorum yap

  1. Ne güzel anlatmışsın. Yazdıklarını okumak bile bu kadar keyifliyken kim bilir o anlarda ne müthişti bunları yaşamak.
    Şu an istediğimiz çoğu şeye ulaşabiliyoruz ama değerli olmuyor pek galiba. Yine de zamana ayak uydurmak şart :)) kendimize göre tabi sevdiğimiz hoşumuza giden yenilikleri alıp sadece yapmamız gerekiyor gibi hissedip yaptıklarımızdan değil :)
    Ah neyse çok şey söylenebilir bu konuda :)) Yazıyı okumak beni mutlu etti :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendimizi kaybetmeden herşeyin tadını çıkartsak şu dönemde de harika şeyler var aslında Şenay. Ama o kadar çok var ki hangisine baksak ona dönüyoruz hiçbirisi bizi mutlu edemiyor bu karmaşada.

      Belki de sadece benim eski günlerim olduğu için özel geliyordur,bilemiyorum.

      Yazmak da beni çok mutlu etti. Elde var iki o zaman :)

      Sil
  2. Yazdıklarında ne de çok haklısın.. Bu yazdıkların bana da çok tanıdık 15-20 yıl öncesi halbuki.. son 5-10 yılda her ne olduysa çocuklar bir tuhaf.. yemek yerken bir yandan telefonda oyun oynayan çocuklar görüyorum, inan abartmıyorum.. tüketim çılgınlığı dene şey bu olsa gerek..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuklarımı bu moda sokmamak için çok uğraştım Dark_Blue ama öyle bir ortam ki. Her yer akıl çelici. Liseye kadar cep telefonu almamak dışında pek balarılı olamadım sanırım...

      Sil
  3. Hepsini yaptım ve yaşadım ben de gerçekten günler çok uzundu. Annemin terzi olmasından dolayı kes biç dik işleri yapardım ben bir de. Kendimce neler icat ettim neler. Aslında şimdiki çocukların canı sıkılacak kadar boş zamanları olsa onlar da yapacak belki, dersler sınavlar boğuluyorlar belki de onlar da haklı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen kes biç deyince dikiş makinasının altında oynamalarımız da geldi aklıma GeCe. Ne harika bir oyuncaktı o :)

      Çocukların boş zamanlarında ellerindeki tablet veya telefon dışında birşeylere ilgileri olsa :) Hoş büyükler de farkli değil ya.

      Sil
  4. Bir gün yolda giderken 6 yaşlarında bir kız çocuğunu annesinin kıyafetinden tutup yolun karşısına geçirdiğini gördüm. Annenin elinde cep telefonu birşeyler yazıyordu muhtemelen. Bir süre izledim onları, anne gözünü telefondan ayırmadan yürümeye devam etti. Kız o arada annesine kızarak "Biliyormusun az önce bize araba çarpıyordu" dedi. Sonrasını duymadım ama gözden kaybolana kadar telefonla ilgilendiğini gördüm. Sanırım sadece çocuklar değil büyüklerde ekran bağımlısı olmuş durumda. Oysa ki anne babaların olumlu örnek olması gerekiyor çocuklara. Bu konuda yazıp anlatacak o kadar çok şey var ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah ne yazık ki bu manzaralardan çok var A.

      Sil
    2. Ne güzel bir paylaşım beni alıp çocuklarımın çocukluğuna oradan kendi çocukluğuma götürdü bazan düşünürüm şimdiki çocuklarıda özülüyorum nedenmi? Bu dönem çocukları çocukluklarını yaşamıyor büyüpde bu yazılanları okuyunca anlıyacaklardır ne demek istediklerimizi. Bazan anlatıyorum çocuklarım ( tabi şimdi büyüdüler) dinlerken aldıkları hazı defalarca anlatmalarından anlarım. Evet anlatmak olmuyor yazalım, yazalım ileriye yönelik kalsın.

      Bu arada ben hala gazoz kapağı biriktiririm gittiğim değişik ülkeler de dahil olmak üzere:))
      Sevgiler.

      Sil
    3. Bu yazıyı yazarken çocuklarımın ileride okuyacaklarını düşündüm Gezgin Kova. Dediğin gibi anlatıyoruz ama bir de yazılısı kalsın.

      Ne güzel bir koleksyonun vardır senin şimdi, blogda paylaşsana bizimle.

      Benden de sevgiler.

      Sil
  5. Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek-Ayfer Tunç,eğer okumadıysan hemen al Handan.Tastamam senin anlattıklarını fihristlemiş yazar.Harika bir kitap.Bu arada ,ilginçtir bir ara benim oğlum da gazoz kapağı biriktirdi.Kutularca kapağımız vardı.Sonra bir projede kullandılar okulda da kurtuldum,hihihi.Bizde de yığınla kutu oyunu var ama oynayan yok,ben senin gibi sabırlı da olamıyorum,oldum olası sevmem kutu oyunu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çıktığı zaman okumuştum o kitabı Sevda :) Çok güzeldi.

      Kutu oyunu ya da başka bir şey, önemli olan birlikte birşeyler yapmak. Seyirci değil oyuncu olmak :)

      Sil
    2. kız,sanki benimkiler senin yazını okumuşlar gibi,dün akşam çıkardılar üç kutu oyun hadi oynayalım diye.kaç yıldır oynamamıştık,başka zaman olsa mırın kırın eder oynamazdım,ay,nefret ediyorum ne yapayım.Ama senin yazından sonra oynamamayı kendime yakıştıramadım.saatlerce oynadık,kız ışık oldun ya bana,sağol bacım.

      Sil
    3. Hahahah tam denk düşmüş Sevda. İnsan hevessiz başlasa da keyifli oluyor oynarken ya. Ne güzel yapmışsınız :) ( Çocuklara haber saldığım belli olmadı di mi :)

      Sil
    4. Metoşun öcünü aldın,oh oldu bana,hihihihi

      Sil
    5. Hahahaha :) Ben çoktaan unuttuydum onu :)

      Sil
  6. Her şeyi hızla tüketiyoruz ekran karşısında... :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de ne hızlı Mert. O arada hayatımızı tükettiğimizi anlamadan...

      Sil
  7. Bir de "canım sıkılıyoooor" dediğinde "sıkı can iyidir kolay çıkmaz" derler yollarlardı bizi geri, şimdi "aman canı sakılmasın aman dur hemen ben oyuna dahil olayım, ben oyun kurayım, sıkıldı mı aman değiştireyim hemen" dediğimiz için mi acaba..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onun da etkisi büyük Ceren. Herşeyi olduğu gibi çocukların peşin koşmayı da abartıyoruz..

      Sil
  8. ben 60'ların sonu 70'lerin başında çocukluğumu yaşadığımdan yollar daha tenha, mahallemiz daha güvenliydi. sokak oyunları çoktu. mevsime göre ip atlama, seksek, kaydırak, saklambaç, koşturmaç, bahçelerde evcilik, kiremit tabaklarda çamur köfteler ve dut yaprağına sarılı çamur sarmalar:)))) yuvarlak filiz çayı kutularının metal kapaklarından terazi yapmalar, gazoz kapağı ile yılan oynamak daha bir sürü yaratıcı oyun. biz çok şanslıydık bence. şimdikiler sürekli can sıkıntısı modunda. hiç bilmem ki annemize gidip canım sıkıldı diyeyim.
    Çenebaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz de hep sokaktaydık Çenebaz. Dediklerin bana çok tanıdık :) Yokuş kenarındaydı evimiz topumuz aşağı kaçsa koşa koşa giderdik peşinden. Araba falan yoktu ki. Şimdi annem aynı evde. Arabadan eşya indirene kadar beş araba sıralanıyor arkaya.

      Sil
  9. Eskilere gittim :) O solo testi geçenlerde Ali Deniz'in okulunun ordaki eski zamanlardan kalma kırtasiye/oyuncakcı karışımı küçük dükkanda buldum ve inanmazsın 1 liraya aldık :) Nehir oynuyor şimdi sık sık :) Ben de deniyorum ama eski performansım kalmamış ne yazık ki :)
    Bak şimdi şu postuma, yani vaktin olduğunda tabii :)
    http://www.hobicigeldihanim.com/search/label/80%27lerde%20moda
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi oyuncaklarımdan çocuklara almayı ben de çok seviyorum Esen :) Postuna bakacağım :)

      Sil
  10. Mesela hiç barbie bebeğim olmadı benim hayranlıkla bakardım şimdi kızımın kaç tane var bilmiyorum ama hiç bir şeye hayranlıkla bakmıyor malesef . Tüketmek mutluluk vermez üretmek verir. Bu yüzden çocuklar bir şey istedikleri zaman "hadi kendimiz yapalım " diyorum daha değerli oluyor o zaman. İnsan zor elde ettiğinin değerini biliyor . Eski Günler çok güzeldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana da annem salı pazarından bulmuştu bir tane barbi Kadriye. En plastikinden :) Zenci bebek. Senelerce onunla oynadım. Her eşyasını ve kıyafetini kendim yaptım. Yapıp yaratması keyifliydi zaten en çok...

      Hem de nasıl güzeldi...

      Sil
  11. Ben eskilerin müziklerini çok seviyorum.Bambaşka bir dünya imiş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet müzikler de başkaydı Yağmur Tozu. Ondan upuzuuun bir yazı konusu çıkar :)

      Benimle annemin çocukluğu arasında radyodan televizyona geçilmiş. Benim çocukluğumdan şimdiye dünya değişmiş..

      Sil
  12. O kasetleri ben hala dinliyorum, ve aliskanlik sanirim cikarip kalemle sariyorum:))
    Simdiki nesil cok doyumsuz, nasil caldik cocuklarin cocuklugunu farkinda olmadan:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende de duruyor kasetler Mevlüde :) Kocaman bir çekmece dolusu. Kalemle sarmak insanı deşarj ediyor bence :)

      Sadece şimdiki nesil değil, şimdilerde herkes doyumsuz herkes...

      Sil
  13. Offf ne guzel yazmissin canim ya.bayildim.heleki son parağraflar....kızıma senin oglunun legolarından almaya başladık son aylarda.bayagı guzel oynuyor.uretiyor.ama daha paketi acarken dedigin gibi bir yenisini istiyor....zamansızlık en büyük sorun...eskiden ne güzeldi.özlüyorum ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendimi de suçluyorum ben Mehtap, çok vakit kaybediyorum sanal alemde çok..

      Sil