Boşluk-21

Kasım 23, 2015

Akşam kapısının çalınmasını beklemeyen Lerzan merakla kalktı yerinden. Geleni gördüğünde daha da meraklandı.

- Veysel Bey?  Hayırdır inşallah, buyurun.
- Merhaba Lerzan Hanım, siz hastaneye gelmeyince uğrayıp bir bakayım dedim. Müsait misiniz,  rahatsız etmedim değil mi?
- Hayır etmediniz. Buyrun kapıda kalmayın lütfen. Eve servis olduğunu bilmiyordum bak, şaşırdım doğrusu.
- Hastalarımızı önemsiyoruz.  Özellikle kontrole gelmeyenleri.
- Ülkenin sağlık sistemi bayağı gelişmiş desenize. Oturun oturun. Çay ister misiniz?
- Yok, ben hiç çay içmem.  Neskafe alabilirim varsa eğer.
- Hemen yapayım.

Mutfakta neskafe yaparken adamın salonda dolaşan ayak seslerini duyuyordu.

- Şeker ister misiniz?

Elindeki kitaptan başını kaldırıp ona bakan Veysel Bey başını sallayarak hayır dedi biraz düşünceli bir biçimde.

-  Bu kitapları hatırlamıyor musunuz?
- Okuduktan sonra ya da okurken hatırlıyorum ama ondan önce değil.
-İlginç. Genelde bu gibi şeyler unutulmaz.
-İlahi Veysel Bey ben hayatımı kaybetmişim baştan sona, siz kitaba ilginç diyorsunuz.

Doktor ona sıkıntılı bir tavırla gülümsedi.

- Aslında bir de şu var, okuduğum kitaplarla ilgili daha önceki yorumlarım bana çok uymuyor. Harika dediğim o kadar da etkilemiyor beni, çocuk işi bulduklarımdan hoşuma gidenler oluyor. Ama kedileri bile sevdiğime göre artık. Çok da şaşırmamak lâzım değil mi?
- Kedileri mi seviyorsunuz?
- Eh tabi kedi sevmekte bir tuhaflık yok da Sarp Bey daha önce korktuğumu söyledi.

Karşılıklı oturup içeceklerini yudumlarken içi sıkıldı biraz Lerzan'ın. Adamın etrafı incelemesi, kendisine bakışı. Bazen Sarp'la da aynı hisse kapılıyordu ama bu çok daha fazlaydı. Sanki bakışlarıyla beynini okumaya çalışıyor gibiydi adam. Doktor da olsa sıkıcıydı bu durum.

- Kendinizi nasıl hissediyorsunuz.
- Efendim?
-Sağlığınız diyorum. Baş ağrısı, tansiyon yükselmesi falan var mı?
- Baş ağrısı var arada ama.
-Nasıl bir baş ağrısı?Ağırlık gibi mi, hareket ettikçe mi, bıçak sokulur gibi mi?
- Bir iki kere bıçak sokulması gibi hissettim ama fazla sürmedi.
-Ve yine de kontrole gelmediniz.
- Gelecektim ama
-Lerzan Hanım bu işin şakası olur mu? Kontrolu elden bırakmamak gerekiyor. Yarın hemen hastaneye gelmelisiniz.
-Pazartesi yapsak onu. Pazar günü gelmemin bir alemi yok herhalde.
-Tamam ama eğer ağrı olursa hiç beklemeden hemen istiyorum sizi. Kaç kere oldu ağrı.
- Geçen hafta içinde üç kere.
-Üç kere ha. Tetikleyen bir şey var mıydı?
- Yorgunluk, uykusuzluk falan gibi mi?Yoktu.
-Tamam, geldiğinizde bakarız yeniden. Ben kalkayım artık. Pazartesi sabahı erkenden bekliyorum.
-Tamam, gelmezsem hastaneyi eve getireceksiniz sanırım.
-Yapabilirim tabi

Diyerek ayağa kalktı adam. Onu geçiren Lerzan odaya geri döndüğünde bir baş ağrısı daha saplandı kafasına. O bir anda Veysel Bey'i kapıdan geçirirken gördü kendisini yeniden. Kapı başka bir kapıydı  ve hızlıca çarpma sesi kulaklarında çınladı. Ya da elinden kayan bardağın yere düşerken çıkarttığı ses miydi o?


Hikâye

Benzer yazılarım

14 Yorum yap

  1. Ne hoş bir hikaye bu . Peki devamı var mı?

    YanıtlaSil
  2. Wattpad de yazsana :D sonra kitap yaparsin belki :-)
    Bi ara diger bolumleri de okuyacam !! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap olacak kadar uzatamıyorum Dr.Coffee, keşke yazabilsem :)

      Başını okumadan son bölümleri okuma sakın :)

      Sil
  3. kaldığımız yerden devam ha. bayağı heyecanlı olmaya başladı. bu dr. veyselden bir şeyler çıkacak belli
    Çenebaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pek yakında her şey aydınlanacak Çenebaz :)

      Sil
  4. Ha gayret Lerzan :) o_O

    Kalemine sağlık Handan. Ne güzel yazıyorsun :)

    YanıtlaSil
  5. Haha hem Sarp, hem doktor ha? Lerzan'a bak sen :p İyi ki devam ediyorsun, merakla bekliyorum :)

    YanıtlaSil
  6. Çok heyecanlandım :)) iyi ki devam ettin bence çok etkileyici, bu arada eski eş niye hala aramadı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Sevinç :) Eski eş pek umursamaz çıktı di mi :)

      Sil
    2. Evet ama iyiki boşanmış dedirtecek kadar :)) hemen dedikoduya bağladım :))

      Sil
    3. Yüksek sesle gülüyorum şu an Sevinç, hahaha, ilahi :D

      Sil