2013'de

 Sağlıklı ve mutlu

 Sımsıcak

 Huzurlu

 Rengârenk

 Cıvıl cıvıl

 Büyülü



 

 Sevdiklerimizle birlikte

 Güzel sürprizlerle dolu

 

Harika bir yıl diliyorum...



Partiii :)

Aralık ayının ilk haftasından planlara başlamıştım. Üniversite arkadaşlarımla uzun zamandır buluşamamıştık , bu sefer erken plan yaparak onları toplayabileceğimi umud etmiştim. Bir fire ile toplanabildik gerçekten de :)

Ama bu toplantının biraz farklı olmasını düşündüm. Kafamızı dağıtalım, gündelik hayattan kopalım, bir müddet dinlenelim istiyordum. Bu kızlar çılgın bir çalışma temposundalar , arada bir mola yapsınlar.


Öncelikle yaparken hepimizin keyif alacağı etkinlikler bulmaya çalıştım. Sekiz kişiydik sekiz tane etkinlik belirledim. (Hepsini yapamadık tabi ama olsun :)

Hediye çekilişi, dilek ağacı, oyun, yeşil deftere yazı, hatta kahve keyfi bile vardı bu etkinliklerin arasında.

Hepsini kâğıtlara yazıp ağacımıza astım süslü mandallarla. Herkes sırayla bir tanesini çekti, ne çıktıysa onu yaptık. Yani etkinlik seçimi bile oyun oldu bizim için :D



Önce tabii ki karnımızı doyurmak gerekiyordu :)

(Bu çocuklar ne zaman bizim boyumuzu almışlar böyle :D)


İlk işimiz kazı yapmak oldu :) Görmüşsünüzdür, bir çok kazı oyuncağı var şimdi. Kimisinin içinden dinozor kemikleri çıkıyor, kimisi eski Mısır. Çocuklara içinde sekiz tane taş olanını seçmiştim. Onlar sırayla birer birer çıkarttılar taşları. Hatta dokuzuncuyu da buldular içinde. Taşlarla ilgili bilgiler de vardı. Bize de Mısır. Any her daim Mısır'a gitmek ister, ben de onun ayağına getireyim dedim. Gördüğünüz gibi büyük işler peşindeyiz :)

 
 

 Gün yüzüne çıkan arkeolojik eserlerimiz :D


Sevgili Birsen bu Karagöz takımını almış çocuklara. Bilgiç bize gösteriler yaptı molalarımızda. Kutunun içinde metinler de var. Üstelik çok eğlenceli ve eğitici metinler. Bayıldık.



Hediye çekilişi geldi ardından. (Her ne kadar içinde etkinlik yazan kâğıtların yerini her defasında değiştirsem de Bilgehan'ın elinden kurtaramadım, hangisi çekiliş yazan takipte olduğundan hemen onu aldı :)


Çekilişte çıkan mini model uçaklarını boyayan oğluşları görüyoruz burada. Tabi onlar meşgulken anneler de iki kelime konuşsun arada değil mi?


İlk gözağrımız Zeynep'in elindeki defteri yapalı 22 yıl olmuş.  Özel kuralları olan özel bir defterdir kendisi. Eli değen yazı yazmadan bırakamaz, evine götüren bir günde getirmek zorunda, herkes rumuzla yazar falan. Okulun son senesi hep elimizdeydi bu defter. Daha sonra da ara ara yazmışlığımız var. İşte ilk defa çocuklarımıza verdik. Onlar da annelerinin çocukları olduğunu ispatlayarak keyifli şeyler yazdılar :)


Sürekli bir şeyler yeniliyor bu arada :)


Ciddiyetle dilek düşünen köşe :D Daha önce hazırladığım kartları göstermiştim, işte onlara dileklerimizi yazarak dilek ağacımızı oluşturduk. Metehan 'ın bir sürü "Yılan" dileğine karşın benim dileğim de "Yılan olmasın, yılan olmasın" şeklindeydi :D


Ne yazık ki hava kapalı olduğu için teleskopla dolunayı seyredemedik. Film keyfi yerine de konuşmayı tercih ettik. Arada kahvelerimizi hüpletirken bol bol güldük.

Canım arkadaşlarım benim. 25 yıl sonra hâlâ sizinle paylaşabilmek böylesi geceleri harika bir duygu. İyi ki varsınız...

Kasetçalar :)

Dün sabah erkenden Tchibo'nun önündeydim. Bitmeden muhakkak almam gereken birşey vardı.

Içeriye girip onu görür görmez mutlu oldum :)



Işte bu bebek benim artık.

Evdeki bir dolu kasetimi yine dinleyebileceğim. Daha da güzeli istediklerimi bilgisayara da aktarabileceğim.

Zamanda yolculuk yaptım dün akşam.

Eski walkmanlerim geldi aklıma. Pili bitmesin diye kalem takıp da ileri geri sardığım kasetlerim.

Metehan kaseti eline alıp ne tarafa takacağım ben bunu şimdi diye sordu ya, ne güldüm :) Peki sonraki şarkıya nasıl geçiyorsun demesi daha da hoştu. Yok oğulcuğum, biz onların hepsini dinliyorduk sırayla. Onun için de o zamanlar bütün albümlerin tamamını bilirdik. Hatta ilk dinlemede hiç sevmediğimiz şarkılar bile zamanla güzelleşebilirdi. Üstelik bütün şarkılar bir arada olunca şimdiki gibi hemen tüketilmezdi şarkılar peşpeşe dinlene dinlene, güzeline sıra geldiğinde başka bir keyif alınırdı. Tabi yine de bazı kasetlerin bazı kısımları başa sarılmaktan yıpranmış olabilir. Ya da iki yüzde birbirine denk düşen şarkılar çevrile çevrile dinlenebilir.

Kaset dinlemiş olmak mı bizi daha sabırlı yapmış acaba yeni nesile göre :)

Neyse felsefe yapmayayım şimdi :)

En güzeli de hemen annemden eski kasetleri alıp bilgisayara aktaracak olmam.

Bir gün iki yaşındaki Handan'ın sesini dinletebilirim belki size :)

Bak hâlâ gülümsüyorum fotoğrafını gördükçe:)

Herkese günaydın.

Şişli'den Beşiktaş'a Yürürken

Dişçiye gitmemin en güzel yanı onun Şişli'de olması ve benim o bölgeye gittiğimde ilk gençliğime dönmem :)

Eee 7 yıl okudum Maçka'da hiç de azımsanacak bir zaman dilimi değil.

Dün de Bilgehan'la birlikte gittiğimiz dişçiden dönerken, yine her zamanki gibi yürüyerek indik Beşiktaş'a. Tanımda fotoğraf makinası yoktu haliyle cep telefonuna kaldım ama yine de dayanamadım çektim :)











Bu da Diğer Fikir

Peçete halkaları bitip de karton bitmeyince bu sefer diğer kurabiye kalıplarını alıp işe koyuldum.


Bunların arkasına dilek yazıp asacağız :)


Meselâ buraya asilabilir :)



En güzel kısmı yazık mı olsun? Yok, onun yerine kitap ayracı olsun :)

Peçete Halkası

Sevgili Martha'nın sitesini gezerken pratik fikirlerden esinlenerek ne zamandır atmaya kıyamadığım paket kağıtlarını kullanabileceğim bir şey buldum. (Oy, cümleyi zar zor toparladım :)



Paket kağıdı, şablon olarak kullanacağım kurabiye kalıbı (Onları da boşa almış olmayayım bari :) , eski doğumgünü partisinden kalma kurdeleler, makas, seloteyp, herşey hazır.


Çam ağaçlarını kesip arkalarına seloteyple kurdele yapıştırdım.


Ta damm... Yok, çok sade oldu, küçük bir dokunuş gerekiyor.


Şimdi tamam :)



Kalanları da değerlendirdim ama o da biraz sonraya kalsın.

Hoşuma Gitti

"Kolay olmayan nedir?

Kolay olmayan akla güvenmektir.

Kolay olmayan iradeyi kullanmaktır.

Kolay olmayan bedel ödemekten kaçmamaktır.

Kolay olmayan yaşamanın sorumluluğunu almaktır.

Kolay olmayan değişenin neden değiştiğini, değişmeyenin neden değişmediğini anlamaktır.

Kolay olmayan kendi kaderine egemen olmaktır.

Kolay olmayan başkasına sığınmamaktır.

Kolay olmayan kolaya kaçmamaktır."

Erdal Atabek'in Cumhuriyet'teki yazısından. (Bknz)

Yılbaşı Süsleri

21 Aralık gecesi geleneksel yılbaşı süslemesi gecemizdi :)

Ağacımız ve süsler kutulardan çıktı, keyifli bir karmaşa içinde süslemelerimizi yaptık :)

Önce ağabeyimiz dersanedeyken küçük oğluşla akşama yemek için kurabiye yaptık.

Kalıp falan almıştım, kupaya takılan kurabiye için ama, bana sıkıntı bastı kalıpla uğraşırken, gelecek seneye kadar bir daha yapmam artık :)



Nihayet herşey hazır :) Işe başlayabiliriz.


Ağacın tepesine minik bir yıldız..


Ne bulduysak astığımız ağaç.. Bu tam bitmemiş hali gerçi.


Cadılar bayramı süsü yaparken Evren lambalarla yapılan bir süs söylemişti, bu da ondan esinlenerek yaptığımız yılbaşı süsü. Aslında kağıttan çam ağacı yapacaktık lambaların üzerine ama topladığımız yapraklara kar spreyi sıkarak hazırladığımız bu süsü çok sevdik.


Bu da lambası yandığındaki hali.


Yine topladığımız dallardan hazırladığımız süs. Bu minik toplar onlara çok yakıştı. Ama asma iplerini kalın bulduğumdan bir saat ip değiştirdim, öyle de takıntılıyımdır .


Dağılmış bir Metehan:)


Bu da başka bir köşe :) Kayaktaki Noel Babaya odun taşıyan bir tane arkadaş getirdim. Tamam bir de kar küresi almış olabilirim. (Onu buraya koymamışım daha fotoğrafı çekerken bak, söylemesem de olurmuş:) O kadar bu sene aldıklarım.


Ve son olarak Can'ın sanatsal çalışması, ay yıldız şeklinde ışıklar. Her sene aynı şekli vermekten sıkılmış herhal :)